Santrforsuz da olsa

22 Ocak 2012

Fenerbahçe için hem üç puan getirisi olan hem de matrak anları unutulması zor ve renkli bir gece yaşanmaktaydı Saracoğlu’nda... Kaleciler için çocukluğumuzdan devam eden deyimler vardır. Bize göre en sempatik olanı, “aklı kıt olanlar kaleci olur” yakıştırmasıdır. Navarro’nun da maç daha yeni başlamışken ceza sahası içinde yaptığı biraz gülünç biraz da delicesine hareketinden doğan sayıya başka ne denir ki? Hem de çevresinde Alex gibi bir “futbol şeytanı” kurt gibi bir kaptan gol anını kovalarken...
Geçen hafta Manisa oyununda Fenerbahçe’yi, santrfor kıyafetiyle hücumlarda “iskele babası gibi” çakılıp kalan Bienvenu’nun arkalarında oyunu 95 dakika hiç durmadan kurcalayıp duran Stoch ve Caner kurtarmışlardı. Dün Kayseri önündeki sonucun fotoğrafları da geçmiş haftanın tersinden seyri gerekenleriydi sanki. Aykut hocanın “çaresizlikten yarattığı çare” ile takımın ön ucundaki Bienvenu tahta perdesini çekip alması idi dünkü büyük maharet... Çünkü takımın atak trafiği birden hücum özgürlüğüne kavuşuvermişti. Bienvenu’nun son dakikalarda girip bir de sayı yakalaması ise yine Tanrı’nın kendisine lütfundan başka bir şey ifade etmiyordu futbolun yaratıcılığı adına...
Emre’ler-Mehmet

Yazının Devamı

Lefterli yıllar

20 Ocak 2012

LEFTER ağabeyin cenaze töreni tam da onun görkemli hayatına yakışır bir renklilik içinde yaşandı doğrusu...
Tarlabaşı ve Balık Pazarı’nın eski zamanlarını bilenler Kurukahveci Berçdergazaryan’ın ünlü dükkanını iyi hatırlarlar. İşte antrenmansız günlerde Adana’dan inen Leftaraki oraya takılır ve dostlarıyla birlikte hoşça zaman geçirmeyi pek severdi. Ayrıca 1958 model Chevrolet marka taksisi durakta sırasını bekler ve LEFTER sevdalısı olan aileler de onun arabasıyla dolaşmaya bayılırlardı.
İşte 1950’li 60’lı yıllardaki çoğu da İSLAM ÇUPİ’li, BERÇ’li o doyumsuz sohbetlerin içinde yaşadığım için kendimi bahtiyar sayarım.
LEFTER ağabeyin yaşamındaki futbol ve anı zenginliğini son günlerde o kadar çarpıcı yorumlarla anlattı ki, birçok şöhretli isim ve kalem, ben de fark edilmemiş, ama milli takımların içinde yaşanmış bir hatıramı aktarayım istedim sizlere...
* * *
80’li yıllarda milli takımlar bütünlüğünün başına teknik menajer olarak getirildiğim zaman B-Genç’ten A-Milli Takım’a kadar ki, bütün kategorilerde bir bütünlük armonisinin yaratılması ve yaşatılmasının kaçınılmaz doğru olduğunu saptamıştık federasyon başkanımız rahmetliler SAHİR GÜRKAN, Genel Müdürümüz

Yazının Devamı

Mucize puanlar

17 Ocak 2012

Manisa’daki heyecan dolu gecede önce Manisaspor’un 90 dakikalık oyun temposu ve taktik değerlerini, sonra da Fenerbahçe adına oyunun kaderini değiştirmek için çırpınıp duran Caner ve Stoch’un puanları adeta çekip koparmasını alkışlamalıyız.
Güiza’dan sonra Bienvenu felâketi ile uğraşmak zorunda mı Fenerbahçe? Bu adamları hangi menajer bozuntuları bulup getirirler ve Fenerbahçe’de hangi futbol fukarası düşüncelerle dolaşan yönetici zevatı(!) mukaveleye bağlar “futbolcu” diye...
Stoch ve özellikle Caner, Manisa’nın kalabalık tuttuğu defans göbeğini çözmek için didinip durdukça ileride oynayan “uç adam müsveddesi Bienvenu“nun dönen toplara kolayca girişeceğini ve golleri bulacağını umuyorlardı muhakkak... Ayrıca tüm hareketlerinde “belden özürlü tavır görüntüleriyle” tribünleri ve ekran Fenerbahçelileri’ni çileden çıkaran bu adama daha ne kadar tahammül edeceksiniz sayın yönetim kurulu ve sevgili Aykut Kocaman?
Fenerbahçe’nin ligde attığı gollerin pek çoğu orta saha oyuncularından... İyi de ileri uçtan Niang’ı sessiz sedasız satarken kime güvendiniz ki? Hadi Semih için “kriz içinde bir sezon yaşıyor” diyelim. Peki bu adamı alırken nerede, hangi becerili maçlarını seyrettiniz

Yazının Devamı

Bay futbol öldü

14 Ocak 2012

Lefter Küçükandonyadis bugünkü rakamlarla 50 milyonları aşan futbol sevdalısının gizli aşkıdır bu ülkede... Türk halkına futbolu sevdiren, Fenerbahçe’ye maddi hiç bir getiri düşünmeden kontratlarına imza atıp hayatı boyunca transfer ücreti olarak sadece 97 bin 500 TL almış tek tevazu abidesidir...
Bu ülkedeki Fenerbahçelilik sevdasını katlayan isimdir Lefter... Ayrıca bu olağanüstü futbolcunun Türkiye’nin kaybettiği ve yaşamakta olan futbol devlerinden birebir öğrendiğime göre Gündüz Kılıç’lar, Coşkun Özarı’lar, Metin Oktay’lar Selahattin Torkal’lar Fikret Arıcan’lar halen yaşamadıkta olan sevgili ağabeyim Fikret Kırcanlar’dan öğrendiğime göre hepsinin birleştiği tek kanaat, gelmiş gezmiş zamanların en büyük futbolcusunun Lefter olduğudur.
Ayrıca kendisinin 1948’li yıllarda Atina’da Yunan Milli Takımı ile oynadığımız özel müsabakada takımımızı soyunma odasında, “Hayda bre, bu adamları burada yenmeden mi döneceğiz” sözleri ile ateşleyip iki gol de atarak maçın 3-1 kazanılmasını sağlayan Lefter’i geçmiş ve şimdiki zamanların en saygın Türk yurttaşlarından biri olduğunu alkışlamamız gerekmez mi? Maç sonucundan sonra fanatik bir Yunanlı’nın Akrapolis’ten atlayarak intihar

Yazının Devamı

Alex’le işlem tamam!

13 Ocak 2012

Fenerbahçe, Konya Torkuspor önünde özellikle ilk yarıda oynarken ne yaptığını bilen, organize atakların yerleşmiş planlarını yapmaya çalışan bir oyun şemasını resimlemekten hayli uzaklardaydı.
Sarı-lacivertli ekibin varlığı da yoklukları da Alex’in kafası ve ayakları içinde yaşıyor sanki... O ikinci yarıda oyuna girene kadar orta alanda Fenerbahçe varlığını yaratacak bir olgunluk ve futbol kalitesinden bahsetmek çok da zordu hani...
Cristian - Emre - Özer ve Mehmet Topuz, hiçbiri Fenerbahçe efsanesi yaratacak klasa ulaşamadılar hâlâ... Bir maçta iyi oynayan oyuncu ikinci maçta “dinleniyor” veya “saklanıyor” sanki... Dünkü daha ilk yarıda kolay geçmesi beklenen oyunda dahi Fenerbahçe Alex’in girişiyle turu garanti altına alıyorsa eğer bu hakikat koca Fenarbahçe’de zaten bir takım gerçekleri dökmüyor mu ortalara?
Bienvenu geceye ilk golüyle imzasını attıktan sonra ne kadar sevindi gördünüz... İkinci devrede bir çok son hareket hataları yapmasına rağmen iki gole daha imza atıp kendine gelmiş bir hava yaratmasına tüm Fenerbahçeliler sevinmiştir sanırız... Ancak bu sempatik ama uzun haftalar “rötarlı bir havada takılıp kalmış” oyuncu bakalım zorlu Manisa deplasmanında hangi

Yazının Devamı

Kâbustan huzura...

10 Ocak 2012

Fenerbahçe’nin Gaziantep önündeki korkularla donanımlı oyununun özellikle ilk yarıdaki bölümüne futbol demek için tribündeki insan sayısının çok üstünde şahide ihtiyaç vardı doğrusu...
Ligin ilk yarısındaki tüm maçlarında önce mesleki onurunu ve fiziksel gücünün tüm rezervlerini kullanan Fenerbahçe ekibinden eser dahi yoktu dünkü çok önemli müsabakanın uzun süreli bölümünde...
Evet, Gaziantep her yönüyle Fenerbahçe gibi dişli bir rakiple vuruşacağının bilinci ile çıkmıştı Saracoğlu’na... İleri uçta kontratak nöbetine bıraktığı Bekir Ozan dışında 10 kişiyle kalesini savunuyor, orta alandaki tüm top kapma yarışlarından galip çıkıyor, Fenerbahçe’nin alarga bir hücumu sonrası eksik yakalayınca da basıyordu sıcak, korkutucu ve gollere çok yakın kontratak hücumlarını...
Buna karşın sarı-lacivertli ayakların yavaş, kazanma hırsından uzak, etkisiz, hatta “bitik” gibi görünen haline doğru tehşisi mertçe koyarsak eğer “Fenerbahçe inişteydi” diyebiliriz, sarı-lacivertli takımın maçın ilk yarısındaki şaşırtıcı durgunluğu ve kötü futbol görüntüleri için...
* * *
İkinci yarıda Semih ve Gökay’ın çıkışları, Caner’le Bienvenu’nun oyuna alınmaları sanırız Aykut Kocaman’ın kadro

Yazının Devamı

Kan ve puan

5 Ocak 2012

Ordu'da fizik güç ve çabuk oynama kavramlarında "fırtına"dan da öte adeta bir "kasırga" hızında esip gürlemekteydi Orduspor, Fenerbahçe karşısında...
Arjantinli ünlü hoca Cuper'in gelişi ateşlemişti sanki Ordu'yu... Stancu'sundan yola çıkarsak, yerlisinden tüm yabancılarına kadar bütün ekip olağanüstü ataklarla Fenerbahçe'yi hem savunmada kilitliyorlar hem de mükemmel çıkışlarla sarı-lacivertli defansı darmadağın ediyorlardı zaman zaman... 10 haftadır gol bulmada siftahı bile olmayan Stancu'nun 30 metre civarından çaktığı enfes vuruş da ağlara takılı kalınca Fenerbahçe'nin karşı koyacağı teknik güçleri tek tek eriyordu adeta bu zorlu deplasmanda...
Sarı-lacivertli ekibin ilk yarı fotoğraflarını incelemeye alırsak önce Özer'in durumuna bir göz atmalıyız... Alex'in oynadığı bölgenin hayranlığını sık sık anlatıp kendisinin aslında "oyun kurucu bir futbolcu" olduğunu savunan Özer'in Alex ustanın olmadığı dünkü yarışmada yaptığı pas hatalarını maçın ilk perdesinde tek tek izledikten sonra sınıfta kaldığını kolayca söyleyebiliriz... Zaten aksi düşünce olsaydı teknik kulübe kendisini oyundan alır mıydı hiç?
* * *
Maçın ikinci perdesi de yüksek temposunu aynen muhafaza

Yazının Devamı

Şahısları bağlar

1 Ocak 2012

Türk futbolunda on yıllardır varolan şike seneryolarının faturası maalesef sarı-lacivertli camiaya çıkarılmıştır.
Fenerbahçe takımının geçmiş sezon boyunca sergilediği futbolda şike kokusu veren tek 90 dakikası yokken... Şaibeli ilan edilen maçların hakem notları hiçbir lekeyi işaretlemeden maç sonuçlarını onamışken. Geçmiş Futbol Federasyonu, tüm sonuçları kabul edip 2010-2011 sezonu şampiyonu Fenerbahçe’yi ilan ettikten sonra yapılan polisiye teknik takipler sadece şahısları bağlar ve koca bir camiaya bir alt kümeye düşme cezası verilemez.
* * *
Bir futbol müsabakasının tartışılmaz hakimi hakem kararları olduğuna göre şikeyi araştıranlar saha içinde nelerin olup bittiğini, hangi futbolcuların maçta şike olduğu kanaatini uyandıracak hareketler yaptığını ya da sözler sarfettiğini o maçların hakemleri ve yardımcıları ile birlikte araştırıp soruşturmak futbol federasyonu adına doğru yolun ta kendisi değil midir. Aksi halde şike vardır veya yoktur kanaatine oturduğu yerden nasıl varacaktır ki.
* * *
Bu satırların yazarı özerk yasa öncesi rahmetliler Sebahattin Erman, Sahir Gürkan ve Kemal Ulusu ile Yılmaz Tokatlı federasyonlarında asbaşkan olarak çalışmıştır. Sahir

Yazının Devamı