Türk-Yunan ilişkileri ne yöne gidiyor?

19 Mart 2021

Türk Yunan ilişkilerindeki gelişmelerin seyri insana şu soruyu sorduruyor: Bu ilişkiler iyiye mi gidiyor, yoksa kötüye mi?

Bu konuda son zamanlarda olup bitenler ve yapılan açıklamalar birbirinden farklı, hatta birbirine zıt sinyaller veriyor. İbrenin kâh kötüye, kâh da iyiye kayması zihinleri karıştırıyor.

Böyle belirsiz bir havada, iki ülke arasındaki ilişkilerin bir “çatışma”ya mı, yoksa “yumuşama”ya mı gitmekte olduğunu kestirmek oldukça zor.

Durum her iki yönde de anbean değişiyor.

Şu anda ibre “iyi”ye doğru gidiyor gibi...

Yumuşama belirtisi

Önceki gün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklama yeni ümitler yarattı: Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias 14 Nisan’da Ankara’ya resmi bir ziyaret için gelecek; ardından Çavuşoğlu Atina’ya gidecek. Böylece iki ülke arasındaki anlaşmazlıklarla ilgili görüşmeler üst düzeyde yapılacak. Bunun bir Erdoğan-Miçotakis buluşmasına yol açması da düşünülüyor.

İki taraf arasındaki diyaloğun böy

Yazının Devamı

Türkiye-Mısır yakınlaşmasında 'Yunan faktörü'

16 Mart 2021

Garip görülebilir ama son günlerde Türkiye ile Mısır arasında bir yakınlaşma başlamasında ‘Yunanistan faktörü”nün de etkisi var.

Bu terimden kastedilen, Ankara’nın nazarında Atina’nın son zamanlarda Türkiye’ye karşı oluşturduğu tehdittir.

Ege ve Doğu Akdeniz’deki gerginlik ortamında Yunanistan Türkiye’ye karşı politikasını, yanına sadece AB’yi ve ABD’yi değil, Mısır başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerini de alarak yürütmeye çalışmaktadır. Nitekim Ankara Yunan-Kıbrıs Rum odaklı bölgesel bir ittifakla karşı karşıya gelmiş durumda.

Ankara’nın bir süreden beri Mısır ve diğer bazı bölge ülkeleriyle ilişkilerinin farklı nedenlerden bozuk olması, Atina’nın işine yaramıştır. Mısır konusunda bu neden, Erdoğan hükümetinin desteklemiş olduğu Mursi rejiminin, Sisi’nin askeri darbesiyle devrilmesi, yani rejimiyle ilgiliydi.

Bu yüzden diplomatik temaslar kesilmiştir.

***

İşte böyle bir ortamda, Doğu Akdeniz’deki uyuşmazlıkla ilgili bir gelişme, bu ilişkilere yeni bir bakış fırsatını doğurdu. Sisi yönetiminin,

Yazının Devamı

Revizyon dönemi

12 Mart 2021

Türkiye yargıdan idari sisteme, ekonomiden dış politikaya kadar, çeşitli alanlarda bir “Revizyon dönemi”ne girmiş durumda.

İlk bakışta bu, iddialı bir tabir olarak görülebilir; ancak bu alanlarda son yapılan hamleler iyi değerlendirildiğinde, yeni süreci bu şekilde tanımlamanın hiç de yanlış olmadığı anlaşılır.

Dilimizde de kullanılan “revizyon” sözcüğü, “yeniden gözden geçirme” demektir” demektir. Yani, bir kararın veya bir uygulamanın tekrar gözden geçirilmesi gibi... Amaç, o karar veya uygulamada bir aksama, hata veya yetersizlik olup olmadığını tespit etmek, böyle bir şey varsa bu gerçekle yüzleşmek ve ona göre gerekli düzeltmeyi yapmaktır.

İşte Türkiye’de bu yılın başlarından beri, böyle bir süreç başlamış bulunuyor. Buna karar veren iktidar, “Revizyon”u geniş ve kapsamlı bir şekilde yürütmeye çalışıyor. Yani “Revizyon”a tabi olan işler, hukuki, idari, siyasi, ekonomik, diplomatik gibi çeşitli alanları içeriyor. Sonuç itibarıyla

Yazının Devamı

Mısır’la yeni bir başlangıç mı?

9 Mart 2021

Ankara’da son yapılan bazı açıklamalar Türkiye ile Mısır arasındaki gergin ilişkilerde yeni bir hareketliliğin, hatta normalleşme olasılığının işaretini verdi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Savunma Bakanı Akar’ın bu açıklamalarına göre, Doğu Akdeniz’de tartışmalı hale gelen “deniz yetki alanının sınırları” sonucunda, Mısır Türkiye’nin pozisyonunu kabul etmiş görünüyor. Mısır belirlediği bir parselde sismik araştırma planlarında Türkiye’nin daha önce Birleşmiş Milletler’e de bildirdiği sınırları dikkate almış bulunuyor. Bu konuda Türkiye ile Mısır arasında sessizce bazı görüşmelerin yapıldığı da anlaşılıyor. Nitekim Ankara’da yapılan açıklamalarda, iki devlet arasında “deniz yetki alanı sınırları” ile ilgili bir “mutabakat zaptı”nın imzalanabileceği de belirtiliyor.

Geçen yaz Mısır’la bölgedeki deniz yetki alanını da içeren bir anlaşma imzalayan Yunanistan, Ankara’dan gelen bu haberler karşısında büyük bir endişe ve telaş gösterdi. Yunan Başbakan Miçotakis, Mısır lideri

Yazının Devamı

Plan eyleme dönüşecek mi?

5 Mart 2021

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın reform programı çevresinde “İnsan Hakları Eylem Planı”nı açıklamasına dış çevrelerin tepkilerini kısaca “olumlu ama ihtiyatlı” diye ifade edebiliriz.

Konuyla yakından ilgilenen Batılı kaynaklar, kapsamlı ve evrensel değerlerle uyumlu böyle bir planın ortaya çıkmasını önemli bir gelişme sayıyorlar. Bir Avrupalı diplomatın deyişiyle, bu yeni “yol haritası, Türkiye ile Batı dünyasını birbirine yakınlaştıracak nitelikte” görülüyor.

Ayrıca iktidarın insan hak ve özgürlüklerinden yargı sistemine kadar, ülkedeki koşulları iyileştirmeye yönelik böyle köklü bir değişim yapmak ihtiyacını hissetmiş olması “ileri bir adım” sayılıyor.

Bu bir bakıma, iktidar çevrelerinin de son zamanlarda insan hak ve özgürlükler alanında örneğin AB’den ve ABD’den gelen bazı eleştirileri veya uyarıları da her şeye rağmen dikkate aldığını gösteriyor.

Zamanlama uygun

Dış çevrelerin, Eylem Planı’nı genelde olumlu karşılamakla beraber, ihtiyatlı (hatta bazılarının

Yazının Devamı

ABD’nin Ortadoğu politikası ne kadar değişecek?

2 Mart 2021

Washington’da geçen cuma günü şimdiye kadar gizli tutulan “Kaşıkçı Raporu”nun yayımlanması ve onu izleyen gelişmeler, ABD’nin Suudi Arabistan dâhil, Ortadoğu politikasında bir değişiklik sinyali sayılıyor.

Başkan Joe Biden, görevine başladığı 20 Ocak’tan bu yana, selefi Donald Trump’ın politikalarından ayrılan yolda ilk adımlarını atmıştır. Dış politikada, özellikle İran, Körfez ülkeleri, Yemen, Filistin gibi Ortadoğu meselelerinde aldığı yeni tavır, önemli bir siyaset değişikliğinin habercisi sayılmıştır.

İşte tam bu sırada, Trump döneminde “hasıraltı” edilen Kaşıkçı Raporu’nun yayımlanması, bu değişiklik zincirinin yeni bir halkasını oluşturuyor.

Ancak bu değişikliğin nedeni ve limiti nedir? Biden bu cinayette suçlanan bütün Suudi yetkililere ve bu arada Veliaht Prens Muhammed bin Selman’a karşı cezalandırıcı kararlar da alacak mı? Yani Washington’un tutumunda bir değişiklik söz konusu ise, bu nereye kadar gidecek?

Çıkar mı, ilke mi?

Menfur cinayetin işlenmesinden sonra özellikle Türkiye’nin ABD başta olmak

Yazının Devamı

Mars’ta işler yolunda, ama yeryüzünde?..

23 Şubat 2021

Geçen perşembe günü, Teksas’ın Houston kentindeki Amerikan Uzay Araştırma Merkezi NASA’da olağanüstü bir heyecan vardı. “Azim Operasyonu” adı verilen bir misyonun yöneticileri ve bilim adamları dünyadan çok uzak, 470 milyon kilometre mesafeden bir haber bekliyordu.

Bu haber, uzayda nefes kesen hızla seyreden bir aracın tam yedi ay süren yolculuğu sonunda, Mars’tan gelecekti. Bir robotun güdümündeki bir ton ağırlığındaki araç, şimdiye kadar esrarengiz bir gezegen olarak kalan Mars’a sağ salim inebilecek miydi? Bu iniş, NASA’nın belirlediği noktada, bir kraterin bulunduğu bölgede gerçekleşebilecek miydi? Ve tabii en önemlisi, uzay aracı Mars’tan varış sinyalini ve de bununla ilgili resimleri gönderebilecek miydi?

Evet, NASA’da çok heyecanlı anlar yaşanırken, Mars’a ilk yumuşak ve isabetli iniş mesajı gelmeye başladı. Ardından, Mars’tan ilk resimler de ulaşınca, NASA ekibinin bu müjde üzerine nasıl coştuğunu gösteren fotoğraflar da dünya televizyonlarına yansıdı.

Teknoloji harikası

Mars’a iniş

Yazının Devamı

ABD ile güven ve güvenlik sorunu

19 Şubat 2021

Hafta başında Irak’ın Gara bölgesinde PKK teröristlerinin yıllardır rehin tuttuğu 13 Türk askeri ve güvenlik görevlisini şehit etmesi olayının uluslararası ilişkiler açısından en önemli ve düşündürücü yanı, bunun Türkiye ile ABD arasındaki güven ve güvenlik sorununu gözlerin önüne sermiş olmasıdır.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgedeki operasyonu sırasında PKK’nın gerçekleştirdiği bu katliam karşısında Washington’un ilk aldığı resmi tavırda, katliam haberinin “eğer doğru ise” ifadesi kullanılarak bunun şüpheyle karşılandığını duyurması Ankara’da büyük şok yaratmış ve çok sert bir karşılık verilmesine yol açmıştır. Çok geçmeden, Türk liderlerinin olayın gerçekten PKK’nın bir infazı olduğunu gösteren tüm kanıtları ortaya koymasından sonra ABD yönetimi gerçeği kabul etmek ve PKK’yı suçlayan bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır.

“Sözde” müttefik

ABD’nin bu olaydaki davranışı, ister istemez, Türk-Amerikan

Yazının Devamı