İkinci Trump dönemi denildiğinde en çok konuşulan, tartışılanların başında dünyanın geleceği kadar ABD’nin kendi iç meseleleri, özellikle “müesses nizam” ya da “derin devlet” muhabbeti de var... “Kim Başkan olursa olsun, o müesses nizam Amerika’yı idare eder” denilen Pentagon, istihbarat, Siyonist ve Evangelist sermayeden oluşan üç ayaklı bir sistem, güç yani. Dolayısıyla dünyanın gündemine oturan ABD Başkanı Trump ve dünyanın en zengin iş insanı Musk arasındaki kavgada kaybedenin kim olacağına dönük havada uçuşan öngörülerin yanı sıra bu gerilimin bir Amerikan “Derin Devlet” manipülasyonu olduğu da iddialar arasında… Malum “Dünyada savaşları bitireceğim” diyen Trump’ın ABD’deki “derin devleti tamamen yok edeceğim” kararlılığı da sır değil, aleni... Küreselcilere karşı olan Trump’ın aynı zamanda devlet içinde de o küreselcilerin, derin devletin, müesses nizamın unsurlarıyla da çok büyük bir mücadeleye girdiği bilinen bir durum... Böyle bakıldığında da Trump-Musk arasındaki kavgaya, küreselcilerin seçimle yenemedikleri Trump’ı Musk üzerinden yıpratma hesabı ve buna dönük “derin hamlesi” de denilebilir... Kavganın Cumhuriyetçiler arasında yarattığı kırılganlık ya da cephede yıpratma,bölünme tartışmaları da ortada zaten... Yeni bir siyasi yapılanma muhabbetleri bile konuşuluyor...
★★★
Bunlar Amerikan siyasetinin, yüzeyde görünen iki partili sistemin ötesinde, derin ve karmaşık bir yapısını göstermesi açısından önemli, ancak bu anlamda akla getirdiği daha başka endişe verici olasılıklar da söz konusu... Zira hem Trump hem de Musk tarafından yapılan yüksek perdeden atışmalara, tehditvari açıklamalara bakıldığında iş daha da çirkinleşecek gibi görünüyor... Her ne kadar geri adım atar gibi olsa da belli ki Musk’ın elinde “Trump’a seçimi ben kazandırdım” kozunun ötesinde Trump’la ilgili bazı mahrem bilgilerde var… Ailenin içinden birisi gibiydi, özgüveni de bundan kaynaklanıyor büyük olasılıkla. Ama diğeri de ABD Başkanı, üstelik Trump gibi bir karakter... Onda da Musk’a karşı kullanabileceği sadece ekonomik kıskaç, baskı yoktur elbette... Devletin tozlu arşivlerinde Musk’la ilgili bilinenlerin dışında gün yüzüne çıkmamış ne gibi bilgiler vardır kimbilir?.. Ya da yaratılabilir... Ki böyle durumlarda her daim ilk düşünülen olası, suikast, kaza ya da daha başka bir bela gibi insanın başına gelebilecek komplo teorileri var bir de… Bilinenlerin üstünü örtmek, bilenleri de susturmak odaklı… Ya da ortalığı hepten karıştırmak amaçlı. Nitekim dün konuştuğum bir istihbaratçının olma olasılığı yüksek dediği öngörüsü de bu yöndeydi... Karanlık gelişmeler yani... Bu anlamda da ABD’nin dünyanın her köşesinde olduğu gibi bizzat kendi ülkelerindeki kirli sicili, sabıkaları da herkesce bilinen bir gerçeklik... Başkanları ve başkan adaylarına 9 suikast yapılmış, dördü ölmüş bir ülke ABD, ama bu hedef bir kez daha Trump olabilir demek değil sadece, Musk’ın da başına bir şeyler gelebilir... ABD burası sonuçta...
★★★
Tabii söz konusu Trump olduğunda şöyle bir olasılık da dillendiriliyor elbette:
Gerilimi daha da tırmandırıcı, kavgayı daha kızgınlaştıracak gelişmeler beklenirken işin rengi bir anda değişebilir. Birbirlerine övgüler yağdırma durumu da olabilir...
Ancak, görünür gerçeklik Trump’ın bağları kopartma kararlılığı ve bu konudaki bildik tavrı ağırlıkta...
Trump beraber yol yürüdüklerinden olumsuz bir hava sezdiğinde anında gönderiyor. Bu kim olursa olsun kazanayım, edeyim demeden biletini kesiyor. Musk’ın da kendisini ortağı, gölge başkan yardımcısıymış gibi göstermesinden rahatsız oldu ve hızlı bir şekilde postalama kararı aldı... Tıpkı ilk döneminde yaptığı örneklerde olduğu gibi yine aşağılayarak, suçlayarak... Ama bu restleşme konusunda Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni arasında işlem tamam, bitti anlamına da gelmiyor...
