ArkeolojiPrens adaları

Prens adaları

16.05.2025 - 02:46 | Son Güncellenme:

Başlığı okuyunca prenslerin, prenseslerin mutlu mesut yaşadığı adaları tanıtacağımı sanmış olabilirsin. Yanılmadın! Prenslerin, prenseslerin hatta imparator ve imparatoriçelerin yaşadığı adaları tanıtacağım ancak mutlu ve mesut bir yaşam sürdüklerini söyleyemeyeceğim.

Prens adaları

İstanbul adaları- Aslında İstanbul’da Anadolu Yakası'nın güney kıyıları açıklarında, Marmara Denizi'nin kuzeydoğu kesiminde yer alan bir takımadadır. İstanbul'a en yakın Kınalıada, en uzak Tavşanadası olmak üzere, büyüklü küçüklü dokuz ada ve iki kayalıktan oluşmaktadır. Ülkemizin tamamı uzun yıllar Roma İmparatorluğu’na bağlı olduğu için adaların önceki isimleri Rumcadır.

Haberin Devamı

Büyükada: “Prensin Bahçesi” anlamına gelen “Prinkipo” adı verilmiş.

Heybeliada: Bakır madeni bulunduğu için “bakır” anlamına gelen “Chalki/Halki” adı verilmiş.

Burgazada: Büyük İskender’in komutanlarından Antigonos adına buraya bir kale yapıldığı için Antigoni adı verilmiş.

Kınalıada: Kıyıya en yakın ada olduğu için “ilk” anlamına gelen “Proti” adı verilmiş.

Yassıada: Görünümünden dolayı “düz” anlamına gelen “Plati” adı verilmiş.

Sivriada: Adada bulunan tepenin şekli yüzünden “Sivri” anlamına gelen “Oxia” adı verilmiş.

Kaşıkadası: Görünümünden dolayı “yassı ekmek” anlamına gelen “pita” adı verilmiş.

Sedefadası: Terebentin/reçine üretildiği için “Terebinthos” adı verilmiş olabilir.

Tavşanadası: Andros isimli bir Yunan adasından gelip yerleşenler tarafından  “Yeni Andros “ anlamına gelen “Neandros” adı verilmiş.

Haberin Devamı

Dokuz adadan sadece Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedef Adası’nda yerleşim vardır.

Sürgün yeri

Takımada da tarih boyunca çeşitli adlarla anılmış. Roma/Bizans döneminde burada daha çok kendini dine adamış rahipler yaşadığı için Papaz Adaları olarak bilinirmiş. Türkler ise topraklarının renginden dolayı Kızıl Adalar diye adlandırmışlar. En bilinen ismi olan “Prens Adaları”nı ise imparator, prens, prenses, kraliçe ve devlet büyüklerinin sürgün yeri olduğu için almış.

Roma İmparatorluğu zamanında taht için mücadele eden prensler, imparatoriçe adayları, saray yönetimine karşı çıkan soylular ya da devlet adamları bu adalara sürgün edilirmiş. İmparatorların, rakiplerini bu adalara terk etmeleri neredeyse bir saray geleneğiymiş. Gözden düşen imparatorlar, imparatoriçeler, soylular, tahtı kaybeden prensler -eğer öldürülmezlerse- burada hüzünlü bir hayat sürerlermiş. Acılarını hafifletmek için kilise, manastır, ayazma gibi kutsal yerler yaparak, kendilerini dine adarlarmış.

Osmanlı Dönemi ve bugün

Adalar, İstanbul’un fethi sırasında, denizci Baltaoğlu Süleyman Bey tarafından Osmanlı topraklarına katılmış. İstanbul ele geçirildikten sonra, Adalar’daki manastırlar kapatılmış, yerleşim boşaltılmış. Pek çok devlet adamının sürgün yeri haline gelmiş. 1839 yılında yeniden yerleşime açılan Adalar’a öncelikle Avrupa kökenli aileler yerleşmiş.  1846’da ilk vapur seferleri başlayınca, kolay ulaşım sayesinde Rum, Ermeni ve Türk aileler de gelmişler. Osmanlı Dönemi’nin sonlarına doğru ise İstanbullu zengin ailelerin tercih ettiği popüler bir yazlık yerine dönüşmüş.

Haberin Devamı

Ailenle birlikte Adalar’a kısa bir tatil planlamanızı öneririm. Vapur sefasıyla adalardan istediğinize ulaşabilir, elektrikli araçlarla veya bisikletle ada turuna çıkabilir ya da yürümeyi tercih edebilirsiniz. Bir adayı turlamayı bitirince diğerine geçebilir, olağanüstü güzellikteki köşkleri, tarihi kiliseleri, müzeleri ziyaret edebilirsiniz.  Şahane plajlarında yüzebilir, yemyeşil ormanlarında piknik yapabilir üstüne dondurmayla ağzınızı tatlandırabilirsiniz. Kısacık tatilde bu kadar çeşitli aktiviteyi başka yerde bulamazsınız benden söylemesi.