Ebeveyn Kardeş kıskançlığı

Kardeş kıskançlığı

08.01.2010 - 13:15 | Son Güncellenme:

Kardeşi doğduğundan beri çocuğunuza bir hal oldu. O uyumlu çocuk gitti, yerine sürekli problem çıkaran biri geldi sanki.

Kardeş kıskançlığı

Çocuğunuz son zamanlarda içine mi kapandı? Onu parmağını emerken mi görüyorsunuz? Doğduğunda çok sevdiği kardeşini artık istemediğini mi söylüyor? Bu belirtilerden onun kardeşini kıskandığını anlamak zor değil. Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü’nden Pedagog Güzide Soyak, kardeş kıskançlığının normal bir duygu olduğunu, ancak her çocukta aynı oranda görülmediğini söylüyor.
Kardeş kıskançlığı her çocukta ve aynı oranlarda görülmeyebilir. Çocuklar arasındaki yaş farkı ne kadar yakın olursa, özellikle küçük yaş döneminde daha yoğun yaşanabilir. Anne-babanın tutumları, cinsiyet, yaş faktörü sıkıntıların boyutunda etmen olur. Çocuk, kendisinin daha az sevildiğini düşünür. Eğer çocuklar arasındaki yaş farkı 2.5 / 3 yaştan az ise bu daha yoğun yaşanır.

Bebeklerin ne kadar uykuya ihtiyacı var?

Haberin Devamı

Nasıl davranırlar?
- Anneden uzaklaşabilir ya da daha önceden istemediği şeyleri talep etme gelişebilir.
- İçine kapanabilir. Uyku ve yemek yemeyle ilgili sorunlar başlayabilir ya da aşırı sinirli olabilir.
- Altını ıslatabilir, parmağını emebilir, bebeksi konuşabilir.
- Kendi başına yemek yemek istemeyebilir.
- Anne-babasıyla birlikte uyumak için hayali korku hikayeleri uydurabilir.
- Anne - babaya ve çevrelerine sözlü ve fiziksel olarak sataşabilir. Kendisinden istenileni yapmakta isteksiz olabilir.
Anneyi kontrol etmek ve sevgisini sık sık sorgulama eğilimi gelişebilir.
- Okula giderken sorun çıkarabilir.

HER ÇOCUĞUN KİŞİLİĞİ FARKLIDIR

- Anne ve babalar ne kadar eşit davranırlarsa çatışmanın o kadar az olacağını sanırlar. 5 yaş ile 10 yaşın ihtiyaçları ve bunların çözümünde kullanılan yöntemler aynı olamaz. Çocukların yaş dönemlerine uygun iletişim kurmak gerekir.
- Tartışmaların olması olağandır. Ebeveynler buna müdahale ederse, çocukların sorunla baş etme becerilerinin gelişmesini engellemiş olurlar. Fiziksel zarar vermedikleri ve birbilerinin haklarını yemedikleri sürece müdahale edilmemeli, haklı ve haksız ayırımı yapılmamalı.
- Kıskançlığı yoğun yaşayan çocukla ilgili, günlük işlerde onun da seçebileceği bir yakından yardım istenmeli. Kardeşin olmadığı baş başa geçirilen saatler de planlanmalı.
- Kardeş bile olsalar her çocuğun kişiliği farklıdır. Farklılıklarına saygı gösterilme-li, kızmak yerine düşünceleri dinlenmeli.
- Ev içi ve kardeşle ilgili günlük sorumluluklar verin ve yerine getirdiğinde övün.
- Yeni bir kardeş gelme aşamasında eşyalarını onun izni olmadan bebeğe vermeyin.
- Üç yaşındaki bir büyük kardeş, bebeğin canlı olduğunu ve ona zarar verebileceğini bilemez, ilgisine gösterilen tepkiye öfkelenir. Olumlu ya da olumsuz tutumlar geliştirir.
-Anne ve baba, çocuklarla ilgili iş paylaşımı yapmalı. Anne, bebeği emzirirken baba da büyük çocuğun giysisini değiştirebilir.

Haberin Devamı

PÜRÜZSÜZ İLİŞKİ BEKLEMEYİN
Prof. Dr. Yankı Yazgan
Kardeşler arasındaki çekişmeler son derece doğaldır. Kardeşler arasında pürüzsüz ve mükemmel ilişki beklentisi gerçekçi değildir. Bazı çocukların ihtiyaçları, klasik bir anne-baba yaklaşımıyla karşılanamayacak derecede yoğun olabilir; ihtiyaçlarını ne kadar karşılarsanız karşılayın bunu hissetmekte zorlanan çocuklar vardır. Bu durumlarda da çocuk psikolojisi konusunda uzman olan bir kişiye danışmak yararlı olacaktır.

Haberin Devamı

‘ABİ/ABLA VURGUSU YAPMAYIN’
Uzman Psikolojik Danışman Yael Profeta
Kardeş kıskançlığı olarak adlandırılan durum, her anlamda beslenmek için kullanılan kaynağın paylaşılmasıyla ilgili sıkıntıdan doğar. Kendisine daha az sevgi, ilgi, zaman kalacağını düşünen çocuklar, hırçınlık, öfke patlamaları, ağlama krizleri, uyku problemleri, içe kapanma, alt ıslatma, dışkı kaçırma, tırnak yeme gibi birçok davranış problemleri gösterebilir. Tepki gösteren çocuğa, ebeveyn, ‘tek ve biricik’ olduğunu hissettirebilmelidir. Bazen küçük kardeşin yorucu olduğu, çok ağladığı vs. gibi ufak şikayetlerde bulunulabilir. Çocuk kardeşin bakımına katılabilir, ama istemiyorsa zorlanmamalı ve ‘abi / abla’ vurgusu da fazla yapılmamalıdır. Baş edilemeyen durumda mutlaka bir uzmana götürülmelidir.

Haberin Devamı

Pedagog Güzide Soyak