31.01.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Fırat Karadeniz - firat.karadeniz@milliyet.com.tr
Taksim’deki Küçük Parmakkapı Sokak’ta ilk Kafe Pi açıldığında ben henüz bir üniversite öğrencisiydim.
Kısa zamanda herkesin bildiği bir mekana dönüşmüştü Kafe Pi. Fiyatları ucuz, her daim kalabalıktı. Üstelik başka yerlerde bulamayacağınız kokteyl ve shot’ları vardı.
Kafe Pi şimdi 10 yaşında. Bu 10 yıl içinde Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde
17 farklı mekanla hizmet vermeye başladı. Üstelik Kafe Pi’nin 10 yılını konuşmak için buluştuğumuz Engin Yaşar üniversite öğrencilerini yakından ilgilendirecek bir haber veriyor: Kafe Pi, Pi Pub konseptiyle her an sizin şehrinize de gelebilir.
Kafe Pi’nin hikayesi ne zaman ve nasıl başladı?
Aslında hikaye 2004’ün de öncesine gidiyor. Ben o zamanlar internet kafe açmak istiyordum. O zaman daha popülerdi. Fakat internet kafe işi olmadı. Daha sonra bir arkadaşımın bir yerinin olduğunu öğrendim. Çok ortaklılardı. Bana sordu “Burayı devredelim mi?” diye. “Ben alayım” dedim. Böylece Kafe Pi’nin hikayesi başladı.
Shot ve kokteylleriyle ünlendi Kafe Pi ilk önce. Tahmin ediyor muydunuz?
O zamanlar votka portakal, votka vişne, bira, rakı ile sınırlıydı mekanlarda içilen içkiler. Ben de filmlerde görüyorum; martini, margarita gibi kokteyllere özeniyorum. Fakat sadece lüks yerlerde vardı bunlar. Ben de kokteylleri tanıtan geceler yapalım istedim ilk önce. Gençler bizim sayemizde bu kokteylleri öğrensin, bir yere gittiklerinde yabancılık çekmesinler istiyordum. Bu zamanla bizi menüye yeni kokteyller eklemeye itti.
“Artık türkü barlarda bile kokteyl var”
Shot’lar da çoğu insana ilham verdi. Sadece shot üzerine çalışan mekanlar da var artık...
Aynen öyle. Tektekçiler açıldı... Sahipleri de çok yakın arkadaşımdır. Kokteyller de keza öyle. Bundan beş sene önce İzmir’e gittiğim zaman orada da kokteyl olayının gelişmemiş olduğunu gördüm. Hatta “İzmirliler kokteyl içmez” dediler bana. Artık türkü barlarda bile kokteyl var.
Yayılmaya nasıl karar verdiniz?
Biz karar vermedik, müşteriler istedi. Hatta daha çok yere açılmamızı istediler ama yapamadık. İstanbul ve İzmir bize daha çok uydu. Eskişehir ve Bursa da öğrenci şehirleri olduğu için iyi sonuç verdi. Tekirdağ, Ankara, Çanakkale gibi öğrencilerin bol olduğu illerde de açabiliriz. Bizim olayımız zaten üniversite öğrencileri.
Bu sizin konseptiniz mi?
Bu bir konsept. Bizim işimiz 24 saat. O mekanlar da yaşayan birer organizma. O mekanlarda doku uyuşmazlığı olursa bu iş size zevk vermez. Biz de öğrencilerle olmak istedik.
Kafe Pi çatısı altında 17 mekan var. Peki hepsinin ortak bir özelliği var mı?
Hepsinin ortak özelliği hedef kitlesinin üniversite öğrencileri olması. “Öğrenci nereye gider?”in karşılığıdır Kafe Pi.
“Bizim için en büyük zorluk gelen zamlar”
Bundan sonrası için kafanızda neler var?
Diğer şehirlere yayılmak birincisi. İkincisi Kloster gibi after mekanlarımızı yazlık mekanlara taşımak. Kloster’ın Çeşme’de şubesi neden olmasın? Bir de Pi Pub projemiz olacak. Daha küçük Kafe Pi’ler olacak ve her yere açılabilecekler. Mesela Edirne’de üniversitenin karşısına açılabilecek. Üniversitelerin karşısında olmak istiyoruz.
Üniversiteliler gelip sizden tavsiye istiyor mu? Üniversitelilerin rüyasıdır ya bir bar açmak...
Tabii oluyor. “Sakın açmayın” diyorum ben. Bu işi yapmayın anlamında söylemiyorum. Kafe Pi’de çalışmadan, işi öğrenmeden, tecrübe kazanmadan açmamalarını tavsiye ediyorum. Bu nedenle insanlar gelip Kafe Pi’de çalışıyor, daha sonra kendi kanatlarıyla uçmaya çalışıyor.
En büyük zorluk nedir?
Gelen zamlar... Bir biranın
10 lira olması normal değil; pahalı. Fakat geliş fiyatına göre de ucuz. Operasyonu kurtarmıyor. Bunlar da hep politika zaten.