Dünya ‘Öncelik karşılıklı büyükelçi ataması’

‘Öncelik karşılıklı büyükelçi ataması’

13.03.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney ile Ortadoğu Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkan Yardımcısı ve Körfez Çalışmaları Koordinatörü İsmail Numan Telci, Türkiye-Mısır ilişkilerinin bundan sonraki seyri ve olası etkilerine ilişkin Milliyet’e değerlendirmelerde bulundu.

‘Öncelik karşılıklı büyükelçi ataması’

Güney ve Telci’nin, değerlendirmeleri özetle şöyle:

‘Hakkaniyetli paylaşımın önünü açar’

Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu üyesi Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney: “Mısır ile uzun zamandır istihbari düzeyde ilişkiler devam ediyordu. Gelinen noktada ilişkilerin diplomatik temaslara evrilmesi oldukça olumlu. Her iki tarafın ortak fayda ve paydada buluşacakları pek çok konu var. Ticaret alanında devam eden ilişkiler var ancak bu ilişkilerin eski seviyesine getirilmesi, karşılıklı büyükelçi atamaları ve en önemlisi Akdeniz’de bir ortaklık yapılması öne çıkıyor... Mısır, Körfez’den gelen baskılar sonucu Yunanistan ile deniz yetki anlaşması imzalamıştı. O anlaşmada bile Türkiye’nin haklarını göz ardı etmemişti. Bu Mısır ile bugün gelinen olumlu atmosferin ilk adımı olarak nitelendirilebilir. Türkiye çok taraflı diplomasi anlayışının meyvelerini toplamaya başladı. Türkiye’nin önerisi olan, Akdeniz’e kıyıdaş ülkelerin bir masa etrafında toplanması için de adım atılabilir. Bu da hakkaniyetli paylaşımın önünü açar. Mısır ile normalleşme, bölgedeki herkesin kazanması demektir.”

Haberin Devamı

‘Öncelik karşılıklı büyükelçi ataması’

‘Mısır nabız yokluyordu’

ORSAM Başkan Yardımcısı ve Körfez Çalışmaları Koordinatörü İsmail Numan Telci: “Trump’ın seçimi kaybedebileceği ihtimali gündeme geldiğinde, bölgede değişim sinyalleri verilmeye başlamış ve Mısır da, arka kapı diplomasisi yürütmeye başlamıştı. İlişkilerin normalleşmesi için Türkiye’nin nabzını yokluyordu. Diplomatik kanalların açılmasıyla öncelik karşılıklı büyükelçi ataması olacaktır. Türkiye-Mısır arasında Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması da imzalanabilir. Mısır ile ekonomik ilişkilerimiz Mursi döneminde zirve noktasındaydı. Fakat geçtiğimiz yıl Mursi dönemindeki ticaret hacminin üzerine çıkarak, 5 milyar dolara ulaştı. Bu da siyasi krizin ticari anlamda o kadar da etkili olmadığının örneğidir... Mısır’ın, Türkiye’nin kıta sahanlığına saygı duyarak gösterdiği hassasiyet ilişkilerin normalleşme sürecinde ilk adım oldu. Öte yandan Mısır, Libya’da darbeci Halife Hafter’e de verdiği desteği geri çekmişti. Bükemedikleri eli öpüyorlar.”