02.05.2025 - 09:07 | Son Güncellenme:
Middle East Eye
Middle Eeat Eye'in "Bu durumun en açık biçimde görüldüğü yer Gazze. İsrail'in işgali, ablukası ve şimdi tam kuşatması, Filistin halkı üzerinde tam denetim kurmak ve onları yaşamlarını sürdürmek için gerekli en temel kaynaklardan bilinçli biçimde yoksun bırakmak amacıyla tasarlandı" şeklindeki analiz haberi şöyle sürüyor:
Aç bırakmak, savaş kadar eski bir stratejidir. Kitle imha silahı gibi kullanılır; azami zararı vermek için ve mağdurların çektiği acılar tamamen göz ardı edilerek planlı biçimde uygulanır.
Bu tür şiddet öylesine dehşet vericidir ki, Cenevre Sözleşmeleri ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü'nde özel bir savaş suçu olarak tanımlanmıştır. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi’nin 2417 sayılı Kararı, hem "sivillerin savaş yöntemi olarak aç bırakılmasını" hem de "sivillerin hayatta kalması için vazgeçilmez nesnelerden yoksun bırakılmasını" açıkça kınar.
HİÇBİR SİVİL NÜFUS TANIK OLMADI
Tüm bu yasal korumalara rağmen, BM'nin gıda hakkı özel raportörü Michael Fakhri'nin de belirttiği gibi, uzmanlar daha önce hiçbir sivil nüfusun Gazze'deki kadar hızlı ve bütünüyle aç bırakıldığına tanık olmamıştı.
KITLIK RİSKİ SÜREKLİ BİR TEHDİT
Bu uyarılar, 2004 yılında gıda güvensizliği durumlarında bilgiye dayalı öngörüler ve hedefli müdahaleleri geliştirmek amacıyla kurulan Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) adlı girişimin ilk raporuna dayanıyordu.
IPC’nin Aralık 2023 raporu, Gazze'nin tamamını etkileyen kritik gıda güvensizliği düzeyleri nedeniyle artan kıtlık riskine işaret ediyordu. İki milyondan fazla insan, "kriz ya da daha kötü" seviyelerde gıda güvensizliği yaşıyordu. IPC'nin yaklaşık 20 yıllık tarihinde tek bir bölgede kaydettiği en yüksek oran.
Durum kötüleştikçe, parça parça insani yardım çabaları başladı. Şubat 2024'te Ürdün hükümeti, kuşatma altındaki Gazze’nin kuzeyine havadan yardım bırakmaya başladı. Ardından bu havadan yardımlara katılan bir STK olan World Central Kitchen, "insani yardımın sınırlarını yeniden tanımladığını" açıkladı.
Geçen yıl boyunca uzmanlar, Gazze'de son derece ciddi bir durumun söz konusu olduğunu belirterek, ya yüksek riskli ya da kıtlığın eşiğinde olunduğunu defalarca vurguladı.
AÇLIK ÇOK DAHA ÖNCE BAŞLAMIŞTI
Gazze halkının aç bırakılması Ekim 2023'te başlamadı. Bu, İsrail'in 18 Mart 2025'te ateşkesi tekrar tekrar ihlal etmesinden de önceye dayanıyor.
İsrail'in Gazze'Ye yönelik uzun süreli işgali ve ablukası boyunca, düşük doğum ağırlıklı bebekler ve çocuklarda gelişim geriliği yaygın hâle geldi. Anemi ve mikrobesin eksiklikleri de oldukça yaygın. Bu beslenme göstergelerinin her biri, Gazze’ye sokulmasına izin verilen gıda çeşitliliği ve miktarı üzerindeki İsrail kontrolüyle doğrudan ilişkili.
İsrail, 2007’de ablukayı sertleştirdiğinde, Filistinlileri seçilmiş hükümete karşı kışkırtmak amacıyla sistematik bir yoksun bırakma politikası uygulamaya koydu.
Bu yaklaşımı gizlemek için herhangi bir çaba gösterilmedi; dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in danışmanı Dov Weissglas 2006’da açıkça şöyle demişti:
Amaç Filistinlileri diyete sokmak, ama onları açlıktan öldürmemek.
Üç yıl süren bir hukuk mücadelesi sonucunda İsrail Savunma Bakanlığı, 2012’de, Gazze’ye sokulacak gıdayı “insani asgari” seviyeye indirgemek için günlük kalori hesaplamalarını içeren resmi bir politika belgesini açıklamak zorunda kaldı. Bugün İsrail rejimi, bu en düşük insani standartlara bile saygı gösterme illüzyonunu tamamen terk etti.