Klasik Yaklaşım Nedir? Klasik Yönetim Yaklaşımı Özellikleri Nelerdir?
05.11.2021 - 15:01 | Son Güncellenme:
Yönetimin bilimsel bir yapıya bürünmesiyle yönetim yaklaşımları ortaya çıkmıştır. Bunlar içinde ilk ortaya çıkan ise klasik yönetim yaklaşımı olmuştur. Bu yaklaşım 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmaktadır. Yönetim ve örgüt çalışmalarını bir bilim disiplini durumuna getirmekte olan yönetim yaklaşımı olarak bilinmektedir. Ayrıca içerisinde önemli özellikler ve kavramlar barındırmaktadır. İşte, klasik yaklaşım hakkında tüm detaylar.
Klasik yönetim yaklaşımı, yapısı itibariyle üç temel yaklaşımdan meydana gelmektedir. Bu yaklaşımların birçok dayanak noktası bulunmaktadır. Özellikle iş alanında kullanım alanı bulması bu yaklaşımı ve alt bölümlerini bilme ihtiyacı hissettirmektedir. Bu bölümler ya da temel yaklaşımlar; bilimsel yönetim, yönetim süreci ve bürokrasi yaklaşımıdır.
Klasik Yönetim Yaklaşımı Genel Özellikleri Nelerdir?
Bir döngü içinde yapılan işlerin yürütülmesinde insan faktörünün makinelere ek olarak etkin bir şekilde kullanımı vardır. Bu kullanımda, örgüt yapısının hem formal hem de sistematik bir düzen içerisinde oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca kaynakların da verimlilik prensibiyle rasyonel bir şekilde kullanılması önemlidir. Bunların hepsi klasik yönetim yaklaşımının özellikleri arasında yer almaktadır.
Bilimsel Yönetim Anlayışı
Yaklaşımın kurucusu olan Taylor, yönetimi bir bilim olarak görmektedir. Bundan dolayı bilimsel yönetim anlayışında, işin verimli biçimde yürütülmesi için uygun yöntemlerin bulunması söz konusudur. İşlem de bu yöntemlere göre yapılmaktadır. Bu sürece bilimsel yönetim anlayışı denmektedir.
Yönetim Süreci Yaklaşımı
Henry Fayol, yönetimin uygulanmasının her yerden mümkün olduğunu söyler ve buna yönelik ilkelerden bahsetmektedir. Verimsizlik konusuna odaklandığından rasyonel bir örgüt oluşturmayı amaçlamaktadır. Fayol'a göre yönetim sürecinin beş bileşeni; planlama, örgütleme, kumanda, koordinasyon ve denetimden oluşmaktadır.
Bürokrasi Yaklaşımı
Max Weber kurucu sayılmaktadır. Bürokrasinin ideal şekilde hem bir örgüt hem de yönetim şekli olduğunu ifade etmektedir. Weber, bürokrasinin modern toplumlar için vazgeçilmez bir parça olduğunu söylemektedir.
