08.02.2021 - 14:08 | Son Güncellenme:
Ağıt türünün tarihi Karahanlılara kadar uzanmaktadır. Türklerin göçebe bir yaşam sürdüğü zamanlarda, yuğ törenlerinde okunan sagu, sonraki yıllarda yazılı edebiyatın da önemli bir parçası olmuştur. Tasavvuf şairleri sagunun özelliklerini değiştirerek ağıt türündeki eserlerini mersiye şeklinde kaleme almıştır. Cönk ve divanlarda birçok sagu - mersiye toplanıp günümüze kadar gelmiştir.
Sagu Nedir?
Sagu, hem yas tutmak hem de ölen birinin üstün özelliklerini övmek için yazılan / okunan manzum eserlerdir. Sözlü Türk Edebiyatının en eski türlerinden biri olduğu için edebiyat tarihimizde önemli bir yer tutar.
Sagunun Maddeler Halinde Özellikleri Nelerdir?
1- Hece ölçüsüyle yazılır.
2- Herkesin anlayabileceği yalın ve sade bir dil kullanılabilir.
3- Genellikle yarım ya da zengin kafiyenin kullanıldığı saguların kafiye şeması aaab şeklindedir.
4- İlk kıtasındaki aaaa kafiye şeması ile yazılır.
5- Dünya hayatının faniliği, ölümün kaçınılmaz oluşu, ahiret ve ruh gibi tasavvufi konulara ağırlık verilir.
6- Destansı bir üslup ile kaleme alınırlar.
7- Ölen kişinin korkusuzluğu, dürüstlüğü, yardımseverliği gibi meziyetleri övülür.
8- Sözlü Türk Edebiyatındaki diğer manzum eserler gibi sagular da genellikle kopuz ile birlikte söylenir.
9- Kıtalarda halk deyişlerine ve söz gruplarına sıklıkla yer verilir.
Edebiyatta Sagu Örnekleri
Alp Er Tunga Öldü mü, edebiyatımızdaki en bilinen sagulardan biridir. Bunun dışında aşağıdaki dörtlük de sagunun tüm özelliklerini yansıtır.
Konuk doyuran O idi
Düşmanı püskürten O idi
Boynun tutup karan O idi
Ölüm geldi yere çaldı