Ekonomi Dünya Bankası/Zachau: Türkiye yüzde 5 üzerinde büyüyebilir

Dünya Bankası/Zachau: Türkiye yüzde 5 üzerinde büyüyebilir

12.04.2010 - 12:22 | Son Güncellenme:

.

Dünya Bankası/Zachau: Türkiye yüzde 5 üzerinde büyüyebilir

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, 2010’da ekonomik büyümenin yüzde 5 veya daha yüksek olabileceğini, öncü göstergelerin halihazırda, 2010 yılının ilk üç ayında ekonomik düzelmenin sürdüğünü gösterdiğini söyledi.
Dünya Bankası, daha önceki tahminlerinde, 2010 yılında ekonomik büyümenin, iç tüketimdeki hafif bir artışla yüzde 3-4 gibi olmasının beklendiğini bildirmişti.
Ulrich Zachau, AA muhabirinin, Türkiye ekonomisindeki 2010 yılı beklentilerine ilişkin sorularını yanıtladı.
2009 yılının son üç aylık döneminde güçlü bir düzelmenin üzerine, Türkiye’nin 2010 yılındaki büyüme performansının daha önceki tahminleri aşacağının artık bariz hale geldiğinin altını çizen Zachau, ekonomik büyüme tahmini konusunda şunları söyledi:
“Ekonominin 2009 yılının ilk üç çeyreğindeki hoşnut etmeyen performansı geride kaldığına göre, 2010’da ekonomik büyüme yüzde 5 veya daha yüksek olabilir. Bu bağlamda, İmalat Alım Yöneticileri Endeksi (PMI) ve kapasite kullanım oranları gibi öncü göstergeler halihazırda, 2010 yılının ilk üç ayında ekonomik düzelmenin sürdüğünü göstermektedir. Yılın kalan kısmında baz etkisi azalır, büyüme performansı daha çok bu düzelme döneminde uygulanan ekonomik politikalar ile küresel koşullardan etkilenir.”

Haberin Devamı

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM
Türkiye’de işsizlik oranının yüksek olduğunu vurgulayan Zachau, Türkiye’nin, daha fazla sayıda ve daha iyi iş imkanları yaratmasının öncelikli ve zorlu bir sorun olduğunu kaydetti.
Türkiye’de istihdam oranının hiçbir zaman yüzde 46’nın üzerinde olmadığının ve bunun da AB ortalamasının altında olduğunu anlatan Zachau, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye uzun süredir düşük istihdam oranına sahiptir ve 2001 krizinden sonraki 6-7 yıllık hızlı büyüme esnasında istihdam oranı artmamıştır.
Dahası, son küresel durgunluk, Türkiye’de işsizliğe büyük etki yapmıştır. 2009’un ilk üç ayında işsizlik oranı yüzde 16 ile zirve yapmıştır, daha sonra 2009’un son üç aylık döneminde yüzde 13,2’ye gerilemiştir. Aralık 2009 istatistiklerine göre gençler arasında işsizlik yüzde 24 civarındadır.
Bunun nedenleri nelerdir? Her şeyden önemlisi, Türkiye’nin nüfusu hala hızlı artıyor. Her yıl 700 bin genç insan çalışma çağındaki nüfusa katılıyor. Yüksek ekonomik büyümede dahi böyle bir yüksek oranda yeni işler yaratmak çok zordur. Türkiye’nin nüfus yapısı, işsizlik oranının, hızlı ekonomik büyüme olsa dahi, çabuk biçimde düşmemesinin bir nedenidir.”
İşsizlikle mücadele konusuna da değinen Zachau, Türkiye’nin ele alabileceği, aslında ele almaya başlamış olduğu faktörlerin bulunduğunu belirterek, istihdamın arttırılabilmesi için sürekli eylem gerektiren beş alanı şöyle sıraladı:
“Kadınların iyi işler edinmesine yardımcı olmak. Türkiye’de kadınların dörtte birden daha azı çalışmaktadır. Karşılaştırılan ülkelere göre çok düşüktür ve çalışmak isteyen ancak çalışamayan çok kadın vardır. Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Bankası, Türkiye’de kadınların işgücüne katılımının düşük oluşuna dair ortak bir çalışmayı geçen ay yayınladı. Çocuklukta okul öncesi eğitimin artması ve çocuk bakımının makul maliyette alınabilir olması, kadınlar için daha fazla iş yaratılması, yaşamlarının iyileştirilmesi, genç insanların gelecekte yaşam şanslarının dramatik biçimde artırılması ve aile gelirinin artırılması için gerekli iki önlemdir.
Kayıtdışılığı azaltmak bir başka alandır. Türkiye’de tüm istihdamın hemen hemen yarısı kayıt dışıdır, yani insanlar sosyal güvenlik hakları olmaksızın çalışmaktadır. Kayıt içinde daha fazla sayıda iş yaratmak, kayıtdışılığı azaltma ile paralel gider.
Mevcut işleri korumak yerine, yeni işler yaratmaya ve işi olmayan insanları korumaya daha fazla odaklanmak. Bunun iki anlamı vardır: (a) daha fazla esneklik, özellikle, sabit süreli veya kısmi zamanlı işe sahip olmayı kolaylaştırmak, özel istihdam büroları üzerindeki kısıtlamaları azaltmak ve kıdem tazminatlarını reforme ederek, işverenler açısından yeni iş yaratmayı kolaylaştırmak ve maliyetine katlanılabilir hale getirmek ve (b) uygunluk gereklerini yeniden incelemek ve yan haklar seviyesini yeniden incelemek suretiyle kapsamayı artırarak işçileri daha iyi korumak.
İşsizlerin becerilerini artırması ve iş bulmalarına yardım eden programları daha da genişletmek ve iyileştirmek. Bu programlar, özellikle mesleki eğitim, 2008’den bu yana, son küresel kriz esnasında hızla büyümeye başladı. Daha da büyütülmesi ve sürekli iyileştirilmesi önemlidir.
Türkiye’de eğitim kalitesini artırmaya yönelik uzun vadeli çalışmaları sürdürmek gerekir, böylece gençler daha iyi eğitim alır, özel sektörün ihtiyaç duyduğu becerilere sahip olur ve daha iyi işler edinebilirler.
Bu programlar ve politikalar zaman içinde, özellikle, işsizlikten en çok etkilenen gençler ve kadınlar için olmak üzere daha fazla sayıda ve daha iyi işler yaratacaktır.”

Haberin Devamı

ORTA VADELİ PROGRAM VE MALİ PLAN HEDEFLERİ AŞILABİLİR
Ulrich Zachau, Türkiye’nin Orta Vadeli Programı ve Mali Planının sağlam olduğunu vurguladı.
Türkiye’nin hedefleri gerçekleştirme konusunda, şu ana kadar, uygulama da başarılı olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:
“Türkiye, Orta Vadeli Programındaki hedeflerini başarmaya veya hatta aşmaya doğru gidiyor. Bunun anahtarı, bu programın güçlü ve sarsılmaz biçimde uygulanmaya devam edilmesidir. Dahası, 2009 yılının son üç ayında büyüme beklenenden daha büyük olduğundan, eğer büyüme ve dolayısıyla devlet gelirleri tahminleri aşmaya devam ederse, Türkiye, kamu borcunu beklenenden daha hızlı biçimde azaltmaya başlama fırsatı elde edecektir.”

Haberin Devamı

MERKEZ BANKASININ ENFLASYON HEDEFİ İDDİALI
Merkez Bankasının 2010 yılı için enflasyon hedefinin iddialı olduğunun altını çizen Zachau, bu hedefin başarılabileceğini, ancak bunun önünde riskler bulunduğunu belirtti.
Mart ayında enflasyonun biraz düşerek yüzde 9,6 olduğunu, Şubat’ta bu rakamın yüzde 10’un biraz üzerinde gerçekleştiğini hatırlatan Zachau, ancak, özellikle küresel ekonomik düzelme ortamında, emtia fiyatları çok değişken olduğu için, gelecek aylarda enflasyonu düşürmenin muhtemelen daha zor olacağına dikkat çekti.