Ekonomi Zachau: “Gelişmekte olan ülkelere bakıp ders alıyoruz"

Zachau: “Gelişmekte olan ülkelere bakıp ders alıyoruz"

15.03.2011 - 17:17 | Son Güncellenme:

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, gelişmekte olan ülkelerin artık ekonomide lider duruma geçtiğini belirterek, "Biz gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar, gelişmekte olan ülkelere bakıp onlardan ders alıyoruz" dedi.

Zachau: “Gelişmekte olan ülkelere bakıp ders alıyoruz

İstanbul’da düzenlenen "Değişim Liderleri Zirvesi" kapsamındaki "Küresel Ekonominin Geleceği" başlıklı oturumda konuşan Zachau, gelişmekte olan ülkelerde düşük faizin sermaye akımlarına neden olduğunu kaydetti. Sermaye akımlarının olduğu Türkiye’nin ise istikrarlı bir şekilde borcunu ve enflasyonu düşürdüğünü söyleyen Zachau, aynı zamanda Türkiye, Çin ve Şili gibi gelişmekte olan ülkelerin, yabancı sermaye akışını kolaylaştırmak için makro ekonomi politikalarını uygulamaya koyduğunu kaydetti.

Kriz sonrasında dünyadaki dengelerin değişmeye başladığını ifade eden Zachau, gelişmiş ülkelerin, gelişmekte ve geri kalmış ülkelerden daha büyük farkla ve boyutla zenginleştiğinin görüldüğünü belirterek, "Biz, gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar, gelişmekte olan ülkelere bakıp onlardan ders alıyoruz. Gelişmekte olan ülkeler artık, ekonomide lider duruma geçtiler" yorumunu yaptı.

-"TÜRKİYE’DE TASARRUF ALIŞKANLIĞI GÜÇLENDİRİLMELİ"-

Haberin Devamı

Zachau, Türkiye’de işgücü piyasalarının daha esnekleştirilemediğini, bu konuda OECD ülkeleri arasında 65. sırada yer aldığını söyledi. Türkiye’nin kriz sonrasında yeni Ticaret Kanunu’nu çıkardığını, bu yasanın rekabette şeffaflığın iyileştirilmesine katkı sağlayacağını ifade eden Zachau, ayrıca tasarruf alışkanlıklarının da güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaptı. İstihdam konusunun gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için önemli bir konu olacağına dikkati çeken Zachau verimliliğin önem kazanacağını sözlerine ekledi.

-"YEŞİL YARIŞ BAŞLADI, ÇİN 7 SEKTÖRE ODAKLANIYOR"-

London School of Economics Öğretim Üyesi Lord Nicholas Stern, Çin’in en son yaptığı kalkınma planında 7 kilit sektörde büyüme öngördüğünü, düşük karbona ağırlık vereceği bu sektörlerde Çin’in, bilgisayar, yazılım, donanım, bioteknoloji, hızlı tren, ilaç ve bioyakıt olarak yosun konusuna odaklanacağını söyledi. Bu sayede Çin’in yüzde 3 olan ekonomik gelişmesini yüzde 15’e çıkartacağını söyleyen Stern, "Çin, sekter yapısında önemli bir ayarlamayı da beraberinde getirerek, zengin dünyanın payını ele geçirecek" dedi.

-"TÜRKİYE GÜÇLÜ KAYNAKLARA SAHİP"-

Haberin Devamı

Dünya ülkelerinin de artık yeni dünya düzeninde piyasaların dışında kalmamak için yeşil yarışa katılması gerektiğinin altını çizen Stern, şunları söyledi: "100 yıl sonra dünya, 5 santigrat derece daha sıcak olacak. Beş santigrat derece daha fazla sıcağın sonuçlarının neleri getireceğini bilmiyoruz. Fakat, yeşil yarış başladı. Bu hikayeyi kucaklamayanlar için bu durum, tehlike anlamına geliyor. Buna katılmayan ülkeler, önümüzdeki 5- 15 yılda dışarıda kalabilir. Teknolojik geri kalma dışında, piyasaların dışında kalabilir. Bunu göz önünde bulundurmalıyız. Her ülkenin kendine, ’geride kalma tehlikesi ile karşı karşıya mıyım’ diye sormalı. İklim sorun ve büyüme el ele gidiyor." Kamu politikalarının da çevreci yatırımları desteklemesi gerektiğine dikkati çeken Stern, "Tarım, bina, endüstri, elektrik sektörlerinde bu sağlanmalı. Devasa riskleri yenmek istiyorsak bunu yapmalıyız" dedi.

Türkiye’nin risklere karşı çok kırılgan olduğunu belirten Stern, ancak güneş, rüzgar ve jeotermal enerji kaynakları açısından da güçlü olduğunu vurguladı.

-"O DÖNEMDE ALDIĞIMIZ KARARLAR, UÇURUMDAN DÖNDÜRDÜ"-

Haberin Devamı

Ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal Derviş, 2001 krizi sonrasında alınan kararların sonuçlarının bugün de görüldüğünü, o dönemde, bankacılık fonksiyonlarının geleceklerini yönlendirecek tarzda aldıkları kararlarla, bugün hatasız ve kazasız bir uçurumun ucundan dönüldüğünü ifade etti. 1990’lı yıllardan itibaren dünyada bir değişimin başladığını dile getiren Derviş, "Rakamlara baktığımızda 1950’li yıllarda dayanışma devam etti. Değişiklik aslında 1990’lı yıllardan itibaren başlıyor. 1990’lı yıllarda kişi başına düşen gelirlerin ilk kez gelişmiş ülkelerden daha hızlı bir gelişme eğilimi gösterdiği görüldü. Fakat Asya ülkelerine baktığımız zaman. Bugünkü küresel ekonomide uzun zamandır hiçbir zaman görmediğimiz bir olguyla karşı karşıyayız. Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelere göre kişi başına düşen milli gelir oranında 3 kat daha hızlı büyüyor" şeklinde konuştu. Derviş, bununla beraber ülkeler içindeki zengin ve fakir arasındaki uçurumun arttığını dile getirdi.

-"TÜRKİYE ASYA’YI ÖRNEK ALMALI"-

Haberin Devamı

Gelişmekte olan ülkeler bir takım krizlerden sorunlardan ders çıkarttıklarını ve ihracat güçlerini artırdıklarını vurgulayan Derviş, Türkiye’nin 1950’lerden beri dış sermaye destekli yatırım ile ekonomisini ilerlettiğini kaydederken, bunun dünyada başka örnekleri de olduğunu, tıpkı Latin Amerika ülkeleri gibi olduğunu söyledi. Ancak, Türkiye’nin ‘Latin Amerika tipi değil, Asya ülkeleri gibi bir büyüme tarzı benimsemesi gerektiğini ifade eden Derviş, "Dış sermaye odaklı gelişmede kırılganlıklar da yüksek oluyor. Türkiye bunu 2001’de ve 2009’da yaşadı" dedi.(ANKA)