Acı tablo! İkiz Göller tamamıyla kurudu
04.09.2021 - 10:06 | Son Güncellenme:
Ahmet ACAR / Servet ARSLAN (DHA)
Antalya'nın Kaş ilçesi ile Muğla'nın Seydikemer ilçesi arasında kalan Batı Torosların en yüksek ikinci tepesi olan Akdağ'ın eteklerindeki 2500 rakımlı İkiz Göller tamamıyla kurudu, göl yatakları tarlaya döndü. Yörükler, Kaş Belediyesi'nin yardımı ile kazdıkları kuyudan çıkan suyla otlakları ve hayvanlarını suluyor.
Antalya'da yayla turizminin önemli merkezlerinden Gömbe Yaylası'ndan gidilen Şubaşı Yaylası'nın üstünde bulunan İkiz Göller, tamamen kurudu. 3024 rakımlı Batı Torosların en yüksek ikinci zirvesi olan Akdağ'ın eteklerindeki İkiz Göller, 2500 rakımda bulunuyor.
Yan yana oldukları için İkiz Göller diye adlandırılan göllerden kuzeyde bulunan ve yuvarlak şekilli olanında sular tamamıyla çekildi, bitkiler kurudu. Tabanı çatlayan gölün etrafındaki çimler yok oldu. Gölün sadece orta bölümünde az sayıda yeşillik kaldı.
Güney yönde bulunan göl ise tam anlamıyla tarlaya döndü. Bu gölde yaşamını sürdüren ördekler bölgeyi terk etti. Göller kuruyunca bölgedeki Yörükler, yüksek hava sıcaklığı nedeniyle daha aşağılara gidemediği için zor günler yaşıyor.
Bölgeyi tanıyanlar, 2016 yılında güney yönünde bulunan gölün kısmen kuruduğunu bildiklerini söyledi. İkiz Göller'in yanında, Yörüklerin koyun ve keçi sürülerini çıkardığı Subaşı Yaylası da kuraklıktan nasibini aldı.
Her yıl gürül gürül akan suların geçtiği kanallar ile yayladaki otlar kurudu. Yörükler, Kaş Belediyesi'nin yardımı ile kazdıkları kuyudan çıkan suyla çimleri ve hayvanlarını suluyor.
Uzun yıllardır İkiz Göller'e hayvanları ile çıkan Muğla'nın Seydikemer ilçesinden Hasan Dalgın, "Yeşil Göller hayat veriyor. Göller kurudukça mallar zor durumda kalıyor. Etraf kuruyor, sahillere gidemiyoruz sıcak dolayısıyla. Karın yağmaması gölleri kuruttu. Zor durumdayız" dedi.
Seydikemerli Şeref Poyraz ise, "Burası ilk defa bu sene ağustosun ilk günlerinde kurudu. Su çekildi, doğal güzelliği kayboldu. Bu, kar yağışının azlığından kaynaklanan bir şey. Bu göller buraya hayat veriyor. Göller kuruduğu için bu bölgenin tadı kalmadı. Bölgede hayat bitti" diye konuştu.
Subaşı Yaylası'nda hayvancılık yapan Osman Çetin, "Altı yıldır buraya çıkıyorum. Bu dere yatağı şu anda kurumuş vaziyette. 6 yıldır böyle görmemiştim. Hayvanlarımız susuz. Sıcak olduğu için aşağılara da göçemiyoruz. Hayvanlarımıza saman getirip besliyoruz" dedi.
3 KRATÖR GÖLÜ KURUDU
Ağrı'nın Patnos ilçesinden, iklim değişikliğine dikkat çekmek için 4 bin 58 metre yüksekliğindeki Süphan Dağı'na tırmanan Nokta Dağcılık Kulübü Başkanı Hazer Özkaleden ve 9 dağcı, 3 krater gölünün kuruduğunu tespit etti. Özkaleden, "Süphan Dağı'nda 3 tane kurumuş göl gördük. Türkiye ve dünyadaki dağcılık kulüpleri olarak farkındalık oluşturmak amacıyla elimizden gelen çalışmayı yapmamız ve ortak hareket etmemiz gerekir" dedi.
Küresel ısınma ve iklim değişikliğine dikkat çekmek isteyen Nokta Dağcılık Kulübü Başkanı Hazer Özkaleden ve dağcılar, Türkiye'nin en yüksek 3'üncü dağı Süphan Dağı’na tırmandı. Ağrı'nın Patnos ilçesinden araçlarıyla yola çıkan kulüp üyeleri, 2 bin 800 metre yüksekliğe ulaştıktan sonra tırmanışa başladı.
Özkaleden ve dağcılar, tırmanış sırasında dağdaki 3 krater gölünün kuruduğunu tespit etti. Kuruyan gölleri inceleyen dağcılar, 30 dereceyi geçen sıcakta zirveye ulaşarak bayrak ve flama da açtı.
'FELAKETE DÖNÜŞTÜĞÜNÜN GÖSTERGELERİ'
2019’da hazırladıkları ‘Dağcılık Ağı’ projesi ile küresel iklim değişikliği konusunda farkındalık oluşturmayı hedeflediklerini belirten Özkaleden, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı'nın da kendilerine sponsor olduğunu söyledi. Türkiye ve Avrupa'daki dağcılık kulüpleriyle ortaklaşa zirve tırmanışları gerçekleştirdiklerini söyleyen Özkaleden, şunları söyledi:
"Farkındalık oluşturmak için Süphan Dağı'na yaptığımız tırmanışta 3 krater gölünün kuruduğunu gördük. Daha önce Ağrı Dağı'na yaptığımız tırmanışlarda buzulların eriyerek çatladığını tespit etmiştik. Bunlar bizim projemizin konu başlığı olan iklim değişikliğinin artık felakete dönüştüğünün çok büyük göstergeleri. Türkiye ve dünyadaki dağcılık kulüpleri olarak buna farkındalık oluşturmak amacıyla elimizden gelen çalışmayı yapmamız ve ortak hareket etmemiz gerekir."
