Futbolda uzun yıllardır dünyanın önde gelen takımlarından biri olan Barcelona, maçlarını Camp Nou stadında oynuyor. Futbol tarihinin yaşayan efsanesi Messi, Barcelona'da top koşturmakta. Barcelonalılar uzun yıllardır, kulübün milli takım statüsünde olması gerektiğini savunuyor. Son günlerde bu düşünce daha yüksek bir sesle dillendirilmeye başlanmış durumda.
Barcelona bir ticaret, sanayi ve kültür kenti olduğu kadar aynı zamanda bir turizm kenti. Katalonya'nın kalbi olan Barcelona'da her bütçeye uygun konaklama yerleri bulmak mümkün. Sahil boyunca uzanan lüks otellerin yanı sıra, genellikle gençlerin tercih ettiği pansiyonlar da Barcelona'da kalınabilecek yerler arasında.
Şimdi de Barcelona'da mutlaka görülmesi gereken yerlere daha yakından bakalım. İlk durağımız Plaza de Espana. Sevilla'daki aynı adlı meydan gibi burası da bulunduğu kentin gözbebeği konumunda. Montjuic tepesinin hemen yanında bulunan bu meydan, simetrik yapılarıyla ve ferah alanıyla dikkat çekiyor.
Barcelona demek biraz da Antoni Gaudi demek. Kentin hemen hemen her yerinde ünlü mimara ait bir esere rastlamak mümkün. Bunlardan biri de bitmeyen katedral olarak da anılan La Sagrada Familia. Barcelona'nın simgesi olan La Sagrada Familia Katedrali'nin inşası 1883 yılından beri devam ediyor. Kentte, Gaudi'ye ait daha pek çok anıtsal yapı bulunmakta.
Barcelona'nın tarihi bölgesi olan Gotik Mahallesi ya da yerel adıyla Barri Gothic, Orta Çağ'dan kalma dar sokaklarıyla ünlü. Bu mahallede dolaşırken kendinizi eski çağlara ışınlanmış gibi hissedeceksiniz. Kentin tarihi yüzünü yansıtan Gotik Mahallesi, Barcelona'nın geçmişi hakkında fikir sahibi olmak isteyenler için en ideal rota olma özelliği taşıyor.
Az önce önce de söylediğimiz gibi Barcelona demek bir yerde Antoni Gaudi demek. Bir tramvay kazasında hayatını kaybeden ünlü mimarın kente bıraktığı izler günümüzde Barcelona'nın simgeleri konumunda. Bunlardan biri de Park Güell. Barcelona2nın zengin ailelerinden Güell tarafından 20. yüzyılın başında yaptırılan bu park ve evler kompleksi rengarenk bir dünyaya açılan kapı gibi.
Gauidi ile rotamıza devam ediyoruz. Barcelona'nın farklı yerlerinde Gaudi imzası taşıyan çok sayıda sivil mimari eser bulunmakta. Dönemin zenginleri, aristokratları tarafından özel olarak Gaudi'ye yaptırılan bu binalar ünlü mimarın, estetik anlayışını yansıtan önemli eserler olma özelliği taşıyor.
Picasso her ne kadar Malaga doğumlu olsa da hayatının bir bölümünü burada geçirdiği için adı Barcelona ile anılan bir isimdir. 20. yüzyıl resmine damgasını vuran İspanyol ressamın pek çok yapıtı Paris gibi başka şehirlerde olsa da bu müze sanatçıya dair eşyalara ve yapıtlara tanıklık edeceğiniz bir yer.
Tibidado Tepesi'nde bulunan Templo Expiatorio del Sagrado Corazón de Jesús ya da Türkçesiyle İsa'nın Kalbine Adanmış Kutsal Tapınak, Barcelona'nın en görkemli yapılarından biridir. Kente hakim bir konumda bulunan bu kilisenin tepesinde bir de Hz. İsa heykeli bulunmaktadır. 1962 yılında ibadete açılan kilise, turistlerin de ilgi odağıdır.
Barcelona sokakları daha önce de bahsettiğimiz gibi birbirini paralel biçimde kesen oldukça planlı bir yapıya sahiptir. Tarih boyunca kenti etkileyen baştan yangın ve çeşitli doğal afetler nedeniyle neredeyse yerle bir olan Barcelona 20. yüzyılın başlarından itibaren planlı bir gelişme göstererek geniş caddeler ve görkemli taş yapılarla donatıldı.
Barcelona plajları, özellikle kenti yaz aylarında ziyaret eden turistlerin sıklıkla uğradığı rotalardan biridir. Çok iddialı bir kumsala ve denize sahip olmasa da Barcelona sahili, yaz boyun renkli etkinliklere ev sahipliği yapması bakımından turistlerin ilgisini cezbetmeyi başarmaktadır.
