17.02.2024 - 13:40 | Son Güncellenme:
Çocuğunuzun doğrudan deneyim kazanmasını, toprağa ve çiçeklere dokunmasına sağlamalısınız. Büyük bir şehirde yaşamayı bir engel olarak görmemeli ve çocuğunuzu düzenli olarak parklara veya doğal alanlara götürmelisiniz.
Küçük yaştan itibaren doğayla iç içe olmak; toprağa dokunmak, yalın ayak toprağa basmak, toprakta yaşayan karınca ve solucan gibi canlıları izlemek çocukların doğa sevgisini kazanmasının temellerinin atılmasında ve ilerideki dönemlerde doğadan ve hayvanlardan korkmamasını sağlar.
Çocuğunuza doğada gördüğü bütün canlıların birbirleriyle bağlantılı olduğunu anlatarak bunun yaşamsal döngünün bir parçası olduğunu idrak etmesini sağlayın. Kendiniz de doğaya karşı bilinçli davranın ve çocuğunuzun doğa sevgisini sizden görerek kazanmasını sağlayın.
Çocuğunuza doğa sevgisini evinizin içinde de verebilirsiniz. Birlikte evinizde yetiştirebileceğiniz bir çiçek alabilir ve bakımına yardım etmesini isteyebilirsiniz. Birlikte doğa ile ilgili belgeseller seyredebilir ve tartışma konuları açabilirsiniz.
Çevre bilincinden bahsederken evde yanan gereksiz lambaları söndürmek, suyu çok fazla açık tutmamak, kâğıt peçete kullanımına dikkat etmek gibi aslında küçük görünen birçok konu hakkında da bilgi verin.
Çevre bilinci ve çevre eğitimi ile yapmış olduğunuz her hareketi çocuğunuza da anlatın. Örneğin, yerlere çöp atmıyorsanız neden atmamanız gerektiğinden veya etrafımızda bulunan geri dönüşüm kutularının ne amaçla kullanıldığından bahsedin.
Küçük yaştaki çocuklarda empati duygusu tam gelişmediğinden zaman zaman doğaya ve hayvanlara zarar verecek hareketlerde bulunabilirler. Bu oldukça normaldir. Önemli olan onları her seferinde uyarmak ve yaptıklarının neden yanlış olduğunu anlayabilecekleri bir şekilde anlatmaktır.