Kaz Dağları Milli Parkı
Mavi ve yeşilin birleşmiş olduğu tatil beldelerinden biridir. Tüm yıl boyunca ziyaretçisi olan Edremit ilçesi sakin ve huzurlu tatil arayanların uğrak noktasıdır. Kaz dağlarının havası solunabilirken, bolca yürüyüş yapılabilir, çeşitli güzellikler fotoğraflanabilir. Termal sulara sahip olan iki adet kaplıcadan biride şifa bulunabilir. Kaplıcalarda hem dinlenebilir hem şifa bulunabilir hem de keyifli zamanalar geçirilebiliniz. Ege mutfağındaki enfes lezzetli yemeklerinde yenilebileceği bu şirin ilçe mutlaka görülmelidir. Tarihi M.Ö. 1400’lü senelere kadar uzanan Edremit’te bolca oksijen soluyarak, enfes güzellikteki doğada yürüyüş yapabilmek için Kaz Dağları Milli Parkı ziyaret edilebilir. Birçok gezilecek yerleri bulunan Edremit’te farklı alternatifler bulunur.Türkiye’de bulunan en fazla oksijenin bulunduğu alan kaz dağlarıdır. Kaz dağlarında avcılık yapmak, ateş yakmak, bitki toplamak yasaktır. Millî parka dönüştürülen kaz dağlarında çok sayıda karaçam, meşe ve kızılçam gibi ağaçlar bulunur. Kendine has olan bitki örtüsü ile çeşitli endemik bitkileri de barındırır. Kaz dağlarında enfes havayı solurken doğa yürüyüşleri yapılabilir.
Şahindere Kanyonu
Kaz dağlarından başlayıp Edremit Körfezinde sonlanan kanyon 26 metre uzunluğa sahiptir. Zaman zaman 600 700 metre yüksekliğe de ulaşabilmektedir. Kaz dağlarında bulunan en güzel yerlerden biri bu kanyondur ve mutlaka gezilip görülmelidir. Çam ve kekik kokularının eşliğinde huzur dolu dakikalar geçirmek mümkündür.
Hasanboğuldu ve Sütveren Şelalesi
Zeytin ağaçları ve zeytinyağları ile ünlü olan Edremit’te bulunan Hasanboğuldu ve Sütven Şelaleleri harika doğaya sahiptir. Deniz seviyesinden 798 metre yüksekte olan bu şelaleler, Kaz dağlarını ziyaret eden ziyaretçilerin görmesi gereken bir diğer yerdir. Zeytin ağaçları arasında, şırıl şırıl akan sesi ile şelale bölgesinde huzurlu dakikalar geçirilebilir.
Darıdere Tabiat Parkı
Bir diğer oksijen deposu olan yer ise Darıdere Tabiat Parkıdır. Narlı köyüne 13 km uzaklıkta bulunur ve Kaz dağlarının eteklerinde eyer alır. 2011 senesinde tabiat parkı haline getirilmiştir. 10 hektarlık bu alanda kestane, karaçam, meşe ve kızılçam ağaçları bulunmaktadır. Bitki çeşitliliğinin yanında atmaca, şahin, karaca, çakal ve ayı gibi çok sayıda yabani hayvanda bulunur.
Derman Kaplıcaları
Edremit termal kaplıcalar ile de ünlü olan bir yerdir. Farklı seçenekleri ile şifalı suları barındıran bu bölgede gidilebilecek kaplıcalardan biri de Derman Kaplıcalarıdır. 1936 senesinde inşa edilmiş olan Derman Kaplıcaları 56 derecelik suya ve çok sayıda minerale sahiptir.
Güre Kaplıcası
Termal kaplıcalar açısından zengin içerikli olan Edremit’te gidilebilecek olan kaplıcalardan biri Güre kaplıcalarıdır. Edremit’in merkezine olan uzaklığı 12 km’dir. Özellikle kadın hatalıkları, böbrek hastalıkları, solunum hastalıkları, romatizma gibi sorunlar başta olmak üzere çok sayıda hastalığa iyi gelmektedir. Su sıcaklığı 40 ila 58 derece aralığındadır.
Edremit Körfezi
Ege denizinin en kuzeyinde bulunan körfezdir. Hem ekonomik hem de tarihi açılardan önemli olan bu bölge özellikle papalina avcılığı ve zeytinyağı üretimi ile ünlüdür. Kaz dağlarının güzelliği ile birleşen körfezin güzelliği bölgede oldukça muhteşem bir görüntü oluşturur.
Altınoluk
Edremit’e bağlı olan kıyı şeridindeki mahallelerden biri Altınoluk’tur. Zeytin ağaçlarının kaplı olduğu bu belde doğal ve tarihi güzellikleri ile dikkat çekmektedir. Edremit körfezi ve Kaz dağları manzarasına sahip olan bu belde de dünyadaki en kaliteli olan zeytinyağları üretilir. Tertemiz sahili ve 43 km uzunluğa sahip kıyı şeridi ile dikkat çeker.
Akçay
Edremit’e bağlı olan kıyı şeridindeki şirin mahallelerden bir diğeridir. Edremit merkeze 8 km uzaklıkta bulunur. Türkiye’de bulunan ilk turizm bölgelerinden biridir. Kaynak suları, denizi, temiz havası ve insanları ile ilgi çeken bir beldedir. Çok sayıda turist yaz aylarını Akçay beldesinde geçirmektedir. Halka açık olan plajları ile herkese açık tertemiz bir kıyıya sahiptir.
Antandros Antik Kenti
Açık hava müzesi olarak da anılan bu antik kent Altınoluk beldesine bağlıdır. Kaletaş’ı denilen tepede bulunan bu antik kentin tarihi de oldukça geçmiş yıllara aittir. Yapılan kazı çalışmaları ile geçmişi M.Ö. 10. Yüzyıla uzandığı anlaşılmıştır.
