– Artık Ali’den ne fırsat bulursak onunla birlikte seyrediyoruz. Seyretmediğimiz Türk filmi kalmadı. Evde çocuk oldu mu, ona uyacaksın. Yoksa her odaya bir video lazım. Stüdyo gibi.– Nelerden korkarsınız Sayın Sunal?– Uçağa binmekten ve deniz yolculuğundan korkarım. Köprü benim için çok iyi oldu. Eskiden tiyatrodan çıktıktan sonra, birkaç kadeh içip Kabataş’tan araba vapuruna binerek eve giderdim. O zamanlar Metin Akpınar’la beraber çok içiyorduk. Geceyarısı giderdim Kabataş’a. Bir arabalı vapuru uğurlardım Üsküdar’a. Nasıl gidiyor diye bakardım. Gider Üsküdar’a, yenisi Kabataş’a yanaşır. Arabalar biner, ben de binerken bir dolmuşçu, “Taksim, Taksim” diye bağırır. Ben de atlar, Taksim’e dönerdim, korkudan binemezdim. Tam sabah güneş çıkarken, sabahın 5’inde, bakarım deniz sütliman, o zaman Üsküdar’a geçerdim.
– Hayır, bilmem. Denize girmesini de sevmem. Bacaklarımı, arada bir vücudumu sokarım.– Söyleşilerimizde, bir gelenek haline getirdik. Siz de, bir mal beyanı yapar mısınız?– Servet beyanı kalktı Yener Bey. Neyse, anlatayım, Göztepe’de halen oturduğum bir evim var. Plajyolu’nda eskiden oturduğum bir dairem var. Şimdi kirada. Bir de Bakırköy’de 5 tane odası olan bir kat var. Bir BMW, bir de son Almanya turnesinde aldığım 1984 Mercedes 200 Dizel arabam var.– Hangi spor kulübü taraftarısınız, bu da pek bilinmeyen bir yanınız?– Fenerbahçeliyim. Eskiden çok maça giderdim. Dolmabahçe’deki her maça giderdim. Hastaydık.– Son filminiz “Katmadeğer Şaban”da punkçı oldunuz. Bu akımın örnekleriyle son Avrupa turnenizde karşılaştınız mı?– Çok gördüm. Punkçılık herhalde, komplekslerden kaynaklanıyor. Kendini ispat etmek, dikkat çekmek gibi. Diken gibi saçlar, giyimler dökülüyor. Bizde olmaz bu iş. Bizde tutmaz. Olursa da, birkaç kişi belli bir çevrede kalıp, hemen yok olur gider. Avrupa’da bayağı var.– Eskiden çok içki içtiğinizi söylediniz, ne kadardı ölçüsü?– Sabaha kadar içerdik. Bir şişe viski, bir büyük rakı.– O zaman sarhoşluğunuz da ağırdı, herhalde?– Hayır, sarhoşluğa inanmam. Sevmem de. Bundan daha fazla içtiğim zamanlar da oldu ama sarhoş olmadım. Öyle film koptu film derler, yalan. Alkolün arkasına sığınıyorlar.– Rakı içerken, mezeniz nedir?– Su veya ayva. Ayva, rakı ve viskiyle şahane gider. Bunu ben çıkardım. Bıçakla kesersen suyu çıkar. Yıkayacaksın güzelce ayvayı, kaşıkla parçalara ayıracaksın. Çok iyi olur. Ayva mevsimi gelsin, bir deneyin. Ama sulu, ekmek ayvası olacak. Boğazında kalmayacak, lokum gibi gidecek.– Gördüğüm kadarıyla sigara içmiyorsunuz?– Epeyce içtim ama 2.5 sene önce bıraktım. Günde bir paket içiyordum. İradem çok kuvvetlidir.– Sinemaya geçmek isteyenler size de başvuruyor mu?– Herkes şöhret olmak istiyor, herkes isim olmak istiyor. Star olmak arzusu fazla. En zengin işadamları bile bir bakın neler yapıyorlar. Halbuki kenarda dursa, gazetede her gün çıkmasa tanınmaz. Ama Sakıp Sabancı’ya bakın, şöhret olmak için neler yapıyor? Zenginliği tatmin etmiyor onu. Gözükecek, halk tanıyacak. Onun yaptığı şeyleri ben yapmadım hayatımda komedyen olarak. Beni hiç kimse kovboy kıyafetiyle uçaktan inerken görmedi. Sakıp Bey, her denileni yapıyor.– Politikaya atılmayı düşünür müsünüz?– Hayır, düşünmüyorum, ama iyi tiyatro oyuncusunun çok iyi politikacı olacağına inanıyorum. Çünkü, oyuncuların en başarılı olacağı dal, politikacılıktır.– Teşekkür ederim.