Hümanizmin insanın evcilleştirilmesi anlamına geldiğini ifade eden Şener, "Hümanizmde; insanın o doğal durumundaki eksikliklerin giderilmesi için eğitim veriliyordu. Bu şekilde insan olması sağlanmış oluyordu. Burada insanın normal seyrine adapte olma gibi bir şeyle karşı karşıya değiliz. İnsanın seyrinin değiştirilmesi ve dönüştürülmesi noktasında yapay bir etki ile karşı karşıyayız. Hümanizm ile transhümanizm arasındaki bağlantı da insanın evcilleştirilmesi ve yapay bir duruma adapte edilmesi üzerinden kurulmaktadır." dedi.
Trashümanizm sonucu ortaya "cyborg"ların (insan-makine karışımı varlıklar) bir evrim sonucu ortaya çıktığı gibi yanlış bir algının olduğuna işaret eden Şener, evrim olarak adlandırılan durumun "insanın doğal duruma adapte olması" anlamına geldiğini, transhümanizm ve hümanizm ile birlikte yapay bir duruma adaptasyonun söz konusu olduğunu söyledi.
Gökhan Şener, zeka, ölüm ve sağlık konusunda insani sınırların ötesine geçmek için çalışmalar yapıldığını belirterek, tüm biyolojik sınırların ötesine geçen bir dünya kurulmak istendiğini ifade etti.
Şener, "Bizim biyolojik yapımıza baktığımız zaman ölümle karşı karşıyayız. Sağlık problemlerimiz söz konusu ve zekamız yeterli değil gibi görülüyor. İnsan 50-60 ya da daha fazla değişkene sahip bir problemle karşılaştığında hesaplamakta çok zorlanıyor. Ancak aynı problemi bir makineye verdiğinizde çok daha hızlı ve efektif bir şekilde çözüm elde edebiliyorsunuz. O zaman burada 'insanın sınırlılığını kurtarmak zorundayız' gibi bir fikir ortaya çıkıyor." diye konuştu.
İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Görevlisi Gökhan Şener, Alman matematikçi Kurt Gödel'e atıfla insan zihninin hesaplanabilir bir yapıya sahip olmadığını vurgulayarak, Goertzel'in belirttiği teknolojiyle donatılmış çocukların daha zeki olduğu iddiasının doğru olmadığını söyledi.