12.06.2016 - 16:12 | Son Güncellenme:
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 1. Bölge Müdürlüğü görevlilerince, birçok noktaya yerleştirilen fotokapanlarla elde edilen görüntü ve fotoğraflar, İstanbul'un yaban hayatı konusunda sürdürülen çalışmalara rehberlik ediyor.
Yaban hayatıyla ilgili yol haritasının belirlenmesinde önemli rol oynayan fotokapan görüntüleri, kentin utangaç sakinlerinin genel kanının aksine sayılarının hiç de azımsanmayacak düzeyde olduğunu ortaya koyuyor.
Kentin yüzde 44'ünü oluşturan ormanlarda yaşayan karaca, tilki, yaban domuzu, porsuk, kızılgeyik ve çakal gibi hayvanlar, doğal ortamlarında fotokapanlara adeta poz veriyor.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 1. Bölge Müdürü Resul Doğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaban hayatının devamı için İstanbul'da 2015 yılında biyolojik çeşitlilik izleme projesi başlattıklarını belirterek, kentteki flora ve fauna anlamında tür tespitlerini yaptıklarını dile getirdi.
Projenin sonuç aşamasına geldiğini söyleyen Doğan, "4 bin 770 tür tespit ettik, bunların bin 937'si faunaya ait. Balığından sürüngenine kadar, karacadan yaban domuzuna kadar, bir sürü tür tespit ettik." dedi.Doğan, 3 Mart'ın Dünya Yaban Hayatı Günü olduğunu anımsatarak, sadece 3 Mart'ta değil her zaman doğaya karşı duyarlı olunması çağrısında bulundu.
Bu duyarlılığı arttırmak için çalışmalar yaptığını anlatan Doğan, "Bunların korunmasıyla ilgili olarak toplumsal duyarlılığı artırmak için ilkokullarda eğitimler veriyoruz, avcılar için kurslar düzenliyoruz, eğitimler düzenliyoruz. Vatandaşların ilgisini çekmek için afişler hazırlıyoruz, duyurular yapıyoruz. Toplumsal duyarlılığı ve bilinci arttırmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Doğan, yaban hayatına müdahale edilmemesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:"Vatandaşlara önerimiz, yaban hayatını kendi haline bırakmaları ve müdahale etmemeleri. Hiçbir hayvanın yuvasına dokunmamaları, buldukları yavruları yerinde bırakmaları, eğer yaralı hayvan varsa bunlara sahip çıkarak bizler veya veteriner fakülteleriyle iletişime geçerek, hayvanların tedavilerinin sağlanması konusunda yardımcı olmalarını istiyoruz. Kaçak av yapanları uyarmalarını ve bunları bize bildirmelerini bekliyoruz. Bunların haricinde, vatandaşlarımızdan yaban hayatına hiçbir müdahale beklemiyoruz."İstanbul'un bir metropol olduğunu dile getiren Doğan, "İstanbul'un yüzde 44'ü ormanlık alan. Bunu çok kişi bilmez. İstanbul'un özellikle kuzey ormanlarında çok canlı bir yaşam var. İstanbul'da yaban hayatı olarak özellikle kızılgeyik, karaca, tavşan, yaban domuzu, çakal, tilki, porsuk ve benzeri, ciddi bir yaban hayatı popülasyonu ve hareketliliği var. Tabii bunu insanlarımız çok fazla göremiyor. Biz bunu fotokapanlarla zaman zaman izlediğimiz için bilgi sahibiyiz." ifadelerini kullandı.Dünya Yaban Hayatı Günü'nü kutlayan Doğan, yaban hayatının sürekliliği için canla başla çalıştıklarını söyledi.Geçen yıl bin 200'ün üzerinde yaralı yabani hayvanın kendilerine geldiğini belirten Orman ve Su İşleri Bakanlığı 1. Bölge Müdürü Resul Doğan, "Bu hayvanların büyük bölümü, tedavi edilip doğaya bırakıldı. Doğaya dönemeyecek olanlar da birlikte çalıştığımız hayvanat bahçelerinde yaşamlarını devam ettiriyor, bir kısmı da bizim üretim istasyonlarımızda ve rehabilitasyon merkezlerinde yaşamlarını sürdürüyorlar." şeklinde konuştu.
Orman Su İşleri 11'inci Bölge Müdürlüğü'nün yaban hayvanlarının tür tespiti ve popülasyonun tespiti amacıyla Amasya, Çorum, Ordu, Samsun ve Tokat'taki Yaban Hayvanı Geliştirme Sahaları ile belirli avlaklara kurduğu 84 fotokapanla kızıl geyik, karaca, ayı, kızıl tilki, kurt, sansar, çakal, porsuk, yaban tavşanı, yaban domuzu ve vaşak görüntülendi.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı Samsun 11'inci Bölge Müdürü Mehmet Sıddık Kılınçer, Türkiye'de uzun yıllardan beri düzenli olarak gerçekleştirilen envanter çalışmalarının, bilinen türlerin popülasyon durumlarını ortaya koyduğunu, artış ve azalışlara ilişkin yapılacak çalışmalara yön verdiğini belirtti.
Kılınçer, "Ülkemizin sahip olduğu yaban hayvanı çeşitliliği düşünüldüğünde, bu çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından envanter ve izleme çalışmaları Genel Müdürlüğümüzce önemsenmekte ve desteklenmektedir. Bu sebeple yaban hayatında kullanılan mevcut yöntemlerin yanı sıra teknolojik gelişmelerde yakından takip edilerek yaban hayatı çalışmalarında kullanılmaktadır" dedi.
Kılınçer, yaban hayvanları ile ilgili yapılacak olan tür tespiti, popülasyon dinamiklerinin izlenmesi gibi çalışmalarda kullanılmak üzere fotokapan alımı yapıldığını belirterek, "Hazırlanan projelerle popülasyon büyüklüğünün yıllara göre olan değişiminin izlenmesi amaçlanmaktadır. Bu çalışma sonucunda yıllar itibari ile aynı sahada, aynı tarihler arasında, aynı koordinatlarda fotokapan kurularak, fotokapana yakalanan birey sayıları tespit edilmesi, sonraki yıllarda aynı çalışmanın tekrarlanması sonucunda yıllar içerisindeki değişimin izlenmesi hedeflenmektedir.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 11'inci Bölge Müdürlüğüne bağlı Amasya, Çorum, Ordu, Samsun ve Tokat illerinde ilk etapta Yaban Hayvanı Geliştirme Sahaları ile belirli avlaklara 84 adet fotokapan kurulmuş olup izleme çalışmaları devam etmektedir.
Foto kapanlardan kızıl geyik, karaca, ayı, kızıl tilki, kurt, sansar, çakal, porsuk, yaban tavşanı, yaban domuzu ve vaşak gibi hayvanlara ait görüntüler elde edilmiştir" diye konuştu.
Yaban hayatı ve insan çatışmasını minimize edebilmek için Artvin'de yaban hayvanlarının doğal ortamlarında desteklenmesi eylem planı çerçevede doğaya yerleştirilen fotokapanlara ilginç görüntüler yansıdı.Artvin'de çeşitli noktalara konulan 80 fotokapanla 2014'ten günümüze kadar boz ayı, vaşak, çakal, yaban keçisi, porsuk, sansar, orman kartalı, öter ardıç, alakarga gibi çeşitli hayvanların görüntüleri kayıt altına alındı.
Fotokapanlar sayesinde kaçak avcılıkla etkin şekilde mücadele edilirken, günümüze kadar memeli türlerden boz ayı, vaşak, çakal, tilki, kurt, yaban domuzu, karaca, yaban keçisi, porsuk, sansar, tavşan, kirpi ve sincap, kanatlı türlerden de orman kartalı, şahin, kınalı keklik, öter ardıç, saksağan, alakarga, çulluk, karatavuk gibi hayvanların görüntüleri kayıt altına alındı.Farklı zaman dilimlerinde fotokopanlara yansıyan görüntülerde, ayı ile karganın aynı alanda beslenmeleri, ayının zaman zaman karganın varlığından rahatsızlık duyması dikkati çekiyor.
Belirli aralıklarla aynı bölgeden ayı, çakal, domuz ile ineklerin geçtiğinin görüldüğü görüntülerde, ön ayakları üzerinde duran ayının bir süre yakındaki köye bakması da kayda geçti.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Artvin Şube Müdürü Yunus Aydemir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Artvin'de yaban hayvanlarının doğal ortamlarında desteklenmesi eylem planı çerçevesinde yaban hayatının izlenmesi çalışmaları başlatıldığını söyledi.Aydemir, proje kapsamında memeli türlerin popülasyonlarının izlenmesi, kullandıkları alanların tespiti ve yıllara göre değişiminin belirlenmesi ile eylem planının daha sağlıklı uygulanmasının hedeflendiğini belirtti. Aydemir, yaban hayatı bakımından zengin olan Artvin'de kaçak avlanmaya karşı fotokapanlı sistemle etkin şekilde mücadele sergilendiğini ifade etti.
Boz ayı envanter çalışması yaptıklarını da dile getiren Aydemir, şu değerlendirmede bulundu:"Alanın memeli türler açısından zenginliği de bu çalışmayla birlikte ortaya konulmaktadır. Bölgenin en büyük sorunlarından biri olan ayı insan çatışmalarını önleyici tedbirleri almak için yerel halktan gelen yaban hayvanları zararlarına yönelik şikayetler değerlendirilerek, zarar veren bireylerin de tespit çalışmaları doğrultusunda zararın sürekliliği, bireyin alan kullanımları, aktivasyonları ortaya konulmakta ve bölge insanına bilgi verilmektedir."
Aydemir, insan barınma alanlarından uzak tutabilmek için yaban hayvanlarının yaşam alanlarının kalitesinin artırılarak popülasyon büyüklüğünün kabul edilen seviyede tutulmasının tür çeşitliliğinin korunmasında etkin bir yönetim aracı olduğuna işaret etti.İl genelinde yaban hayvanlarının tespiti için konulan 80 fotokapanın, kaçak avcıları tespit ederek koruma ve kontrol çalışmalarını desteklediğine işaret eden Aydemir, şöyle dedi:"Sahaya kurulan fotokapanlar harekete duyarlı olup yakalamış olduğu görüntü ve videoyu, sisteme dahil edilen mobil hat üzerinden birkaç dakika içinde ilgili kişilerin cep telefonlarına MMS veya elektronik posta adreslerine mail olarak göndermektedir. Böylelikle kaçak avlanmaya karşı da etkin bir mücadele yürütülmüş oluyor. Müdahale edilmesi gereken durumlarda, proje yürütücülerine hızlı şekilde müdahale etme imkanı sağlamaktadır."Aydemir, proje ile Artvin'in yaban hayatı zenginliğinin de ortaya çıkarıldığını belirterek, ayrıca çıplak gözle yapılan boz ayı envanter çalışmalarında günümüze kadar 54 ayının tespit edildiğini aktardı.
Burdur'da fotokapanla iki kez çakal sürüsü görüntülendi. Görüntülerde, yavru çakalların birbiriyle oynamaları ilgi çekti.
Doğa Koruma ve Milli Parklar 6'ncı Bölge Müdürlüğü'ne bağlı Burdur Şube Müdürlüğü'nce yaklaşık 4 yıldan bu yana kent yaban hayatının araştırması kapsamında, bölgede yaşayan memeli türler fotokapan cihazlarıyla görüntüleniyor. Araştırma kapsamında geçen aylarda fotokapana iki kez çakal sürüsü takıldı.
Bu çalışmalarda zaman zaman Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü ile de işbirliği yapılıyor.
Burdur merkez köyleri ve Yeşilova ilçesinin bazı köylerini de kapsayan alanlarda MAKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Ornitolog Doç. Dr. Tamer Albayrak danışmanlığında, Burdur Şube Müdürü Tamer Yılmaz yüksek lisans tez çalışması da yürütüyor. İnsan faaliyetlerinin yaban hayatı üzerine etkisinin araştırıldığı tez kapsamında, bölgede yaşayan memeli türler tespit edilecek. Türlerin yaşam alanları, insan faaliyetlerinden nasıl ve ne oranda etkilendikleri hakkında da fikir elde edilecek.
Bugüne kadar bölgede yapılan fotokapan çalışmalarında vaşak, karakulak, kurt, çakal, tilki, yaban domuzu, yaban tavşanı, arap tavşanı, porsuk, kaya sansarı, gelincik, sincap gibi türler tespit edildi. T
Tamer Yılmaz tarafından Burdur'da ormanlık alanlara kurulan fotokapana, biri gece diğeri de gündüz olmak üzere iki çakal sürüsü takıldı.
Gece görüntüsünde 2'si yavru 4 çakal bir süre fotokapan önünde oynuyor. Gündüz görüntüsünde de tamamı yavru 6 çakal, aralarında uzun süre oynuyor. Fotokapanın olduğu alanda uzun süre vakit geçiren çakallar, ardından hep birlikte ormanlık alanın içine ilerliyor.
KURTLAR AVLARIYLA FOTOKAPANDAFotokapanla görüntülenen yaban hayvanları arasında bir vaşak avladığı tavşanı, bir kurt avladığı yaban domuzu yavrusunu götürürken görüntülendi. Bir gece görüntüsünde ise bir kurt, yakaladığı avıyla birlikte fotokapanın bulunduğu alana geliyor ve ağzındaki avı yola bırakıp etrafı kontrol ettikten sonra kenardaki su birikintisinden su içiyor. Sık sık etrafını kontrol edip su içen kurt, ardından avını alarak gece karanlığında kayboluyor.
Farklı bir gece görüntüsünde de bir vaşak ve iki yavrusu bu kez fotokapana yakalanıyor. Bir fotoğraf karesinde tavşan, fotokapan önünde yavrusunu emziriyor.
Burdur'da fotokapanla kurt sürüsü görüntülendi. Görüntülerde, yavru kurtların aralarında oynadığı görüldü. Doğa Koruma ve Milli Parklar 6’ncı Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Burdur Şube Müdürlüğü’nce yaklaşık 4 yıldan bu yana kent yaban hayatının araştırması kapsamında, bölgede yaşayan memeli türler fotokapan cihazlarıyla görüntüleniyor. Araştırma kapsamında 26 ve 31 Ağustos tarihlerinde 06.00-07.00 saatlerine yakın yaklaşık 10-15 kurt iki kez görüntülendi. Görüntülerde kurtların birbiriyle oynadıkları da görülüyor.
Bugüne kadar bölgede yapılan fotokapan çalışmalarında vaşak, karakulak, kurt, çakal, tilki, yaban domuzu, yaban tavşanı, arap tavşanı, porsuk, kaya sansarı, gelincik, sincap gibi türler tespit edildiğini belirten bölge müdürlüğü yetkilileri, "Kurt, çalışma yapılan tüm alanlarda görülen bir memeli türü. Ancak ülkemizde bir çok alanda insanlar tarafından tehdit olarak görüldüğü için öldürülmüş ya da zehirlenmiş. Bu yüzden nesilleri tehdit altında" dedi.
Yaşadıkları bölgeye göre besinleri değişmekle birlikte yaban domuzu, tavşan, dağ keçisi, geyik, karaca ve farenin en önemli besinlerini olduğunu anlatan yetkililer, kurtların Burdur’da daha çok yaban domuzu, tavşan gibi yaban hayvanlarının yanı sıra koruma altında olmayan koyun ve keçileri yediğini söyledi.
Özellikle yaban domuzu popülasyonunun makul düzeyde tutulması için köylülerin kurtları korumasının önem arz ettiğini vurgulayan yetkililer, şu bilgileri verdi:"Belirtilmesi gereken en önemli hususlardan birisi de kurtların insanlara saldırdığı ve zarar verdiği gibi yanlış bilgilerdir. Bugüne kadar literatürde insanların kurtlara saldırdığı konusunda hiçbir bilgiye rastlanmamıştır. Ayrıca halk arasında doğa koruma ve milli parklar müdürlükleri tarafından kurt yetiştirilerek doğaya salındığı bilgisi de gerçeği yansıtmamaktadır. Bakanlığımızın böyle bir çalışması yoktur."
Orman ve Su İşleri Bakanlığı 12. Bölge Müdürlüğü Giresun Şube Müdürlüğü tarafından Alucra ilçesi kırsalında kurulan fotokapan tarafından bir vaşak görüntülenmişti.
Giresun Orman ve Su İşleri Bakanlığı 12. Bölge Müdürlüğü Giresun Şube Müdürü Ertan Kuduban, Alucra ilçesi kırsalında bir vaşak görüntülendiğini belirterek, ilde vaşak popülasyonunun arttığını bildirdi. Kuduban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bölgede yaban hayatının gelişimini gözlemek amacıyla il geneline 18 fotokapan kurulduğunu ifade etti. Kuduban, Alucra ilçesine bağlı Doludere köyü kırsalındaki kapanın önceki günlerde bir vaşağı görüntülediğini kaydetti.
Vaşakların gün içerisinde nadir görüldüğünü ifade eden Kuduban, "Vaşaklar gece avlanır. Gündüz saatlerinde nadiren görülür. Gün içerisinde olması nedeniyle Alucra'daki fotokapan hayvanın görüntüsünü çok net almış." dedi.Kuduban, yaptıkları araştırmalar ve incelemelere göre kediye benzeyen bu hayvanların bölgedeki popülasyonunun arttığını bildirerek, özellikle Giresun'un iç kesimdeki bölgelerinde bu hayvanların ciddi varlığının söz konusu olduğunu, bu durumun kendilerini sevindirdiğini söyledi.
Kediye benzemelerine rağmen bu hayvanların ağırlıklarının normal kedilerden 5 kat daha fazla olduğunu belirten Kuduban, şöyle devam etti:"Kulakları normal kediye kıyasla daha uzun ve uçları tüylüdür. Kış bastırdığında ise sadece kulaklarının üzerindeki tüyler değil tüm vücudu kalın bir tüy tabakası ile kaplanır. Adeta kışın gelmesi ile mantolarını giyer. Patilerinin genişliği karda yürümelerini kolaylaştırır. Gövdelerine göre küçük kalan başları ve kısa kuyruklarıyla ilk bakışta ürkütücü gözükseler de görünüşleri kesinlikle etkileyicidir. Renkleri kum renginden koyu kahveye kadar değişir. Engebeli arazilerde ve genellikle çam ormanlarında yaşarlar."
Kuduban, vaşakların açık ormanlık araziler ya da diğer coğrafi mekanlarda da rahatlıkla yaşamlarını sürdürebildiklerine işaret ederek, denizden 3 bin metre yükseklikte yaşayan vaşaklar da bulunduğunu belirtti.
Vaşakların iyi birer yüzücü de olduklarını dile getiren Kuduban, çok hızlı ve çevik bir hayvan olduğundan tavşan, kemiriciler, ördek, yer kuşları, balık gibi hayvanları kendilerine kolaylıkla av yaptıklarını ancak koyun, keçi, inek gibi hayvanlara saldırmadıklarını söyledi.
Kuduban, fotokapanların son dönemlerde kurt, ayı ve yaban domuz gibi hayvanları da görüntülediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Giresun, yaban hayatı yönünden zengin bölgelerden biri. Bu zenginliğinin hem Karadeniz hem de Karadeniz ardı iklimi, yine Avrupa-Sibirya ve İran-Turan floristik sitemlerini bünyesinde barındırmasından geldiği söylenebilir. Özellikle ilin güney kesimlerinde vaşak, ayı ve kurt gibi memeli hayvanlar sıkça görülmektedir. Yine diğer yaban hayvanları da il genelinde popülasyonlarını hızla artırmakta."
Daha önce de Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü'nde yüksek lisans yapan orman mühendisi Emir Özay, yaban hayatına insan etkisi üzerine gerçekleştirdiği çalışma sırasında, Eskişehir'de "vaşak popülasyonu" tespit etmişti.
Özay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek lisans konusu olarak Eskişehir'deki yaban hayatını seçtiğini belirterek buradaki yaban hayatına insan etkisini incelemeye başladığını aktardı.
Doğal yaşamda insan etkisinin giderek arttığını ifade eden Özay, "Bunun olumlu yanlarından çok olumsuz yanları bulunuyor. Hayvanların beslenme, barınma ve üreme gibi sorunlarına olumsuz etki ediyor. Bunları inceledim.
Ortaya çıkan somut delillerden sonra zor da olsa koruma ve bilinçlendirme çalışmalarına karar verdim. Çeşitli köylerde bilinçlendirme ve koruma çalışmalarına başladık." diye konuştu.