29.08.2009 - 00:33 | Son Güncellenme:
KEMAL ATLAN HAKAN TÜRKTAN
SAADET KEFAL BURAK AKBULUT Bilecik
İstanbul DHA - Milliyet gökyüzünde: MURAT ÖZTÜRK
Operatör, arkadaşının yerine görev yapıyordu
Kaza sonrası Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Hastanesi Beyin Cerrahisi Yoğun Bakım Servisi’nde tedavi altına alınan iş makinesi operatörü Mehmet Sait Yılmaz’ın durumunun ağır oldu belirtildi. Yılmaz’ın izne çıkan bir arkadaşının yerine 10 gün süreyle iş makinesinde geçici olarak operatörlük yaptığı öğrenildi. Tedavileri sonrası taburcu edilen makinistler Mehmet Çolak, Erol Altıntaş ile karayolu inşaatında taşeron firmada çalışan bir mühendis ve iki işçi gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen 5 kişi mahkemeye sevk edilmeden serbest bırakıldı.
Babası arka vagondaydı
Metin Kürşat Yeşiltan (14), bu yıl Anadolu lisesini kazanmıştı. Ailevi sorunlar nedeniyle babasından ayrı yaşayan annesiyle Ankara’da kalıyordu.
Kocaeli’de oturan büyükbabası ve babaannesini ziyaret edecekti. TCDD’den emekli olduktan sonra bakım-onarım operatörü olarak çalışmayı sürdüren babası Ahmet Turan Yeşiltan’la birlikte Eskişehir’den trene bindi.
İlk vagonda oturan Yeşiltan’ın babası, oğlunun yanında yer olmadığı için ikinci vagona geçmişti. Kazada büyük hasar gören ilk vagonda bulunan Yeşiltan hayatını kaybederken, babası yara almadan kurtuldu. Yeşiltan için dün Kocaeli’nin Derince ilçesinde cenaze töreni düzenlendi.
Anne Netice Yeşiltan ile kızları Banu ve Didem Yeşiltan bu sırada sinir krizi geirdi. Ailesi ve yakınlarının gözyaşlarıyla son yolculuğuna uğurladığı Yeşiltan’ın dedesi Ragıp Yeşiltan, torununun kendisini ziyaret için yola çıktığını belirterek “Kazayı televizyonlardan öğrendim. Bir süre sonra yakınlarımız torunumun yaralandığını söyledi. Öldüğünü öğrenince yıkıldım” diye konuştu.
Kürşat Yeşiltan, kılınan cenaze namazının ardından ilçe mezarlığında toprağa verildi.
‘Tren güvenli’ dedi ama...
Eskişehirli Mehmet Öztürk (53), Sümerbank Basma Fabrikası’ndan emekli olmuştu. 2 çocuk babası Öztürk, kendisine ait araçla taksi şoförlüğü yapıyordu.
Öğretmen olan kızının yanında kalan eşini Nuray Öztürk’ü almak için İstanbul’a gidecekti. Taksisinin yanı sıra bir de otomobili vardı. Ancak bu aracı Bursa’da oturan oğluna vermişti. Yola çıkacağının öğrenen arkadaşları, kendisine ödünç araç verebileceklerini belirterek, “Otomobille git” dediler.
Ancak Öztürk, “Bozüyük-Adapazarı arasında karayolu çalışmaları var. Kaza olabilir. Trenle rahat rahat giderim” dedi. Çevresindekilerin ısrarına rağmen önceki gün 13.20’de son kalan tren biletlerinden birini aldı. Saat 16.45’te hareket etmeye hazırlanan trene de son anda yetişti.
Birinci vagonun 3 no’lu koltuğuna oturdu. Ailesi ve arkadaşları bir süre sonra gelen ölüm haberiyle sarsıldı. Onu uğurlamak için Ertuğrulgazi Camii’nde düzenlenen cenaze törenine gelen arkadaşları, “Treni tercih edince başına böyle bir kaza geldi” dediler.
Mehmet Öztürk, Büyükşehir Belediyesi Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Kardeş özlemi ölüme götürdü
Derviş Havuz (24), Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Bölümü son sınıf öğrencisiydi. Bir yaşındaki kardeşi Ataol Doruk’u özlediği için trene binmişti.
Sevdiklerine kavuşamadan yaşama veda eden Havuz için dün İstanbul Beylikdüzü’ndeki Hz. Hamza Camii’nde tören düzenlendi.
Oğlu için gözyaşı döken Nermin Havuz güçlükle ayakta dururken, oğlunun okul arkadaşlarıyla teselli bulmaya çalışan baba Tekin Havuz, “Allah’ın takdiri” diye konuştu.
Havuz’un ev arkadaşı Okan Koç da “İstanbul’a her gidişinde otobüsü seçerdi. Treni fazla kullanmazdı. Aynı evde kaldık. O kadar iyiydi ki, kışın diğer odadaki arkadaşı üşümesin diye kendi odasının peteğini kısardı. Bağlama çalıp türkü söylemeyi çok severdi. Geçen yıl doğan erkek kardeşini çok özlediğini söylüyordu. Bu nedenle de İstanbul’a gitmek için trene binmişti” diye konuştu.
Arkadaşının otomobil kullanmayı çok sevdiğini vurgulayan Koç, “Kendisinin arabası olmadığı için sürekli benim arabayı alarak gezerdi. Tam bir Galatasaray fanatiğiydi. O yüzden de okulun futbol takımında oynuyordu. Onu çok özleyeceğiz” dedi. Havuz, Gürpınar Mezarlığı’nda toprağa verildi.
9 yılda bir aile yok oldu
Kazada yaşamını yitiren Ayşe İzli’nin (60) başçavuş eşi İsmet İzli, yıllarca Bozüyük’te görev yaptı. 2000 yılında eşini, 2004’de de kalp krizinden ölen tek çocukları Cenk İzli’yi toprağa verdi. Acı kayıplar sonrası İstanbul’a yerleşti. Kazadan 3 gün önce Bozüyük’e giderek eski komşularını ziyaret eden İzli, dönüş için ön vagondan bilet satın aldı. Olay yerinde yaşamını yitiren İzli’nin cenazesi, kardeşi tarafından teslim alındı. Ablasının tren yolculuğunu çok sevdiğini belirten Bülent Konukalp, “Birlikte yaşadığı komşularını asla unutmadı. Sık sık onları ziyaret eder, yolculuklarını da trenle yapardı” diye konuştu.
Ablasıyla gitse ölmeyecekti
Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Turgay Yılmazbaş’ın (21) ablası Pınar Yılmazbaş, aynı üniversiteye yüksek lisans için başvurmuştu. Ablası işlemlerini tamamladıktan sonra Bilecik’e dönerken, o biraz daha Eskişehir’de okul arkadaşlarıyla birlikte olmak istedi. Bir gün sonra bindiği trende kaza geçirerek hayatını kaybetti. Yılmazbaş için dün Osmangazi Camii’nde düzenlenen törene Bilecik Valisi Musa Çolak, arkadaşları ve yakınları katıldı. Yakınları, “Şayet albasıyla birlikte dönmüş olsaydı ölmeyecekti” dediler.