30.09.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:
DAMLA YUR İstanbul
İstanbu’da 34 kişinin hayatına mal olan sel felaketinin çilesini Çatalca’daki Roman aileler aradan 4 yıl geçmesine rağmen hâlâ çekiyor. Romanların yaşadığı Dere Sokak’taki evler hala yıkık dökük ve mühürlü. Evlerin sahipleri ise geçici olarak yerleştirildikleri 10’ar metrekarelik prefabrik evlerde barınmak zorunda. Çatalca Belediyesi tarafından temin edilen bu prefabriklerde 75 Roman aile yaşıyor. Oldukça kalabalık nüfusa sahip aileler bu küçük prefabriklere güçlükle sığıyor.
Geldiğinde anne karnında olan bebeklerin büyüdüğü, lise öğrencilerinin askerden dönüp evlendiği, yaşlıların hayata veda ettiği prefabrik evlerdekilerin dilinde yıllardır tek bir soru var; “Bu kış da burada mıyız?”
Prefabrik evlerde yaşamak zorunda kalanların neredeyse tümü binlerce liralık elektrik borcuyla karşı karşıya. Kış boyunca ısınmak için elektrik sobası kullanan Romanlar, faturaları 300 liradan az olursa kaymakamlıktan bu faturanın bedelini tahsil edebiliyor. Ancak fatura 300 lirayı geçerse tümünü kendileri ödemek zorunda kalıyor.
‘Çocuklar sürekli hasta’
Karataş ailesinin prefabriğindeyiz... Anne, baba 5 çocuk ve bir yeğen zaman zaman da babaannenin kaldığı her gece en az 7 kişinin uyuduğu bir prefabrik burası. Evin annesi Dilek Karataş, “Doluya koyuyorum olmuyor, boşa koyuyorum dolmuyor. Elektrik, su faturaları eski evdekinin neredeyse üç katı. Ev ısınsın diye ocakta sürekli çay, çorba kaynatıyorum. Kızım Hazar, ders çalışabilmek için kardeşlerinin uyumasını bekliyor. Büyük kızım okulda ödevini yapmadığı, forması olmadığı için sürekli dışlanıyor. Diğer çocuklarım desen sürekli hasta” diyor.
Kızları evlenip yuvadan uçmuş, eşini kaybetmiş 55 yaşında yalnız bir kadın Saniye Dursun. İşten gelirken yolumuzu keserek başlıyor anlatmaya; “Selden sonra 2 yıl minibüste yaşadım. Sonra bu prefabriklere taşındım. Çalışıyorum bir fabrikada ama günlük aldığım 10 lirayı yetiştirmek zor. 1500 lira elektrik borcum var. Selden önce de bu gelirle yaşardık ama evimiz beton olduğu için daha az fatura öder, daha çok ısınırdık.”
Prefabrik sakinlerinden biri de görme engelli Olcay Karataş(14). ‘Nasıl bir yerde yaşadığımı bilmiyorum ama çok üşüyorum, hep soğuk buralar’ diyen Olcay’ın annesi Sultan Karataş da, “Biz bu acıları yaşamak için ne günah işledik acaba?” diye soruyor.
‘Bakanlık projeyi pahalı buldu’
Prefabrikleri yapan Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara ise Roman ailelerin hâlâ kalıcı konutlara geçememesini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlıyor. Kara, “Belediyenin prefabriklerin olduğu alanda projesi yok çünkü orası maliye mülkünde. Biz bu insanların selden önce yaşadığı Kaleiçi Mahallesi’nde 696 konutluk bir proje hazırladık. Ama Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 70 milyon liraya mal olacak bu projeyi çok pahalı buldu” diyor.
‘Elektrik bedava diye gündüz de yakıyorlar’
Çatalca Kaymakamı Nevzat Taşdan prefabriklerde yaşayanlar için tek projenin kendileri tarafından yapıldığını belirterek şu bilgileri verdi: “Projemiz buraya ‘Sığınma evi’ formatında ev yapmak. Tapu devletin olacak. Evleri kullananlara tapu verilmeyecek, ihtiyaçları olduğu sürece kullanacaklar. Bunun gerçekleşmesi için 75 haneyi boş olan TRT binasına taşımaya çalışıyoruz. Proje için büyükşehir belediyesi ile görüşme halindeyiz. Kadir Topbaş talimat vermiş, projeye başlanacak.
Prefabriklerin 3 yıldır elektrik faturalarını biz ödüyoruz. Fakat 300 lirayı geçerse ödemiyoruz. Orası 10 metrekare. Bir kısım insan nasılsa devlet ödüyor diye gündüz de yakıyor. Sınır koyduk ki, iyiliği suistimal etmesinler.”