GündemCumhurbaşkanı Erdoğan: Yolsuzluklarınızın üzerine bant çekemezsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yolsuzluklarınızın üzerine bant çekemezsiniz

30.05.2025 - 15:14 | Son Güncellenme:

2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizde bütün umudunu Türkiye'nin ekonomik olarak tökezlemesine, Türk ekonomisinin yara almasına bağlamış köhne bir zihniyet var. Hedef saptırarak yolsuzluklarınızın üzerine bant çekemezsiniz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi'nde "2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi"nde önemli açıklamalarda bulundu.  İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: İstanbulumuz'da 3 kıtanın kavşak noktasında 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi münasebeti ile sizleri ağırlamaktan onur duyuyorum. Özellikle yurt dışından şehrimize teşrif eden misafirlerimizi bu kadim şehri bütün yönleri ile yaşamalarını temenni ediyorum. Ülkenizdeki kardeşlerinize selam götürmenizi istihram ediyorum. İslami finansın kurucularından Şeyh Salih Abdullah Kamil'i bugün rahmetle anıyorum. Abdullah Salih Kamil kardeşimi de burada tebrik ediyorum.

Haberin Devamı

İŞ BİRLİĞİNİ EN ÜST DÜZEYE ÇIKARMALIYIZ

Müslümanlar olarak dünya nüfusunun yüzde 25'ini oluşturuyoruz. Ancak İslami finans sektörünün büyüklüğü yaklaşık 2,5 trilyon dolar düzeyinde seyrediyor. Birleşmiş Milletler'den sonra en büyük uluslararası organizasyon olan İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi 57 ülkenin dünya ticaretinden aldığı pay ise sadece yüzde 11 civarındadır. Nüfus bakımından yüzde 25'e tekabül eden küresel ekonominin yaklaşık yüzde 9'unu teşkil ediyoruz. Bu rakamlar bize şunu anlatıyor. İslam alemi olarak aramızdaki ticaret, yatırım, finans ve iş birliği imkanlarını en üst düzeye çıkarmamız gerekiyor. İslam ekonomisi için stratejiler, 'Etkin Küresel Ekonomiye Giden Yol' teması altında düzenlenen zirvemizde yapılan ve yapılacak tartışmaların bu noktada çok faydalı olacağına inanıyorum. 3 gün sürecek zirve boyunca birbirinden seçkin isimler, pek çok önemli meseleyi değerlendirme imkanı bulacak. Küresel ekonominin kaotik atmosferinde, İslami finansın sunduğu etik, adil ve sürdürülebilir yaklaşımlar çok detaylı bir şekilde mercek altına alınacaktır. Stratejik İslami ekonomik planlamasından büyüme modellerine, teknoloji odaklı FinTek çözümlerden helal yaklaşımlara kadar geniş bir yelpazede ortaya konulacak fikirler, bizi hedeflerimize bir adım daha yaklaştıracaktır. Şunun bilinmesini özellikle isterim. Türkiye olarak tarih boyunca kültürler ve insanlar arası köprüler kurmuş bir coğrafyada yer almanın sorumluluğuyla hareket etmekteyiz.

Haberin Devamı

İstanbul'un küresel merkez haline gelmesi için attığımız adımlar, ülkemizin yanı sıra tüm İslami finans camiasına da yeni fırsatlar sunuyor. İstanbul Finans Merkezi çatısı altında başlattığımız iş birlikleri, küresel ekonomiye entegrasyon kadar İslami değerlerimizi koruyan bir model inşa etme gayretimizin de en somut nişanesidir. Katılım finansın İstanbul merkezli olarak gelişip serpilmesine büyük önem veriyoruz. Sahip olduğu eşsiz konum, birikim ve potansiyel bu noktada İstanbul'a ve İstanbul Finans Merkezi'ne çok ciddi avantajlar sağlıyor. İlgili kurumlarımızın ve yetkililerimizin de gayretleriyle bu avantajları kalıcı kazanımlara tahvil edebilmeyi ümit ediyorum.

Haberin Devamı

'KATILIM FİNANSIN İSTANBUL MERKEZLİ GELİŞİP SERPİLMESİNE BÜYÜK ÖNEM VERİYORUZ'

Şurası bir gerçek ki her alanda alternatif paradigmalara duyulan ihtiyaç kendisini giderek daha fazla belli ediyor. Ekonomide, bilhassa da finans alanında insan odaklı, merhametli, sorumlu bir paradigmaya olan talep günden güne artıyor. Bir defa şu hakikati artık hepimiz görebiliyoruz. Cari küresel ekonomik sistem, sadece tüketimi ve kar maksimizasyonunu önceleyen sorunlu yapısıyla insani değerleri geri planda tutmakta, eşitsizlikleri beslemekte, üretimsiz bir büyümeyi özendirmektedir. Mevcut sistem, bu haliyle ekonomik kalkınmayı destekleyecek çözümler bulmak yerine tali önlemleriyle asıl problemlerin üzerini örtmektedir. Gelinen noktada mevcut sistemin bu haliyle devam edemeyeceği, süreci doğru okuyan birçok uzman ve düşünür tarafından da ifade ediliyor. Bakınız, burada şu parantezi açmak durumundayım. Yarım asra yaklaşan siyasi hayatı boyunca milletin takdiriyle geldiği tüm görevlerde, faize dayalı ekonomik sistemle kararlılıkla mücadele etmiş bir kardeşinizim.

Haberin Devamı

FAİZE DAYALI SİSTEMLE MÜCADELE ETTİK

Eşitsizlikleri derinleştiren, gelir adaletini bozan, milyarlarca insanı bir avuç kapitalistin kölesi haline getiren çarpık sisteme daima itiraz ettim. Yine itiraz ediyorum. Her ne surette olursa olsun faizi ve faize dayalı bir ekonomi sistemi meşru göremeyeceğimizi sık sık ifade ettim. Bunun yanında, faizin ekonomide, üretimde, ticarette ve sosyal hayatta yol açtığı sorunlara, sıkıntılara dikkat çektik. Rantiyenin sesi olan muhalefet, hemen her konuda olduğu gibi bunda da hep karşımıza dikildi. Doğru olan politikalarda dahi bu ülkenin ve milletin hayrına olacak yerli ve milli bir duruş sergileyemediler. Kendilerine ezberletilen argümanların ötesine geçemediler, daha doğrusu buna cesaret edemediler. Oysa insanlığı faize mecbur ve mahkum bırakan küresel sisteme itiraz etmek, özellikle yerilecek bir davranış değil, takdir edilecek vakur bir tavırdır. Tayyip Erdoğan olarak şahsen faizsiz ekonomi özlemimi bundan sonra da gür bir seda ile dillendirmeye devam edeceğim. Tıpkı 'Dünya beşten büyüktür' itirazımızda olduğu gibi, faize dayalı ekonomik nizamın değişmesi için de mücadeleden geri durmayacağız. Bunu yaparken sadece itirazla yetinmeyecek, alternatiflerini de üretecek, alternatif çözümlerin toplumda yaygınlaşması için çaba harcayacağız.

Haberin Devamı

'HALKBANK'IN KATILIM FİNANS SEKTÖRÜNDE HİZMET VERECEK OLMASINI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUM'

Dünyada artan eşitsizlikler, finansal krizlerin sebep olduğu güven bunalımı ve iklim değişikliklerinin beraberinde getirdiği ciddi ekonomik riskler, bizimle birlikte başkalarını da yeni modeller geliştirmeye teşvik ediyor. Tam da bu noktada İslami ekonomi ilkeleri, risk paylaşımını, adaleti ve toplumsal dayanışmayı merkeze alan özgün yapısıyla öne çıkıyor. Ancak halen hedeflediğimiz seviyelerin uzağında olduğumuzu da burada belirtmek mecburiyetindeyim. Tüm teşviklerimize rağmen ülkemizde katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını, açıkçası biz yeterli bulmuyoruz. Türkiye Varlık Fonu tarafından gerçekleştirilen toplamda 1 milyar dolarlık sukuk ihracı kıymetli olsa da önümüzde hala ciddi bir mesafe var. Halkbank'ın katılım finans sektöründe hizmet verecek olmasını memnuniyetle karşılıyor, aldıkları bu stratejik karardan ötürü kendilerini tebrik ediyorum.

'ALTERNATİF MODELLERİN YAYGINLAŞMASI İÇİN HEPİMİZE GÖREVLER DÜŞÜYOR'

Alternatif modellerin yaygınlaşması, kökleşmesi ve serpilmesi noktasında hepimize görevler düşüyor. İslami ekonominin, faizsiz ekonominin de ötesine geçen boyutları, ilkeleri, umdeleri ve düzenlemeleri ihtiva ettiğinin unutulmaması mühimdir. Londra'nın yanı sıra İstanbul'un ev sahipliğini yaptığı El Baraka zirvelerinin bu bakımdan önemli bir rol oynadığını görüyoruz. El Baraka Zirvesi gibi platformlar, İslam âleminin farklı coğrafyalarında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşları bir araya getirerek, ortak vizyon ve stratejilerin şekillendirilmesine imkan sağlıyor. Zirvenin sonunda ortaya çıkacak somut tavsiye ve stratejilerin yalnızca bugünün değil, yarının da ihtiyaçlarına cevap verecek güçlü bir temelin atılmasına vesile olacağı kanaatindeyim.

'YILSONUNA KADAR 252 BİN KONUTUN ANAHTARLARINI DEPREMZEDELERİMİZE TESLİM ETMEYİ PLANLIYORUZ'

Küresel ekonomide ticaret savaşlarının alevlendiği, jeopolitik risklerin ise hala yüksek seyrettiği zorlu bir dönemden geçiyoruz. Yüksek küresel borçluluk, yaşlanan nüfus, iklim değişikliği gibi yapısal sorunlar küresel büyüme üzerinde baskılar oluşturuyor. Artan belirsizlikler sebebiyle, özellikle bazı sektörlerde ciddi sıkıntılar baş göstermeye başladı. En büyük ihracat pazarımız olan Avrupa Birliği, son 2 yılda ortalama yüzde 0,8 büyüyebildi. Enflasyon meselesi, birçok ülkenin başını ağrıtmaya devam ediyor. Türkiye olarak ayrıca, doğrudan ekonomik maliyeti 105 milyar doları bulan deprem felaketinin izlerini silmeye çalışıyoruz. Son 2 yılda bu amaçla kullandığımız kaynağın tutarı 75 milyar doları buldu. 201 bin konutun anahtarını teslim ettik. Yılsonuna kadar 252 bin konutun anahtarlarını depremzedelerimize teslim etmeyi planlıyoruz. Yani çok çeşitli cephelerde gerçekten yoğun bir mücadele içindeyiz. Ticaret savaşlarıyla dalga boyu giderek artan fırtınalı sularda, 86 milyonun yolculuk ettiği Türkiye gemisini güvenle sahile çıkarmanın derdindeyiz. Tüm zorluklara rağmen hamdolsun iyi gidiyoruz. Az önce ifade ettiğimiz üzere, deprem bölgesinde yaralar hızla sarılıyor.

'GAZZE'DE ZULMÜN DURMASI İÇİN GAYRET GÖSTERİYORUZ'

Komşumuz Suriye, 13,5 yıl süren kanlı çatışmaların ardından 8 Aralık Devrimi'yle birlikte yavaş yavaş istikrara kavuşuyor. Bölgedeki diğer ülkelerle temaslarımız ve iş birliklerimiz güçleniyor. Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik görüşmelere, 3 yıllık fasıladan sonra İstanbul'da tekrar ev sahipliği yapmaya hazırlanıyoruz. Vicdanlarımızı kanatan barbarlıkların yaşandığı Gazze'de zulmün durması ve ateşkesin bir an önce tesisi için gayret gösteriyoruz.

'TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİMİZE SAĞLAM ADIMLARLA İLERLİYORUZ'

İçeride, terörsüz Türkiye hedefimize sağlam adımlarla ilerliyoruz. Her şeye karşı çıkan mutlu azınlık dışında, siyaset kurumu ve toplumun kahir ekseriyeti, terörsüz Türkiye sürecine destek veriyor. 40 yıl boyunca, her biri canımızdan bir parça olan kayıplarımız haricinde, ülkemizin 2 trilyon dolarına mal olan bir beladan kurtulmaya çok yakınız. İnşallah dikkatli, sabırlı, samimi ve sağduyulu bir süreç yönetimiyle bu sefer menzile varacağımıza inanıyorum.

'YILLIK ENFLASYON 11 AYDIR KESİNTİSİZ DÜŞÜYOR'

Ekonomi cephesinde, 2 yıldır dirayetle uyguladığımız makroekonomik istikrar ve reform programımızın olumlu neticelerini görmeye başladık. Temel önceliğimiz olan enflasyonda gözle görülür iyileşmeler kaydettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisan ayında son 40 ayın en düşük seviyesine geriledi. Hedefimiz net. Enflasyonu kalıcı şekilde tek haneli seviyelere indireceğiz. Petrol fiyatlarındaki düşüş, hem enflasyonu hem dış açığı aşağı çekiyor.

'MART AYINDA İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 7,9'A GERİLEDİ'

Merkez Bankamızın brüt rezervleri 153 milyar doları aşmış durumda. İstihdam cephesinde de güçlü bir performans var. Mart ayında işsizlik oranı yüzde 7,9'a geriledi. 2005'ten bu yana en düşük seviyeyi gördük. Bununla birlikte emek yoğun sektörleri de yakından takip ediyoruz. Tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde çalışanlara, özellikle çalışan başına aylık 2 bin 500 lira KOSGEB desteği vermeye başladık. Kamu maliyesinde disiplinimizi koruyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede etkin adımlar atıyoruz. Hiçbir boşluk bırakmadan, özellikle göz bebeğimiz real sektörümüzü ihmal etmeden, çok boyutlu anlayışla süreci titizlikle yönetiyoruz. Ekonomi yönetimimizin yanı sıra biz de reel sektörümüzün nabzını tutuyor, onlardan gelen talepler doğrultusunda gerekli tedbirleri devreye alıyoruz. KOBİ'lerimiz için desteklerimizi sürekli güçlendiriyoruz. Geçtiğimiz hafta, imalatçı KOBİ'lerimizin yatırım ve işletme harcamaları için 30 milyar liralık yeni bir paket açıkladık. Ekonomik konjonktür ve sektörlerin ihtiyaçlarına göre yeni destek paketlerini hızla hayata geçireceğiz. Geride bıraktığımız iki yılda kayda değer mesafe aldığımız ekonomi programımızı, hedeflerimize ulaşıncaya kadar uygulamakta kararlıyız.

'CUMHURİYET TARİHİNİN EN DÜŞÜK ENFLASYON VE FAİZ ORANLARINI YAKALAMIŞ BİR HÜKÜMETİZ'

Bugün açıklanan büyüme rakamları, doğru yolda olduğumuzu bir kez daha teyit etti. Türk ekonomisi 19 çeyrektir kesintisiz büyüyerek gücünü bir kez daha ispat etti. Biz, Cumhuriyet tarihinin en düşük enflasyon ve faiz oranlarını yakalamış bir hükümetiz. Böyle bir dönemde, üç beş ağacın taşınması bahane edilerek başlatılan Gezi olayları olmasaydı, Türkiye bugün çok farklı bir konumda olurdu. Gezi kalkışmasıyla başlayan, 15 Temmuz ihanetiyle iyice şiddetlenen ülkemize yönelik saldırılar zinciri, yakın zamana kadar devam etti. İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını müteakip sergilenen sokak terörü ve boykot çağrıları da bu saldırıların devamı niteliğindeydi. Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'nın milli markaları hedef gösteren, bununla da yetinmeyip Türkiye'yi yurt dışına şikayet eden sorumsuz tavrı aslında nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu göstermeye kafidir. Ülkemizde bütün umudunu Türkiye'nin ekonomik olarak tökezlemesine, Türk ekonomisinin yara almasına bağlamış köhne bir zihniyet var. Maalesef bu zihniyetin aktörleri, ellerine geçirdikleri her fırsatı Türkiye'ye taş atmak ve milletimizi sırtından hançerlemek için kullanmaktadır. Dedikodular üzerinden siyaset yaptıklarını zannederek hem kendilerini komik duruma düşürüyorlar hem de kıratlarını ortaya koyuyorlar. Kendi seçmenleri bile bunların sorunları çözebileceğine inanmıyor. Hırsları akıllarını esir alanlara şunu hatırlatmak istiyorum. 'Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekiyorsa Türkiye batsın.' Anlayışıyla hareket ederek hiçbir yere varamazsınız. Hele hele hedef saptırarak yolsuzluklarınızın üzerine bant çekemezsiniz. Kendi çıkarlarını milletin menfaatlerinin önüne koyan muhterisler bugüne kadar başarılı olamadı. İnşallah bundan sonra da muvaffak olamayacak. Biz, ülkemize, milletimize ve tüm insanlığa hizmetten ayrılmadan yola devam edeceğiz.

'EMEKLİLERİN BAYRAM İKRAMİYELERİNİ ÖDEMEYE BAŞLIYORUZ'

Sözlerime son verirken, emeklilerimizin 4 bin lira olan Kurban Bayramı ikramiyelerini yarından itibaren ödemeye başlayacağımızın müjdesini burada sizlerle paylaşmak istiyorum. 31 Mayıs - 4 Haziran tarihleri arasında sırasıyla Bağ-Kur, Emekli Sandığı ve SSK'lı olmak üzere yaklaşık 16 milyon emeklimize toplam 57,4 milyar liralık ikramiye ödemesi yapacağız. Böylece bayram öncesinde ikramiye ödemelerini tamamlamış olacağız. İnşallah bundan sonra da saçlarını ülkemize ve milletimize hizmet yolunda ağartmış emeklilerimizin yanlarında olmayı sürdüreceğiz. İkramiye ödemelerimiz emeklilerimize hayırlı uğurlu olsun diyorum. Yine bu vesileyle, inşallah gelecek cuma günü vasıl olacağımız mübarek Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum.

KEŞFETYENİ
Fotoğraflar olay olmuştu! Tren yolculuğunun maliyeti dudak uçuklattı
Fotoğraflar olay olmuştu! Tren yolculuğunun maliyeti dudak uçuklattı

Cadde | 30.05.2025 - 07:57

Hande Erçel ve Hakan Sabancı aşkı doludizgin devam ediyor. Sık sık tatile giden ikili Roma-Paris hattında yolculuk yapmıştı. Yolculuğun maliyeti ortaya çıktı.

Yazarlar