13.06.2025 - 12:28 | Son Güncellenme:
AA / Kadir GÜNEŞ-Ahmet ATMACA/GAZİANTEP (DHA)
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir dizi ziyaretlerde bulunmak üzere Gaziantep'e geldi. Gaziantep Valiliği'ni ziyaret eden Yılmaz, burada resmi törenle karşılanmasının ardından Şeref Defteri'ni imzalayarak, kentteki çalışmalar ile ilgili bilgi aldı. Cevdet Yılmaz daha sonra Gaziantep Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve Türk Kızılay'ı tarafından yapılan Gönüllü Geri Dönüş Dayanışma ve Destek Merkezi'nin açılışına katıldı. Cevdet Yılmaz’a ziyaret ve açılışları sırasında Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, milletvekilleri, STK temsilcileri ve kurum müdürleri eşlik etti.
DÖNÜŞ YAPAN SURİYELİ SAYISINI AÇIKLADI
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Ülkemizde geçici koruma kapsamında bulunan Suriyelilerin yeni oluşan Suriye'ye güvenli, onurlu, gönüllü geri dönüşü bizim için çok kıymetli. Bugün açılışını yaptığımız bu merkez gerçekten çok önemli. Örnek teşkil edecek bir çalışma. Bir tarafında merkezi yönetim var, diğer tarafında yerel yönetim var. Bir diğer yandan Kızılay'ımız başta olmak üzere sivil toplum boyutu var. Dolayısıyla kamu, özel kesim, sivil toplum iş birliğine çok güzel bir örnek. Uluslararası iş birliklerine de açık bir model. Bu model çalışmada, emeği geçenleri konuşmamın hemen başında tebrik etmek istiyorum. Burası gerçekten model bir çalışma ve birçok birim aynı mekanda hizmet verecekler. Gönüllü, onurlu, güvenli geri dönecek olan Suriyeli kardeşlerimiz buradan çok boyutlu bir hizmet alma imkanına sahip olmuş olacaklar. Uzun yıllar zalim bir rejimden kaçıp, ülkemize sığınan kardeşlerimize en güzel şekilde ev sahipliği yaptık. Bütün provokasyonlara, bütün dezenformasyonlara karşı millet olarak, devlet olarak çok doğru bir tarihi tutum sergiledik. Cumhurbaşkanımız zaman zaman bu konuda siyasi bedeller ödeme riskiyle karşı karşıya kalmasına rağmen çok kararlı bir duruş sergiledi. Sonuçta bu zalim rejim devrildi. Suriye'de yeni bir dönem başladı. Ve Türkiye Cumhuriyeti olarak bunca yıldır misafir ettiğimiz kardeşlerimiz şimdi ülkelerine geri dönmeye başladılar. Dünyada da maalesef şu anda en büyük sorunlardan biri göç meselesi. Ve bu konuda Türkiye modeli, Gaziantep modeli tüm dünyaya örnek bir model diye ifade etmek istiyorum. Şimdi farklı bir döneme girmiş durumdayız. Ve bunun etkilerini görüyoruz. Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti olarak biz Suriye'nin istikrarından, toprak bütünlüğünden ve egemenliğinden yanarız. Türkiye, Suriye'nin bir an önce tüm kesimleri kapsayan siyasi bir şemsiye altında kurumsal yapılanmasını geliştirmesini, fiziki altyapısını tamir etmesini, ekonomik ve sosyal kalkınmasını hızlandırmasını bekliyoruz. Uzun yıllardır Suriye'de kullanılmamış bir potansiyel var. Önümüzdeki yıllarda göreceksiniz. İstikrar içinde bir Suriye'de kullanılmamış bir potansiyel var. Suriye çok hızlı büyüyecek. Aslında bu süreç Türkiye'nin Barış Pınarı, Zeytin Dalı gibi harekatlarıyla oluşturduğu güvenli bölgeyle zaten başlamıştır. Bir güvenli bölge oluşturduk biliyorsunuz. O tarihten bu yana 1 milyonu aşkın Suriyeli kardeşimiz ülkelerine geri döndüler. Bu süreç tabii 8 Aralık’tan sonra hızlandı. 8 Aralık'tan bugüne Suriye'ye geri dönüş yapanlar, 273 bini aşmış durumda. Bu sayı hızla artacaktır diye bekliyoruz" dedi. Suriye'ye yönelik yaptırımların da kaldırıldığını hatırlatan Yılmaz, "Şimdi yaptırımların kalkmasıyla inşallah sosyoekonomik kalkınmanın hızlandığını göreceğiz. Uluslararası yatırımların daha hızlı bir şekilde Suriye'ye aktığını göreceğiz. Ve bu da bütün bölgemizin istikrarını arttıracak" diye konuştu.
'HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERİYORUZ'
İsrail'in İran'a yönelik saldırısına ilişkin de konuşan Cevdet Yılmaz, "Bölgemizde iki tane güç var. Birisi Türkiye'nin temsil ettiği, istikrarı destekleyen, barışı destekleyen, diplomatiği destekleyen, kalkınmadan insanların refahından yana olan güçler ve Türkiye Cumhuriyeti bunun başında geliyor, bunu temsil ediyor. Bir de maalesef İsrail'deki Netanyahu yönetimi var. Her hal durumda kaosu desteklemeye çalışan, istikrarı bozar, yatırım ortamını, kalkınma ortamını zedeleyen, insanların refahına zarar veren maalesef bir İsrail yönetimi var. Dün yine komşumuz İran'a yönelik bir saldırı yapıldı. Hiçbir hukuki temeli olmayan, meşruiyeti olmayan bir saldırı. Ben İran halkına ve devletine buradan başsağlığı dilemek istiyorum. Hayatını kaybedenlere acılarını paylaştığımızı ifade etmek istiyorum. İsrail'in yaptığı bu saldırgan eylemler Gazze'de sürdürdüğü soykırım politikasını örtemeyecektir. Gündemi değiştirme çabaları başarılı olamayacaktır diye inanıyorum. Yine ABD ile İran'ın yürüttüğü nükleer müzakereleri bir sabote etme girişimi olarak da değerlendirmek istiyorum. İsrail maalesef istikrarsızlık arıyor, istikrarsızlık peşinde ve hem bölgemiz için hem küresel barış için tehdit konumunda. Dolayısıyla uluslararası toplumu da İsrail'in bu sınır tanımaz, hukuk tanımaz, insanlığı değer tanımaz yaklaşımına karşı gerekli tepkiyi göstermeye bir kez daha davet ediyoruz. Mutlaka istikrar kazanmalı, diplomasi kazanmalı, barış kazanmalı, refah kazanmalı. İnsanların da bölgemizin de buna ihtiyacı var. Bir an önce bu gerilimlerin düşmesi, Gazze'de ateşkesin sağlanması, insani yardımların Gazze'ye ulaştırılması ve bir yandan da kalıcı bir sosyal, kalıcı bir siyasi çözümün iki devletli çözümün oluşması gerekiyor ki bölgemiz istikrara kavuşsun. Suriye'nin istikrarı sadece Suriye ile sınırlı kalmayacaktır. Bütün bölgemizin istikrarına katkıda bulunacaktır. Suriye'nin istikrarı konusunda da bölgenin istikrarı konusunda da Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü çabayı gösteriyoruz" dedi. (DHA)
'İŞ DÜNYASI BULUŞMASI'NA KATILDI
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gaziantep'te sanayiciler ile bir araya geldi. Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı'nda 'İş Dünyası Buluşması’na katılan Yılmaz'a; Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve iş insanları katıldı.
'ENFLASYONDA İYİYE GİDİYORUZ'
Burada konuşan Cevdet Yılmaz, "Uyguladığımız bir programımız var. Bu program, bir istikrar programıdır. Fiyat istikrarına, enflasyonu düşürmeye odaklı bir programdır. Programın ana çerçevesi ve istikameti bellidir. Bu çerçeveye bağlı kalmak kaydıyla, her kesimle açık bir iletişim kurmaya hazırız. Yaklaşımımız selektiftir; seçici ve hedef odaklıdır. Makro ekonomik dengeleri bozmadan, gerekli adımları atmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bugüne kadar bu anlayışla hareket ettik, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Dünya ekonomisi, maalesef iyi bir dönemden geçmiyor. IMF tahminlerine göre dünya ekonomisi bu sene sadece yüzde 2,8 büyüyecek. Hatta bu rakamın da altında gelme ihtimalinden de bahsediliyor. Dünyadaki ticaret artışı ise sadece 1,7 olacak deniliyor. Dünya Ticaret Örgütü, IMF'den daha kötümser durumda. Onlar, 'eksiye gidecek' diyorlar. Böyle bir ortamdayız. Küresel ekonominin ne durumda olduğunu unutmamamız lazım. Bizim için tabii Avrupa çok önemli ancak Avrupa'da uzun süredir durgun gidiyor. Burada da arzu ettiğimiz ölçüde özellikle Avrupa'da bir büyüme ve canlanma görmüyoruz. Jeopolitik olarak da maalesef iyi bir dönemde değiliz. Buna rağmen Türkiye ekonomisi yoluna devam ediyor. Çok şükür geçen yıl büyüme ile devam ettik. Bu yılın da ilk çeyreğinde 19 çeyrektir üst üste büyümeyi başardık. Türkiye ekonomisi istikrar içerisinde büyümeye devam ediyor. Orta Vadeli Programımızın 4 tane temel amacı var. Birincisi ve en önceliklisi, enflasyonu düşürmek. Yüksek enflasyon hem devlet için hem özel sektör için olumsuz bir durumdur. Belirsizlik oluşturuyor, öngörülebilirliği bozuyor. Dolayısıyla enflasyonu düşürmek, herkes için en doğrusu. Düşük enflasyon birçok olumlu durumu kendisi ile beraber getiriyor. Enflasyonda iyi gidiyoruz. Geçen yılın mayıs ayında 75,5'e kadar yükselmişti. Bu mayıs ayı, tam 12 aylık süreçte 35,4'e kadar düştü. Enflasyonda 40 puanın üzerinde bir gerileme oldu. Demek ki dünyadaki bu kadar olumsuzluğa rağmen programımız çalışıyor. Bu yılın sonunda ise yüzde 20'li bir rakamdan bahsedeceğiz inşallah. Gelecek yıl yüzde 10'lu rakamlardan bahsedeceğiz. Bir sonraki yılda tek haneli rakamlara ulaşacağız inşallah" diye konuştu.
'EN TEMEL AMACIMIZ, DEPREMİN YARALARINI SARMAK'
Cevdet Yılmaz, en temel amaçlarından birisinin de depremin yaralarını sarmak olduğunu ve bu yıl sonu itibarıyla deprem bölgesindeki işlerin büyük oranda biteceğini ifade etti. Yılmaz, "Dile kolay, gerçekten 100 milyar doları aşan bir yük ile kamu karşı karşıya. Son 3 yıldaki tabloya baktığınız zaman, her yıl 30-35 milyar dolar harcama yapılıyor. Bu harcamalar devlet bütçesinden yapılıyor ve tabii bu da bütçe açıklarımızı bir miktar yukarı çekiyor. Ama bunlar geçici. Bu yıl sonu itibarıyla deprem bölgesindeki işlerimizi büyük oranda tamamlamış olacağız" dedi.
'MERKEZ BANKASI REZEVLERİ TOPARLANDI'
Cevdet Yılmaz, "Son dönemde Türkiye içinde bazı siyasi tartışmalarla birlikte, haksız bir güvensizlik algısı oluşturulmaya çalışıldı. Aynı dönemde, ABD Başkanı Trump'ın yeni tarifeleri ilan etmesi küresel ölçekte finansal risk algısını artırdı. Bu gelişmeler, Türkiye'ye ilişkin göstergelere de yansıdı; rezervlerde bir miktar gerileme yaşandı, ülke risk primi olarak bilinen CDS oranlarında yükseliş görüldü. Ancak son haftalarda bu trend tersine dönmüş durumda. Merkez Bankamızın rezervleri, son açıklanan verilere göre 155,9 milyar dolara ulaştı. Bu seviye, önceki dönemde 132-133 milyar dolara kadar gerilemişti. Yeniden güçlü bir toparlanma sağlandı. CDS dediğimiz ülke risk primi, kamunun ve özel sektörün dış borçlanmalarında ödeyeceği faiz oranlarını etkileyen kritik bir göstergedir. 2 Nisan'da Trump'ın tarifeleri açıklamasından önce CDS 309 seviyesindeydi, açıklamayla birlikte 379 seviyesine kadar yükseldi. Sadece Türkiye değil, tüm gelişmekte olan ülkelerin risk primleri bu dönemde arttı. Ancak bugün, itibarıyla CDS'imiz yeniden 287 seviyesine kadar geriledi. Bu, ciddi bir iyileşmenin göstergesidir. Finansal piyasalarda bir normalleşme sürecindeyiz ve önümüzdeki 1-2 ay içinde daha sağlıklı bir zemine oturacağımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Programımızın dört temel hedefi bulunuyor. Birinci hedefimiz, enflasyonu düşürmek ve finansal istikrarı güçlendirmektir" diye konuştu.
SANAYİ SİTESİ AÇILIŞINA KATILDI
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı tamamlanan Sanayi ve Endüstri Merkezi Gıda İmalatçıları ve Toptancıları Sanayi Sitesi'nin açılış törenine katıldı. Burada konuşan Yılmaz, deprem bölgesinde yaraların hızla sarıldığını ifade ederek, "450 bin konutu, bu yıl sonunda hak sahiplerine teslim edeceğiz. Sadece bununla kalmadık tabii. Yollardan şehir alt yapılarına OSB, okullar ve hastanelere kadar topyekün alt yapıyı yeniden imar ediyoruz. Bunun yanı sıra bölgenin ekonomik olarak canlanması adına vergi kolaylıkları gibi birçok adım atıyoruz" dedi.
'TERÖRSÜZ TÜRKİYE' HEDEFİ
'Terörsüz Türkiye' hedefine ilişkin konuşan Yılmaz, "100 yıllık olgunlaşmış bir cumhuriyetiz. 2'nci yüzyıla girdik. Demokrasi ve kalkınmayı çok daha yukarılara çıkarmak durumundayız. Terörün olmadığı, milli birlik ve kardeşliğin olduğu ortamda, kaynaklarımızı, enerjimizi iç çatışmalar ile değil, ülkemizi ve milletimizi çok daha yüksek standartlara ulaştırmak için harcamak zorundayız. Bu anlamda çok kıymetli bir çaba. Cumhurbaşkanımız ve Devlet Bahçeli'ye bu hayati inisiyatife destek verdikleri için çok teşekkür ediyoruz. Bir taraftan da bölgemizde emperyal heveslerle projeler yapan, tuzaklar kuran güçler olduğunu biliyoruz. 'Terörsüz Türkiye' iç cephemizi güçlendirerek, bu emperyalist projeleri Allah'ın izni ile boşa çıkaracağız. Gerek güvenlik açısından gerek demokrasi ve kalkınma açısından her bakımdan 'Terörsüz Türkiye' ülkemize ve milletimize büyük bir değer katacaktır" diye konuştu. (DHA)