Dünyanın gözü bu gemide! Gazze'ye yardım götüren gemideki iki Türk Milliyet'e konuştu
Özgürlük Filosu Koalisyonu’na bağlı bir yelkenli olan “Madleen”, aralarında İsveçli iklim savunucusu Greta Thunberg ve iki Türk kökenli aktivistle Gazze’ye yol alıyor. Gemideki Yasemin Acar ve Şuayb Ordu, Milliyet’in sorularını yanıtladı...
Çiğdem Yılmaz / İSTANBUL - İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları bir yılı aşkın süredir devam ederken, bölgede yaşanan insani kriz dünyanın dört bir yanından vicdan sahibi insanları harekete geçirdi. Bu çabanın en görünür adımlarından biri de, geçtiğimiz günlerde Gazze’ye hareket eden, “Özgürlük Filosu Koalisyonu”na (Freedom Flotilla Coalition-FFC) filosuna bağlı insani yardım gemisi “Madleen” oldu.
1 Haziran’da İtalya’nın Katanya limanından hareket eden Madleen, 7 farklı ülkeden 12 gönüllüyü taşıyor. 22 yaşındaki İsveçli iklimw savunucusu Greta Thunberg’in de aralarında olduğu gemide, iki Türk aktivist de yer alıyor. Türk aktivistler FFC Organizasyon Sorumlusu ve Yürütme Kurulu Üyesi Yasemin Acar ile gönüllü olarak katılan Şuayb Ordu. Bu iki isim de, Milliyet’e konuştu.
Drone tacizi
Alman vatandaşı 38 yaşındaki Yasemin Acar, saadece gönüllü değil, aynı zamanda FFC’nin aktif organizatörlerinden biri. Bu yolculuk için tam bir yıldır çalıştıklarını belirten Acar, “Katılımcı değilim, organizatör olarak buradayım. Bir senedir zaten Gazze’ye ulaşmaya çalışıyoruz. İlk olarak geçen yıl gitmeye çalıştık. Yalnız durdurulduk. Ondan sonra 4 hafta önce Vicdan gemisiyle gidecektik ancak drone ile saldırdılar. Şimdi de nihayet ulaşabildik, Madleen’le yoldayız” diye konuştu.
Geminin çeşitli zamanlarda drone tacizine uğradığını anlatan Acar, “Bu gece (önceki gece 11.00 civarlarında) ilk drone’u gördük. Ondan sonra sabah saat 3’e doğru, iki drone üzerimize uçtu. Birkaç saat kaldılar. Ondan sonra zaten güneş açtığında drone’lar gitti. Göremedik bir daha” ifadelerini kullandı.
İnsan hakları savaşı
Acar’a bu yolcuğunun güvenlik nedeniyle endişelendirip edişlendirmediğini sorduğumuzda da şunları söyledi:
“Bizim de ailelerimiz, sevdiklerimiz var. Ama bizim canımız Filistin halkının canından daha değerli değil. Bunu insan hakları için yapıyoruz. Yani insanlık için yapıyoruz. Susarsak, kendimizi düşünürsek, oradaki 2 milyon insana ne olacak? Elbette yaşamak isteriz. Geri eve dönmek isteriz. Ama şu an savaş verdiğimiz şey insan hakları.”
Filistin halkının onlarca yıldır süren bir zulme karşı direndiğini hatırlatan Acar, “Biz bugün sadece yardım götürmüyoruz, aynı zamanda bu sessizliğe karşı bir duruş sergiliyoruz. Özgürlük talebini dünyanın gözü önüne getiriyoruz. Bu bir anlık yardım değil, tarihe karşı da bir sorumluluktur” diye konuştu.
‘Almanya işin ortasında’
Almanya’dan katılmasının da özel bir nedeni olduğunu dile getiren Acar, özellikle Batı ülkelerinin Filistin’deki zulme destek verdiğini belirterek, “Ben Almanya’dan katıldım çünkü Almanya bu işin tam ortasında. ABD ve Almanya, en büyük silah desteğini veren ülkeler. Bu yüzden özellikle bu ülkelerdeki insanların ayağa kalkması çok daha önemli.”
NEDEN MADLEEN?
Bu özel yardım gemisine verilen isim tesadüf değil. “Madleen”, Filistin’in kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde balıkçılık yapan tek kadın balıkçının adı.
■ Ne götürüyor?
Gemi, Gazze’ye bebek maması, un, pirinç, çocuk bezi, kadın hijyen ürünleri, su arıtma kitleri, tıbbi malzemeler, koltuk değnekleri ve çocuklar için protezler taşıyor.
■ Hangi ülkelerden aktivistler var?
Madleen’deki 12 gönüllü, Türkiye, Almanya, Fransa, Hollanda, Brezilya, İspanya ve İsveç’ten katılıyor.
■ Kimler destek veriyor?
Birleşmiş Milletler (BM) raportörleri, Madleen’in güvenli geçişi için İsrail’e çağrıda bulundu, “Koalisyon gemisinin Gazze halkına ulaşmak için uluslararası sularda serbestçe geçiş hakkı var. İsrail, uluslararası hukuk tarafından uzun zamandır tanınan seyrüsefer özgürlüğüne müdahale etmemeli” ifadelerini kullandı. FFC’nin “Conscience” gemisine, Mayısta Malta açıklarında İHA saldırısı düzenlenmişti.
Filistin kökenli ABD’li model Gigi Hadid de, sosyal medya hesabından ‘Madleen’ gemisinin fotoğrafını paylaştı, yardım girişimlerine desteğini açıkladı.
‘Bir şeyler yapmak istedim’
Gemide bulunan diğer bir Türk ise, 31 yaşındaki Şuayb Ordu. O da Almanya’da serbest meslekle uğraşan, ilahiyat fakültesi mezunu bir gönüllü. Madleen’e katılma kararını sıradan bir siyasi refleks olarak değil, derin bir vicdanî zorunluluk olarak tanımlayan Ordu, “2024’ün başlarında bölgeden gelen sahnelerin ağırlığıyla duygusallaşmaya başladım. Türkiye’deki depremde de yardıma gitmiştim. Orada cenaze yıkıma hizmetlerinde bulundum. Ağır sahnelere şahit oldum. Onun duygusallığı daha tazeyken, Gazze’de benzer şeyler görünce bir şeyler yapmak istedim” dedi. Ordu, yardım sürecine nasıl dahil olduğunu anlatırken, eşiyle birlikte gösterdikleri çabayı şöyle anlatıyor:
“Freedom Flotilla ile tanıştık. Online başvurular yaptık. Eşim sağolsun, organizasyonun her ülkesine mailler attı, formlar doldurdu. Toplantı yapmışlar ve bizim ismimiz her yerde olunca kabul ettiler. Ben de bir süredir gönüllü olarak bu yapı içinde çalışıyorum.”
‘Vicdanla karar verdim’
Gemiye kabul edilmesinin arka planında bir gönüllülük geçmişi var. Ancak Şuayb, bu yolculuğa çıkma kararını sadece teknik katkı vermek için değil, vicdanen aldığını belirterek, “Her gün telefonumu elime aldığımda parçalanmış çocuk cesetleri görüyorum. Bu şekilde yaşamaya dayanamıyorum. Korkuyoruz elbette. Ama bu bir insanlık görevi. O yüzden korkumu bir kenara bırakıyorum” ifadelerini kullandı. Ordu, gemideki atmosferi de şöyle aktarıyor: “Şu anda 12 kişiyiz. Kaptanlarımızla birlikteyiz. Şu an ortalık sakin ama bir defa drone’lar tarafından tespit edildik. Psikolojik baskı yoğun ama aksiyon yok şimdilik. Allah’a şükür her şey yolunda. Planlara göre 6-7 gün içinde Gazze açıklarında olacağız. 4. gündeyiz.”
