Özdemir Sabancı cinayeti tetikçilerinden Mustafa Duyar’ın eşi Semra Duyar, Bayrampaşa Cezaevi’nde yatarken, örgütten ayrılmak istediğinde bir dönem yönetim kadrosunda yer aldığı DHKP-C militanlarının işkencelerine maruz bırakıldığını iddia etti.
İtirafçı olan DHKP - C’li eşi cezaevinde öldürülen bir çocuk annesi Semra Duyar, 1.5 yıl boyunca Bayrampaşa’da yaşadıklarını, Hayata Dönüş Operasyonu sonrası Kırklareli Cezaevi’nde kaleme aldıktan sonra savcıya teslim etti. Örgüte 1989’da katıldığını, 1995’e kadar görev yaptığını, ancak kısa sürede gerçekleri anladığını belirten Duyar’ın notlarından bazıları şöyle:
İkinci cezaevi "Yakalandıktan sonra cezaevine girdiğimde, neden çatışmaya girmediğim soruldu. Örgütten ayrılmak istediğim bir yazıyı örgüt temsilcilerine verdim. Hemen ardından Suna Ökmen isimli militan beni çağırdı. Filiz Gencer ve Serpil Yıldız, bana ‘Derdin ne?’ dedi. Ben de ‘Örgütten ayrılmak istiyorum’ dedim. Bana ‘Terbiyesizlik yapıyorsun’ dediler. Sonra ‘Şu andan itibaren gözaltına alındın. Tuvalete giderken bile izin alacaksın’ dediler.
Zorla açlık greviYaptığım her şey deftere kayıt ediliyordu. Tuvalete bile giderken üzerim aranıyordu. Zorla açlık grevine başlatıldım. Benim yanımda ‘İçim yanıyor ’ diyorlar. Sandozu bardağa atarak, çıkardığı sesi dinlettiriyorlardı. Zorla polis ajanı olduğumu söyletip kaydetmek istiyorlardı. İtiraf almaya geldiklerinde sadece bir
gram su için ‘ajanım’ diyordum. Serpil ‘Ranzanın altına bomba yerleştirdik. Savcı, müdürler koğuş aramasına gelecekler. Sesini çıkarırsan burayı havaya uçururuz’ dedi. Ben kesinlikle bağırmaya kararlıydım. Savcı içeriye girer girmez, Şadi Naci Özpolat, ‘Çabuk arayın. Arkadaşımız hasta’ dedi. Aynı anda ben de ‘İşkence yapıyorlar’ diye bağırdım. Savcı, Özpolat’la tartışıyordu... Şadi, savcıyı dışarı çıkardı. Funda Davran ise suratıma tokat yapıştırıp küfürler yağdırdı. Artık işkencecilerim kudurmuştu. Hep benden itiraf istiyorlardı. ‘Ajan’ desem, itiraf istiyor, ‘değilim’ desem işkenceye devam ediyorlardı."