Gündem‘Mavi Marmara’ gemisindeki doktorlar yaşadıklarını anlattı

‘Mavi Marmara’ gemisindeki doktorlar yaşadıklarını anlattı

09.06.2010 - 12:36 | Son Güncellenme:

‘Biz yaşatmaya çalıştık, onlar bizi öldürmeye’

‘Mavi Marmara’ gemisindeki doktorlar yaşadıklarını anlattı

İSRAİL askerlerinin baskın düzenlediği ‘Mavi Marmara’ gemisine Konya'dan katılan 16 kişinin arasında bulunan doktorlar göz hastalıkları uzmanı Dr. Hasan Hüseyin Uysal ile kalp ve damar cerrahisi uzmanı Dr. Mustafa Asım Sarıgüzel, yaşadıklarını anlattı. İsrail askerlerinin arbedede hafif şekilde yarlandıklarına dikkat çeken Dr. Uysal, “Biz onları yaşatmaya çalıştık, onlar da bizi öldürmeye” dedi. İsrail askerlerinin korkudan titrediklerini söyleyen Dr. Uysal, “Alın bölgesinde kanama vardı ama bu kadar yaradan dolayı böyle korkmasına anlam veremedim. Titriyordu, dehşet içerisinde kalmıştı, ağlıyordu. Hatta altına kaçırmıştı” diye konuştu.

‘Mavi Marmara Gemisi’ndeki, Özel Selçuklu Hastanesi'nde çalışan göz hastalıkları uzmanı Dr. Hasan Hüseyin Uysal ile Konya Numune Hastanesi'nde çalışan kalp ve damar cerrahisi uzmanı Dr. Mustafa Asım Sarıgüzel, kanlı müdahale sırasında yaşadıklarını DHA'ya anlattı.

‘İSRAİL ASKERİ AĞLIYORDU’
Saldırının sabah namazı sırasında olduğunu ve yaklaşık 45 dakika sürdüğünü belirten Dr. Hasan Hüseyin Uysal, şunları söyledi: “Cehennem yeri gibiydi. Biz revir olarak düşünülen bölüme geçtik. Hekim olarak kendimize göre sıkıntıya düşen insanlara pansuman yapmak için hazırlık yapmıştık. İlk önce hafif yaralılar geldi. Kanamaları vardı. Ama herhangi bir organ kaybına neden olacak yaraları yoktu. Gelen yaralılar genellikle gemi yolcularındandı. Yarama bakılsın ben yine görev yaptığım bölüme geçeyim düşüncesindeydiler. Aradan 15 dakika geçtikten sonra sesler hala geliyordu. Bu kez kol ve bacak kırıkları şeklinde ciddiye alınması gereken yaralılar gelmeye başladı ve çok şaşırdık. Biz bu yaralılarımızla ilgilenirken İsrail askeri geldi. Ben bakımını yaptım. Hayati bir durumu yoktu. Organ kaybına neden olacak bir yaralanması söz konusu değildi. Alın bölgesinde kanama vardı. Ama bu kadar yaradan dolayı böyle korkmasına anlam veremedim. Titriyordu, dehşet içerisinde kalmıştı, ağlıyordu. Hatta altına kaçırmıştı. Ben İngilizce olarak sakinleştirmeye çalıştım. Artık hekimin elinde olduğunu anlattım. Bakımını yapacağımızı söyledim. Pansuman yapmaya başlaşyınca sakinleşti.”

‘BİZ YAŞATMAYA, ONLAR ÖLDÜRMEYE ÇALIŞIYORDU’
Yaralı İsrail askerlerine müdahale ettikten sonra rahat etmeleri için koltuk üzerine yatırdıklarına dikkat çeken Dr. Hasan Hüseyin Uysal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ciddi yaralılarımız geldiği halde yattığı yerden kaldırmadık. Bir süre sonra ölümcül hastalar gelmeye başladı. Bacak ve kol kıran kurşunların artık baş ve gövdelere kullanılmaya başlandığını düşündük. İçimiz burkuldu. Biz onların hafif yaralılarına bile rahat etsin diye koltukta yatırırken onlar bizim arkadaşlarımızı ölümcül şekilde yaralıyorlardı. Biz yaşatmaya çalışıyorduk, onlar öldürmeye. Bu bizim içimizi burktu. Yaralılarımızın hayata tutunmaları için çok gayret sarfettik. Her türlü tıbbi girişim yapıldı. Ama yaralılarımızı kaybettik.” Dr. Uysal, ölen arkadaşlarının olmasına rağmen, silahları ile birlikte teslim aldıkları askerlere tek kurşun sıkılmadığını söyledi.

‘YARALI İSRAİL ASKERLERİNE DE MÜDAHALE ETTİK’
‘Mavi Marmara’ gemisinde bulunan herkesin insani yardım yapmak dışında bir düşüncesinin olmadığını belirten Dr. Mustafa Asım Sarıgüzel de “Kendi yaralılarımızın sayısı çok olmasına rağmen, darp sonucu yaralanan İsrail askerlerine de pansuman yaptık. İnsanlık dışı bir düşüncemiz olsa, herhalde bunu yapmazdık” dedi. Dr. Sarıgüzel, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Önce çok az kişi plastik memirlerle yaralanmışlardı. Onlar hafif yaralıydı ve yaralarını sarmaya çalışıyorduk. Askerler rehin alındıktan ve alt kata indiririlip gözden kaybolduktan sonra bizim, askerlerini öldüreceğimiz endişesine kapılıp, biranda çılgınlaştılar. Gerçek mermi kullanmaya başladılar. Helikopterden inerken ellerindeki silahlarla etrafı tarayarak inmeye başladılar. O andan sonra bizim yaralılarımız arttı ve ağır yarılılar gelmeye başladı. Biz de çaresiz kaldık. Öyle arkadaşlarımız vardı ki parçalı kol bacak kırığı gelmeye başladı. Birkaç arkadaşımızın şehit olduktan sonra fark ettik ki yakın mesafeden başlarına ateş edilmiş. Bir tane kamera kullanan küçük arkadaşımız vardı. Ondan tam 5 tane mermi çıkarılmış ve hepsi de yakın mesafeden ateş edilmişti. Bir anda çılgınlaştılar ve herşeyi yok edercesine saldırmaya başladılar. Bu arada onların 3 asker rehin alındı ve aşağıya indirildi. Bunların arbade sırasında ufak tefek yaralanmaları vardı. Öyle bir silah yaralanması bıçak yaralanması yoktu. Burun kanaması, eziklik ve morluk vardı. Bir taraftan kendi ağır yaralılarımızla uğraşırken onların da tedavilerini yaptık.”

KEŞFETYENİ
İlk kez baba oluyor! Doğum için tarih ve yeri açıkladı
İlk kez baba oluyor! Doğum için tarih ve yeri açıkladı

Cadde | 12.06.2025 - 07:31

Oyuncu Tolga Sarıtaş ile eşi Zeynep Mayruk, ilk bebeklerini kucaklarına almak için gün sayıyor.

Yazarlar