24.07.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Aydın Hasan / Ankara
Milli Mücadele, Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’ta Samsun’a ayak basmasıyla başladı. Mustafa Kemal, 21 Mayıs’ta Erzurum’daki Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa ile temas kurdu. 25 Mayıs 1919’da heyetiyle birlikte Samsun’dan ayrıldı. 3 saat sonra Havza’ya vardı. Havza’da 5. Kafkas Tümeni’nin bir alayı vardı. Ancak subayları ile çok az sayıda kalan erleri sefil durumda idi. Şartlar bir direnişi başlatmak için imkansız denecek ölçüde zordu. Ama Mustafa Kemal ve arkadaşlarının millete inancı, milletin de tutsaklığa dayanamayacak bir haysiyeti ve direnç gücü vardı. Genç Paşa, Havza’dan Amasya’ya geçti. Kurtuluş savaşının ilk kıvılcımı özelliğindeki Amasya Genelgesi, 22 Haziran 1919 tarihinde yayımlandı.
İngilizler, Mustafa Kemal’in geri çağrılması için hükümete baskı yaptı. Mustafa Kemal 8 Haziran’da İstanbul’a geri çağırıldı. İstanbul ile yapılan telgraf görüşmelerinde ip koptu ve Mustafa Kemal, 9 Temmuz’da askerlik görevinden istifa etti. Mustafa Kemal, artık sivil bir önderdi.
Kurtuluşun rotası
Mustafa Kemal’in hedefi, ulusal bir kongre toplayarak yurdun farklı parçalarında oluşan milli mücadele kıvılcımlarını tek bir çatı altında birleştirmekti. Kazım Karabekir Paşa ise ulusal bir kongreden önce doğu illerini kapsayan bir kongrenin toplanmasını istiyordu. 10 Temmuz’da toplanması planlanan kongre, 23 Temmuz 1919’da başladı. Erzurum delegesi Cevat Dursunoğlu istifa ederek, yerine Mustafa Kemal’in kongre delegesi olarak seçilmesini sağladı. Mustafa Kemal, ilk günü kongre başkanlığına seçildi. Mustafa Kemal’in, ilk kez sivil bir önder olarak başkanlığını yaptığı Erzurum Kongresi’nin toplantısı, 23 Temmuz ile 7 Ağustos 1919 arasında yapıldı. 62 delegenin katıldığı kongre, Kurtuluş Savaşı’nın rotasının oluşturulmasında önemli bir rol oynadı. Temsil açısından bölgesel nitelikte olmasına rağmen alınan kararlar bu kongreye, milli bir nitelik kazandırdı. Manda ve himaye reddedilerek ulusal bağımsızlık direncinin ortaya konulduğu kongrenin, Ege’de başlayan direnişe psikolojik olarak olumlu yansıması oldu.
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 24. maddesinde, “6 doğu vilayetinde bir karışıklık çıkarsa, o illerin derhal güvenliği sağlanması adına işgal edilecektir” hükmü yer alıyordu. Bunun anlamı doğuda bir Ermeni Devleti’nin kurulmasının şartlarını hazırlamaktı. Erzurum Kongresi’yle Türkiye’yi parçalama planının doğudaki boyutuna set çekilmiş oldu.
‘Vatan parçaları bir bütündür, ayrılamaz’
Atatürk, Nutuk’ta Erzurum Kongresi’yle ilgili şu değerlendirmede bulunacaktı:
“Efendiler, Erzurum Kongresi 14 gün sürdü. Çalışmalarının sonucu, tespit ettiği tüzük ve bu tüzükteki hükümleri ilân eden bildiri maddelerinden ibarettir. Müsaade buyurursanız, bu ilkelerin ve kararların bence, daha o zaman, nelerden ibaret olduğuna işaret edeyim:
- Millî sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz.
- Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükûmeti’nin dağılması halinde, millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir.
- İstanbul Hükûmeti vatanı koruma ve istiklâli elde etme gücünü gösteremediği takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükûmet kurulacaktır. Bu hükûmet üyeleri millî kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa bu seçimi Heyet-i Temsiliye yapacaktır.
- Kuva-yı Milliye’yi tek kuvvet olarak tanımak ve millî iradeyi hâkim kılmak esastır.
- Hıristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez.
- Manda ve himaye kabul olunamaz.
- Millî Meclis’in derhal toplanmasını ve hükûmetin yaptığı işlerin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için çalışılacaktır.
Ender görülen büyük eser
Bu ilkeler ve bu kararlar çeşitli şekillerde yorumlanmışsa da, gerçek niteliklerini hiç değiştirmeden uygulanma imkânı bulabilmişlerdir. Efendiler, biz Kongre’de özetlediğim bu kararları ve bu ilkeleri ortaya koymaya çalışırken, Sadrazam Ferit Paşa da basında birtakım demeçler yayınlıyordu. Bu demeçlere, ‘Sadrazam’ın milleti jurnali’ dense yeridir. 23 Temmuz 1919 tarihli basın, dünyaya şunu ilân ediyordu: ‘Anadolu’da karışıklık çıktı. Kanun-i Esasî’ye aykırı olarak Meclis-i Meb’usan adı altında toplantılar yapılıyor. Bu hareketin askerî ve sivil memurlar tarafından önlenmesi gerekir.’ Ağustos’un yedinci günü, Kongre, toplantısına son verirken üyelerine, ‘Önemli kararlar alındığını, bütün dünyaya milletimizin varlık ve birliğinin gösterildiğini söyledim ve tarih, bu kongremizi ender görülen büyük bir eser olarak kaydedecektir’ dedim.”
Heyet-i Temsiliye seçildi
Erzurum Kongresi’nde seçilen Heyet-i Temsiliye Mustafa Kemal’in başkanlığında Rauf Bey, Raif Efendi, İzzet Bey, Servet Bey, Şeyh Fevzi Efendi, Bekir Sami Bey, Sadullah Efendi ve Hacı Musa Bey’den oluştu.