Gündem Nasıl vegan oldular?

Nasıl vegan oldular?

04.05.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

İnek, koyun, kuzu, tavuk gibi hayvanların da yaşama hakkının olduğuna inanıyorlar.Sağlık açısından bir sorun yaşamadıklarını söylüyorlar. Tek sıkıntıları da vegan ürünlere ulaşmada yaşadıkları zorluklar

Nasıl vegan oldular

Mert İnan - Veganlığı seçenlerin önceliği sağlıklı beslenmeden çok etik değerler, hayvanlar hak ve özgürlükleri. Oyuncu Sinem Hacıoğlu (27) 10 yıl önce vejetaryen olarak başladığı süreci, 5 yıldır vegan olarak devam ettiriyor. 

Haberin Devamı

“Bu tercihim sağlıklı beslenme değil tamamen etik nedenlerden” diyen Hacıoğlu, “Sedece beslenme konusunda değil, kozmetik, giyim-kuşam ve eşyaların da hayvansal ürünler içermemesine dikkat ediyor, hayvansal içerikli ürünleri kullanmıyorum. Başka hayvanları neden sömürmemiz, onları öldürüp yememiz gerektiğinin bir mantıklı bir açıklaması yok. İstanbul’un birçok semtinde vegan mutfakları mekanlar veya menüler bulmak mümkün. Kan değerlerim yerinde ve gayet sağlıklıyım” diyor. 

Konferans tercümanlığı yapan Karel Barbur (38) ise 2017’de vegan olmaya karar verdiğini söylerken, “Evdeki kedimin başını okşayıp, aynı duygu ve masumiyeti diğer hayvanlar için de hissetmeye başlayınca vegan olmaya karar verdim. İnek, koyun, kuzu, tavuk gibi masum hayvanların öldürülüp, etlerinin, sütlerinin yiyecek olarak önümüze serilmesine gönlüm razı gelmedi. Vegan olduğunuzda büyük veya küçük baş hayvanları, tavuk ve deniz canlılarını et olarak değil hayvan olarak görüyorsunuz. Bu nedenle soranlara vegan olduğumu değil, hayvan yemediğimi söylüyorum. Veganlar için en önemli protein kaynağı soya içerikli tofu. Ancak ülkemizde yaygın olmadığından bulmak zor olabiliyor” ifadelerini kullandı. 

Haberin Devamı

İletişim danışmanı Zeynep Alimoğlu (46) altı yıl önce vegan felsefesini içselleştirenlerden yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: 

“İncelemelerim sonucu hayvansal gıda tüketmenin, hayvanların esaret ve eziyet edilmesine neden olduğu fikri oluştu. Veganlık sadece et ve et ürünleri tüketmemek olarak algılanmamalı. Veganlar içeriğinde hayvansal katkılar bulunan kozmetik, ev eşyası veya giysileri de kullanmaz. 6 yıl önce bir lokantaya gittiğimde sadece patates kızartması vardı. Şimdi büyük kentlerde vegan restoranlar açılıyor. Vegan olmayan bazı kişiler, bizim yaşam felsefemizi ‘özenti veya moda akım’ gibi yorumlayabiliyor. Başka bir hayvanın sömürüldüğünü bildiğiniz zaman inanın et ve et ürünleri yemek içinizden gelmiyor. Bazı zamanlar İskender Kebap’ın tadını özlüyorum. Bu tad özleminin etle alası yok. Neyse ki artık veganlara uygun etsiz İskender Kebabı, sosisli sandviç veya köfte yapılıyor.” 

Haberin Devamı

‘Yavaş yavaş geçtim’ 

Özel bir üniversitede tiyatro ve oyunculuk eğitimi alan 26 yaşındaki Nisan Ersemiz, 3 yıl önce vagan beslenmeyi seçen gençlerden. Ersemiz, hayvan suistimalini konu alan Dominion belgeselin, izledikten sonra yaşam felsefesinin değiştiğini belirterek, “Hayvanlardan aldığımız protein ve minerallerin bitkilerde olduğunu anladıkça daha kolay kanıksıyorsunuz. Vegan beslenme süreci 1.5 aylık geçiş süresi sonunda oldu. İlk önce kırmızı et ve tavuktan sonrasında süt ürünlerinden uzaklaştım. Süreç içinde yavaş yavaş vegan gıdalara alışmaya başlayınca hayvansal ürünleri tamamen hayatımdan çıkardım. Düşünsenize 20 yıl boyunca kırmız et ile yapılan hamburger ve patates kızartmasına aşina olmuşsunuz. Kırmızı eti değil ama o lezzetleri veya kıvamı arada özlediğiniz zamanlar oluyor” dedi. 

‘İkiyüzlülüğe dayanamadım’,

Serap Durak hayvan yememeye ilk olarak 2008 yılında karar verdiğini söylerken, veganlık sürecini şöyle anlattı: “Çocukluğumdan beri hayvanları yemek bana yanlış geliyordu ama sağlığımız için et yemek zorunda olduğumuz bize öğretilmişti. İlk defa evime kedi aldığımda kendimle çeliştiğimi fark ettim. Çünkü kedimin sağlığı içim elimden geleni yapıyordum ama akşam başka bir hayvanın ölü bedenini pişirip yiyordum. Bu ikiyüzlülüğe daha fazla katlanamadım ve ilk önce vejetaryen oldum ve uzun süre öyle kaldım. Süt endüstrisinin gerçek yüzünü görünce de yumurta ve süt ürünlerini bıraktım. Benim için veganlık hayvanların yaşam hakkına duyduğum saygıdan ileri geliyor. Bitkisel kaynaklı ete benzeyen köfte, yapay et tüketmiyorum çünkü et tadı ve kokusu sevmiyorum.” 

Haberin Devamı

Bakanlık et, süt, yumurta öneriyor

Öte yandan Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı Türkiye Beslenme Rehberi’nde ise hem yetişkin bireyler, hem çocuklar için hayvansal gıdaların mineral ve vitamin kaynağı açısından tüketilmesi öneriliyor. Rehberde, yetişkinlerin her gün 3 porsiyon, çocuk, ergen, gebe ve emzikli kadınlar ile menopoz sonrası kadınların da 2-4 porsiyon süt ve ürünleri tüketmelerine dikkat çekiliyor. Rehberde kırmızı et ve tavuk eti, balık, yumurta, sert kabuklu yemişler, baklagiller iyi kaliteli protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum gibi mineraller ile B1, B6 , B12ve A vitamini kaynağı olarak gösterilirken, B12 vitamininin ise sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunduğuna yer veriliyor. Rehberde ayrıca, et, tavuk, balık, büyüme ve gelişmeyi sağladığına da vurgu yapılırken, “Hücre yenilenmesi, doku onarımı ve görme işlevinde, kan yapımında, sinir sistemi, sindirim sistemi ve deri sağlığında görevi olan besin ögeleri en çok bu grupta bulunur. Hastalıklara karşı direnç kazanılmasında rolü olan en önemli yiyecek grubudur” deniliyor. 

Haberin Devamı

‘Tüm değerlerim daha iyi’

Funda Uğraş ise 7 yıl önce veganlığı tercih eden isimlerden. İklim krizinin hayvancılıkla ilişkisini araştırırken vegan olmaya karar veren Uğraş, “Araştırdıkça hayvanlara yapılan yanlışın parçası olmak istemediğimi anladım. Hayvancılık endüstrisindeki işleyişi görüp, iklim krizi ve çevre yıkımlarıyla ilişkisini anladıkça tamamen bitkisel beslenmem gerektiğine ikna oldum. Vegan olmadan önce sağlık sorunları yaşıyordum, artık bu sorunları yaşamıyorum. Vegan olmadan önce bazı vitamin ve kan değerlerim limitlerin altındayken, 7 yıldır B12, Omega 3 dahil olamk üzere tüm kan değerlerim hiç takviye olmadan olması gereken değerlere ulaştı. Çok çeşitli beslenerek, bakliyat, tahıl, sebze, meyveyi mevsiminde tüketerek daha sağlıklı olunabileceğini bizzat yaşadım” dedi. 

Yazarlar