GündemProtestolar bir işe yaramaz

Protestolar bir işe yaramaz

11.12.2010 - 01:18 | Son Güncellenme:

Öğrencilerin çoğunluğu konuşmaya yanaşmıyor. Konuşanlar çok farklı şeyler söylüyor. Bazıları kampüsteki polis fazlalığından yakınırken bazıları bunun kendilerine daha güvenli ortam sağladığı kanısında

Protestolar bir işe yaramaz

BURASI MARMARA ÜNİVERSİTESİ

Yazı dizisinin ikinci gününde Marmara Üniversitesi’nin Göztepe Kampüsü’ndeyiz. Cafe Bahçe adındaki kantinin duvarları televizyon dolu. Sayıyorum, tam sekiz tane... Haberlerde yumurta protestosuna soruşturma açıldığı söyleniyor, kimse başını kaldırıp bakmıyor bile. Zaten konuştuğumuz öğrencilerin bir kısmı olaylardan haberi olmadığını, “fırsat bulamadığı” için gazete okumadığını itiraf ediyor.
Konuşmak istediklerimizin yarısı bizi reddediyor, çekiniyorlar. “Biz Milliyet’ten geliyoruz, son üniversite olaylarını biraz konuşabilir miyiz?” cümlesinin ardından önce birbirlerine bakıyorlar; sonra kısık bir sesle “Hayır” deyiveriyorlar.
Konuşanlar da ne adlarını vermeye ne de fotoğraf çektirmeye gönüllüler. Neme lazım, ya mimlenirlerse? Herkeste adını koyamadıkları “yüksek” bir yerlerden korku var.

“Bir şey değişmeyecek ki”
Bizimle konuşmayı ilk kabul eden grup, önce nereden geldiğimizi anlamayıp “Kredi kartı mı veriyorsunuz?” diye soruyor. Konu açığa kavuşunca Makine Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Ramazan Çınar sözü alıyor: “Bence protestolarla boşuna uğraşıyorlar. Bir işe yaramaz ki...”
Çoğunluğun görüşü de bu yönde: Protestolar bir işe yaramaz.
Ramazan’ın sınıf arkadaşı Şaban Göktaş’ın da yorumu benzer: “Ne kadar protesto ederlerse etsinler bence bir şey değişmeyecek. Şimdi toplu taşımaya zam geldi. İndirim yapacaklar ama seçim yaklaştığında... Her şeyi kendilerini sağlama almak için yapıyorlar.”
Duran Aksoy gösterilerin bir provokasyon olduğuna, AKP’ye düşman 5-6 kişinin örgütlediğine inanıyor.
Ramazan’a göre de bu, Erdoğan’a karşı bir ayaklanma. “Ben olsam öyle bir şeye kalkışmam, o yüzden beni temsil ettiklerini düşünmüyorum” diyor. “Öğrencilerin seslerini duyurmak, biz de varız demek için yaptıkları bir şey ama biraz fazla oldu.”
Ders çalışan iki kız öğrenciyi bölüyoruz, ikisinin de başı kapalı. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü 2. sınıfta okuyorlar. Haberleri pek takip etmiyorlar, öğrencileri neyi neden protesto ettiklerini bilmiyorlar. Geçen yıl kapıda başlarını açarak girmek zorunda kaldıkları üniversiteye şimdi rahatça girebilmekten ötürü mutlular ama türbanla ilgili eylemlere de katılmamışlar. Biri “Eğer saati uyarsa gösterilere katılabilirim” diyor. Diğeri ise farklı görüşte: “Bence çözüm her şeye inat okumak. Başımı açmazsam okumam değil de açıp okuyup belli bir yere geldikten sonra tepkini koymak. Şu anda sözümüz dinlenmiyor ki.”

Kürt kökenli Türk milliyetçisi
Cebrail Karadaş ise Kürt asıllı olduğunu ama tek kelime Kürtçe konuşamadığını söylüyor, anadilde eğitimi savunuyor. Hatta “Kimliklere Türk tire (-) Kürt yazılsın” önerisini getiriyor. Bunları anlatırken parmağındaki yüzük dikkatimi çekiyor; ayyıldız ve tuğralı bir yüzük... “Niye bunu takıyorsun?” diye sorunca “Ben milliyetçiyim” diyor, “Türk milliyetçisi... Hepimiz Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşıyor muyuz, yaşıyoruz. Ben Türküm, aslım Kürt. Aslını inkar eden bizden değildir.”

Haberin Devamı

‘İki üç Kürt yan yana dolaşınca dayak yiyor’
Bir masanın etrafına toplaşmışlar, çoğunluğu Kürt. Adını vermek istemeyip “Ayşe deyin” diye geçiştiren öğrenci, protestoları desteklediğini anlatıyor, sonra da şu anda Marmara’da inanılmaz sorunlar olduğunu söylüyor: “Kimliğimize sahip çıkamıyoruz ama açıklama yapamam, tehlikeli.”
“Nedir tehlikeli olan?” diyoruz, anlatıyor:
“Çünkü etrafımız dolu. Mimleniyorsunuz ve dayak yiyebiliyorsunuz. Kimliğini kesinlikle ortaya koyamazsın. Geçen sene bir arkadaşımız dayaktan komaya girdi ama rektörlük buna hiçbir şey yapmadı. İki üç Kürt yan yana dolaşınca mutlak bir örgütlenme vardır diyor ülkücüler ve dayağa başvuruyorlar. Yönetim de onların arkasında. Şu anda kampüs polisten geçilmiyor, öğrenciden çok sivil polis var. Kimi kime şikâyet edeceğiz? Rektörü rektöre mi?”
‘Ayşe’, Okulöncesi Eğitim bölümünde 2. sınıfta okuyor. Masadaki diğer arkadaşı da giriyor söze: “Polisin koyduğu tavrı hep eleştiriyoruz ama hiçbir şey değişmiyor. Polis yine copuna sarılıyor, gaz veriyor.”
Kampüste sivil polislerin varlığıyla ilgili tamamen birbirine zıt görüşler var. Ayşe’yi tedirgin eden polisler, Ahmet Özkan için güvenlik simgesi: “Polisin varlığından tedirgin değilim, neden olayım? Kimlik kontrolü yapmaları iyi. Daha güvenli oluyor, herkes elini kolunu sallaya sallaya dolaşamıyor.”

Haberin Devamı

Polisin tutumu ve yumurta konusunda görüşler farklı
- Yeşim (Kimya Mühendisliği 2. sınıf): Protestodur, yürüyüştür böyle şeylerle pek alakalı değilim aslında. Bu aralar da biraz hastayım, neler oldu neler bitti bilmiyorum.
- Begüm Ekşi (Alman Dili ve Edebiyatı 2. sınıf): Polisten ve hükümetten zaten farklı bir davranış beklemiyorum. En doğal hakkımız olan protestoya bile bu şekilde tepki verebiliyorlar. Yumurta konusuna gelince; böyle bir hükümete ancak böyle tepki verilebilir.
- Muhsin Eren (Zihinsel Engelliler Eğitmenliği 1. sınıf): Bence yumurta protestosu bir şiddet. Hak ettiler ama yine de şiddet uygulanamaz.

Protestolar bir işe yaramaz

BURASI İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

Mühendis de yetişir siyasetçi de
Devlete teknik insan yetiştirmek için kurulan İTÜ bu işlevini fazlasıyla yaparken, önemli isimlerle siyasete de damgasını vurdu. Öğrenciler en sert protestoları yaptı. Ancak son eylemler konusunda kafalar biraz karışık

Haberin Devamı

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin binaları öğrenci muhalefetinin simge yerleşkelerinden oldu kurulduğu günden bu yana. 68 kuşağının fikir önderleri İTÜ’lü, en sert eylem ve protestoların mekanı da İTÜ’ye çıkan sokaklardı. İTÜ ayrıca, ikisi cumhurbaşkanı olmak üzere Türk siyasetine damga vurmuş önemli isimlerin mezun olduğu bir okul. Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Necmettin Erbakan bu üniversitenin mühendislik sıralarında yetişti. Üstün derecelerle mezun mühendisler olarak, siyasetin ana sahnesinde rol aldılar uzun yıllar.
Öğrenci hareketinin yavaşladığı dönemlerde dahi İTÜ’nün üzerinden gözler hiç ayrılmadı. Son olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı 2008 akademik yılı açılış töreninde yaptıkları eylem sırasında gözaltına alınan 18 öğrenciye 15 ay hapis cezası verilince ortalık karıştı. İTÜ’lü öğrenciler son olarak geçen hafta sonu polisin yerde sürüklediği öğrenciler arasındaydı.
Maçka’daki büyük kampüste büyük gerginlik var. Çoğunluk konuşmak istemiyor. Belli ki “protestoscu” gençlerin çoğu okulda değil, çünkü kimi çevirsek ya konuşmak istemiyor ya da konuşan arkadaşlarını eleştiriyor. Bazıları “üniversitede siyaset konuşulmasın” sözleriyle şaşırtırken, bazıları polisin müdahalesini aşırı buluyor. İşte İTÜ’lü öğrencilerin görüşleri:

İsyan normal, yumurta değil
- Tuğçe Karataş (Kimya Mühendiliği 1. sınıf): “Bir hocamız bize ‘Bir hükümet sansür uyguluyorsa, akademisyenler kendisini baskı altında hissediyorsa, o ülkede isyan çıkması normal’ demişti. Şu an eski öğrenci olaylarına benzer bir atmosfere doğru gidiliyor. Öğrencilerin isyan etmesi de normal ama yumurta atmak doğru değil, haklıyken haksız duruma düşmek gibi görüyorum. Herkes istediğini düşünme hakkına sahip ama kendi görüşünü empoze etmek isteyen olunca bu ortam oluşuyor.”

Ne olursa olsun, şiddet fazla
- Thami El Boukhari (Fizik Mühendisliği Yüksek Lisans): “Öğrenci hakkını savunacak, istediğini söyleyecek tabi ki ama yumurtayla bunu anlatamazlar. Fas’ta da böyle olaylar oluyor. Öğrenciler en büyük sıkıntısı para.”
- Hüseyin Bahtiyar (Fizik Mühendisliği Yüksek Lisans): “Öğrenciler hakkını savunacak tabi ki, iki taraf da ipin ucunu kaçırıyor. Öğrenci olunca zaten karşı tarafta direkt tepki oluşuyor. Öğrencinin korkuları var, ülkenin gidişatından memnun değiller. Ama kadrolu eylemciler mi onu da bilmiyoruz, ki öyle bile olsa gösterilen şiddet fazla.”

Hamile kızın eylemde işi ne?
- Ercan Mengüç (Elektrik Mühendisliği son sınıf): “Öğrencilerin bu tür olaylarla gündeme gelmesi doğru değil. Ama tepkilerin de belli ölçüde olması gerekir. Eylemciler kadrolu olabilir, çünkü hep aynı yüzler. Polis ne yapsın? Yumurtayla taşla gidiyorlar. Hamile kızın eylemde ne işi var? Gitmesin. Erdoğan’ı da hiç beğenmiyorum, görüşlerini, politikasını.”

Yumurtayı yadırgamamalı
- Onur Çelik (Uzay Mühendisliği 2. sınıf): “Üniversitelerde yaratılmaya çalışılan bir baskı ortamı var ve YÖK ile üniversiteler baskı ortamına alınmaya çalışılıyor. Sivil polislerin üniversiteye gelmesi, üniversite bahçesinde kocaman bir polis otobüsünün beklemesi buna örnek. Öğrenci her zaman tepkiliydi ama son zamanlarda işler çığırından çıktı. Öğrencilerin tepkisini anlamalı, yumurtayı yadırgamamalı. Üniversiteler özgürlük mekanı, polisle kontrol altına alınmaya çalışılmamalı.”

Doğru tarzını bulmalıyız
- Arzu Çapur (Gıda Mühendisliği hazırlık): “Polis eylemciye davranırken onların öğrenci olduğunu unutmamalı. Ama bizlerin de doğru eylem tarzını bulmamız gerekli. Yapıtığımız eylemler, kabullendirme gücümüzü azaltıyor.”
Siyaset konuşulmasın
- Kübra Taştekne (Kimya 2. sınıf): “Bunlar olmaması gereken şeyler. Derslerden başka sıkıntımız yok, o yüzden başka hiçbir şeyle ilgilenmiyorum, anlamıyorum.”
- Anıl Serbest (Kimya 2. sınıf): “Ben okulda siyaset konuşulmasını istemiyorum. Bunlar eskilerde kalmış. Artık değiştirilecek bir şey yok.”

Haberin Devamı

En son Taksim’de tartaklandım
- Deniz Yaşar (Tekstil Mühendisliği 1. sınıf): “Hafta sonu ben de eyleme gidecektim ama son anda bir işim çıktı. Bebeğini düşüren kıza çok üzüldük, Genç-Sen hiçbir zaman şiddet içeren bir eylemin içerisinde olmadı, yumurta tarzları da değil. O kadar acı ki, biraz aşağıda gençler eğlenerek eylem yapıyordu, yukarıda bir kısmı dayak yedi. Yumurta atarak ses duyurmaktan başka çare bırakmıyorlar. Ailem de 80 dönemi aktivistlerinden, ben de en son 1 Mayıs’ta Taksim’de tartaklanmıştım. Ama bizler korkuyoruz, öğrenci olarak başımıza neler gelir diye korkuyoruz. Birimiz ölür mü olaylarda diye konuştuğumuz oluyor. Öğrenci olayları artıyor ve çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Konuşursak, susturuluruz bir şekilde diye de çekiniyoruz.”

KEŞFETYENİ
İrem Derici hamile mi? Çıkan haberlere fotoğrafla yanıt verdi
İrem Derici hamile mi? Çıkan haberlere fotoğrafla yanıt verdi

Cadde | 05.05.2025 - 07:46

Ünlü şarkıcı İrem Derici, hamile olduğu yönündeki iddialara sosyal medya hesabından yanıt verdi.

Yazarlar