08.11.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Hükümet, Türkiye'deki uygulamaların tersine özürlü çocuk doğurmak istemeyen kadınlara kürtaj yasağı getirmeye hazırlanıyor. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın hazırladığı "Engelliler Kanunu Tasarısı", kamu ve özel tüm sağlık kuruluşlarında tıbbi nedenlerle kürtaj yapılmasını önleyecek. Tasarının özürlülerle ilgili genel esasları düzenleyen 4. maddesinin (g) bendi şöyle: "Yaşama hakkının kutsallığı ve dokunulmazlığı temelinde özürlü doğma ihtimali gerekçesiyle kürtaja cevaz verilemez. Yeni doğacak ve doğmuş olanlarda tespiti mümkün olan engel ve hastalıklarla ilgili taramaların yapılması esastır."
Zihinsel ya da bedensel
Tasarıda kürtaj yasağına aykırı hareket edenlere hangi kanunla, hangi cezai yaptırımın uygulanacağı ise belirtilmiyor. Sadece "özürlü" ifadesi kullanılması ve kürtajla ilgili başka hüküm bulunmaması nedeniyle, zihinsel ve bedensel tüm özürler, hastalıklar yasak kapsamına giriyor. Ancak tıbbi tetkiklere bağlı olarak özürlü çocuk doğurma ihtimali olan kadınlara tanınan gebeliğini sonlandırma hakkına yasak getirilmesi, Türkiye'deki mevcut yasa ve uygulamalara ters düşüyor.
Tıbbi gerekçe varsa...
Yürürlükteki 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun'a göre, 10. haftaya kadar gebeliklerde kadın bekârsa kendisi, evliyse eşiyle birlikte kürtaj kararı verebiliyor. Kanun, aynı zamanda "objektif bulgulara dayanan gerekçeli tıbbi raporlar" ile 10 hafta üstü gebeliklerde de kürtaj yapılmasına izin veriyor. Hükümetin tasarısı ise tıbbi gerekçeli kürtajı yasaklayarak kadını veya evli çifti, mecburen özürlü çocuk sahibi yapacak.
"Nüfus Planlaması Hakkında Kanun"da hangi hallerde kürtaj yapılabileceği şöyle anlatılıyor: "Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir. Gebelik süresi, on haftadan fazla ise annenin hayatının tehdit altında olduğu durumlarda ya da doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacak sağlık sorunları uzman doktor raporları ile kanıtlanırsa rahim tahliye edilebilir."
Konuyla ilgili görüşünü sorduğumuz Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Köksal Bayraktar, şunları söyledi: "Mevcut yasal düzenlemelere aykırı. Rahim tahliyesini hukuken çok sınırlayacak bir yasak getiriliyor. Eğer tasarı böyle yasalasırşa ya mevcut düzenlemeler yürürlükten kalkmış kabul edilecek ya da hukuken çelişkili durum ve davalar ortaya çıkacak. Son derece genel bir cümle olduğu ve engel tanımlanmadığı için adeta kürtaj tümüyle yasaklanıyor."
Yaşama hakkının kutsallığı ve dokunulmazlığına dayandırılan yasak, cenin cinayeti tartışması da başlatıyor. Türk Hukuku'nda cenin "birey" kabul edilmiyor. Hukuken canlı doğmuş bebek, birey sayılıyor. Bu nedenle kadın veya karı - koca, cenin yaşamını sonlandırma kararını verebiliyor. Ancak bebeğin yaşamını sonlandırmak "cinayet" kabul ediliyor. Bu tasarıyla cenin, birey olarak kabul edilirse kürtaj "cinayet" anlamına gelebilir.
GÜNCEL
Bağdat günlüğü - 6 / Hasan Cemal / Bağdat
Bebek özürlü olsa da kürtaj yapılamayacak
'İhtiyaçtan değil, sadece meraktan'
'Komşu cinayeti'ni RTÜK çözdü!
Hayatını kararttık ama, para veremeyiz!
İnternette açık artırma!
Bataktaki Penthouse'u 90'lık dede 'uçuracak'
Kısa kısa..
Serin Duruş