Kıbrıs Meis Adası

Meis Adası

03.09.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:

.

Meis Adası

MMeis adası, Türkiye kıyılarından 2.1 km uzaklıktadır. Türkiye’de bilinen adı Kızılhisar adasıdır. Yunanistan’ın Akdeniz’deki tek adası Meis’tir. 1. Dünya Savaşı sırasında Fransızların eline geçen ada Lozan Antlaşması (1923) ile İtalya’ya verildi. 2. Dünya Savaşı (1948) sonrasında ise on iki adayla birlikte Yunanistan’a bağlanmıştır. Akdeniz’in enerji siyasetiyle ısınmasının ardından sivil yolcu gemisiyle Yunan devleti adaya komando göndermiştir. Yunan komandoları yeşil kamuflajları, siyah NATO standartlı askeri postalları ve 5.56 mm mermi atan tüfekleriyle kamp yapmaya gider bir halde adaya çıktılar. Yunanistan adada askeri varlıkları 1960 yılından itibaren konuşlandırmıştır. Bu silahlanmayla 1923 tarihli Lozan ile 1947 Paris Barış Antlaşmalarını ihlal etmektedir. Tarihte olduğu gibi Yunanistan bugün de gerek Kıbrıs sorunu üzerine gerekse Akdeniz enerji siyasetini kaos ve krize iten bir zihniyettedir. Adaya çıkardığı asker sayısı veyahut ‘On İki Ada’lara çıkarmayı planladığı asker sayısı kadar Ege ve Akdeniz illerinde kayıtlı avcı vardır. Yunanistan NATO’nun en önemli kuvveti olan Türk Silahlı Kuvveti’ni iyi irdelemelidir. ‘Pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’ üzere olduğu aşikardır. Meis adası gibi Türkiye’ye yüzme mesafesinde olan bir diğer ada da Sisam adasıdır. Ege Denizi’nde Dilek Yarımadası milli parkının karşısındadır. Bu iki ada Yunanistan ana karası ve Türkiye ana karasına mesafeleriyle değerlendirildiğinde bile Yunanistan’a ait olmaları akla mantığa aykırıdır.

Hakkımızı yedirmeyiz

Kıbrıs adasının olmazsa olmazı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Tarihsel bağı, EOKA ve Rum terörüne karşı barışı tesis etmesi ve garantör ülke olmasıyla en önemli aktör Türkiye Cumhuriyeti’dir. Bu sebeple Kıbrıs Türkü’nün hak ve menfaati için Akdeniz’de KKTC karasularında doğalgaz tespit ve sondaj için faaliyet yürütmektedir. Geçtiğimiz hafta başı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Eski sömürgecilerin gazına gelerek Türkiye’ye karşı efelenenlere yakın tarihlerini yeniden okumalarını tavsiye ediyorum” demiştir. Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan “Oruç Reis gemimizle Doğu Akdeniz’de sismik araştırma faaliyetlerini kararlılıkla sürdürüyoruz. İnşallah Akdeniz’den de Karadeniz’deki gibi güzel haberler almayı ümit ediyoruz. Türk milleti olarak biz ne hak yeriz ne de hakkımızı yediririz. Akdeniz ve Ege’de korsanlığa, haydutluğa asla eyvallah etmeyiz. Akdeniz’de en uzun kıyı şerit sahilimizi kimse Antalya sahiline hapsedemez” şeklinde kararlı ve haklı açıklamasını yapmıştır.

Bu bağlamda Akdeniz ve Kıbrıs sorununun tansiyonu artarak devam edecektir. 11 Ekim 2020’deki KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Kıbrıs Türk seçmeni içinde bulunduğu durumu enerji ve tanınma adına iyi değerlendirerek oyunun kullanmalıdır. Krizin fırsata döndüğü günümüz siyasetinde Kıbrıs Türkleri anavatan Türkiye’yle ortak devlet ve millet aklını yürütecek seçilmişle yoluna devam etmelidir.