Kültür Sanat ‘İnsan bildiğinden şaşmıyor’

‘İnsan bildiğinden şaşmıyor’

07.04.2024 - 07:01 | Son Güncellenme:

“Curcunabazlar” adlı yeni kitabında Mehmet Anıl ikiz kardeşlerin iktidar mücadelesini anlatıyor. İnsanın hiç değişmediğinin altını çizen Anıl, “Hırslar, kıskançlıklar, sevgi ve nefret, dostluklar ve düşmanlıklar tıpatıp aynı” diyor.

‘İnsan bildiğinden şaşmıyor’

Ümran Avcı  - Yunus Nadi Roman Ödüllü Mehmet Anıl, “Curcunabazlar” adlı yeni kitabında Tevrat’ta geçen ‘ikiz kardeşler Esav ve Yakub’un peygamberlik için verdikleri iktidar mücadelesini anlatıyor. “O dönemki olaylar bugün olsa ne şekilde yaşanırdı?” sorusuna yanıt arıyor. Romanı üzerine konuştuğumuz Mehmet Anıl, “Mitler, meseller ve dini hikâyelerden öğrendiğimiz kadarıyla insan pek değişmemiş. Hırslar, kıskançlıklar, sevgi ve nefret, dostluk ve düşmanlıklar tıpatıp aynı” diyor.  

Haberin Devamı

Romanda mizahi dil öne çıkıyor. Memlekette zaten yeterince dert tasa var, tarihi biraz da mizahi bir gözle kurmaca hâlinde mi okuyalım dediniz? 

Mizah benim kitaplarımda çok önem verdiğim olgulardan. Ne var ki mizah aynı zamanda iki kenarı keskin bıçak gibidir. Eğer ayarı ve dozu kaçırırsanız sululuğa düşme tehlikesi de vardır ki eyvah! Yeri geldiğinde edebi kriterlere zarar vermeden yapılan hiciv/mizah metnin değerini bir o kadar arttırır. Sonuçta “Curcunabazlar” mizahi bir metin değil. Amacım burada okura kahkaha attırmaktan çok, hafifçe gülümsetirken derdimi iyi anlatmak. Ama yeri geldiğinde. Memlekette yeterince dert tasa var kuşkusuz, amacım bu olmasa da dertleri bir an olsun unutturmak herhâlde iyi bir şey. 

Haberin Devamı

Kitapta ‘Mehmet Abi’ karakteri ile siz de yazar olarak varsınız. İkiz kardeşlerin şirketin genel müdürlüğü için verdikleri mücadelede hakem konumundasınız. 

Evet. Burada yazar kimliğimi kullanıyorum ama metin tamamen kurgu tabii. ‘Mehmet Abi’ hem kurgusal hem de bir bakıma kendim olduğu için hakiki bir karakter. İkisini karıştırıp öyle kullandım. Yazar olarak kitabıma katkı verecek her türlü taklayı atmaktan geri durmam. Ama son tahlilde bir karar verecek olursak elbette kurgusal. 

Hikâyenin ilk paragrafında çarpıcı bir soru var: Her kurban mazlum, her katil acımasız cani sayılır mı? 

Evet. İşlenen bütün cinayetleri tek bir kalıp içinde nitelemek doğru olmaz. İnsanlar doğduklarında katil olacaklar ve katil olmayacaklar diye ikiye ayrılmaz. Bir kişi zor durumda kaldığında, örneğin hayatı tehlikeye girdiğinde pekâlâ cinayet işleyebilir. Nefsi müdafaanın hukukta cezası yoktur, dolayısıyla bu kişiyi katil bile olsa acımasız bir cani olarak değerlendiremeyiz. Diğer yandan güncel bir örnek Rusya’da konser salonuna yapılan saldırı. Bu saldırıyı (ve kadın cinayetlerini tabii) gerçekleştirenlere rahatlıkla cani deyip lanetleyebiliriz. Anlatmak istediğim bu.  

Romanda da denildiği gibi kadim zamanlardan bu yanan yinelenen kimi olaylar bugün handiyse tıpatıp aynı. İnsanın bitmeyen hırsı, doyumsuzluğu üzerine konuşalım isterim. 

Haberin Devamı

Çok doğru. Tabii bilinen tarih üzerinden konuşuyoruz. Mitler, meseller ve dini hikâyelerden öğrendiğimiz kadarıyla insan pek değişmemiş. Hırslar, kıskançlıklar, sevgi ve nefret, dostluklar ve düşmanlıklar tıpatıp aynı. Bizim ikizlerin hikâyesi de öyle. Benim kurguladığım kardeş çatışmasını, Tevrat’ta küçük farklılıklarla okuyabiliriz. Zamanla kültür, sosyal yaşantı, hayat şartları değişse bile insan gene bildiğinden şaşmıyor. Yalnız Hazreti İshak’ın ikizlerinde olduğu gibi değil, diğer çoğu meseldeki kişileri günümüze taşısak bizi pek de şaşırtmayacaklardır. 

‘Yeni Nesil Devşirmeler’

“Curcunabazlar”da roman içinde roman çalışmaları var. Bunlardan biri de ikiz kardeşlerin çekişmesinde ombudsmanlık görevindeki Mehmet Abi’nin kitabı, yeni nesil devşirmeler üzerine fantastik bir kitap projesi var.  

Daha önce bana birkaç kez sordukları gibi, neden metne konudan tamamen alakasız bir bölüm koydum. Söylemekten korkmayalım, ilk bakışta âdeta metne bir yama gibi duruyor. Bunu yapmaktaki amacım, metinde geçen hikâyenin bir durgunluğa girdiğini okura daha iyi hissettirebilmek. Anlatma göster! Mehmet Abi’yle birlikte okur da konudan uzaklaşsın, soğusun, olayların bir atalete düştüğünü daha derinden hissedebilsin. “Yeni Nesil Devşirmeler”, romana dönüştürmeyi düşünmediğim fantastik bir tasarım. Üçüncü Dünya Savaşı’na doğru gittiğimizin (umarım yersiz bir öngörü olarak kalır) dillendirildiği günümüzde, olsa ne iyi olur diye düşündüğüm ama gerçekleşmesi son derece güç bir hayal. Bakalım insan barış, huzur ve refah içinde yaşayacağı bir düzeni kurabilecek mi? Kuramazsa, “Yeni Nesil Devşirmeler”i günün birinde kaleme alırım belki, kimbilir!