23.10.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
Eskiden Sabah Şekerleri vardı. Sevseniz de, sevmeseniz de bir şekilde her sabah gözünüz televizyona kayardı. Nasıl talk-show'un babası Orhan Boran'sa; kadın programlarının anası da Sabah Şekerleri. Sabah kuşağını gençlerin değil de kadınların izlediği anlaşılınca, Sabah Şekerleri yerini kadın programlarına bıraktı. Bu programların bir kısmı öncü, bir kısmı öncülerin takipçisi. Kimi sunucusuyla ilgi çekiyor, kimi içeriğiyle, kimi de konuklarıyla. Bu da rekabeti beraberinde getiriyor. 'Kim ne kadar reyting yaptı, kim kimi konuk etti' gibi kaygılar ister istemez program yapımcılarının başını ağrıtıyor.
Sunucu yelpazesi
Aynı saatlerde yayımlanan programlar çekişiyor. Ekran karşısındaki seyirci, programdaki konuk ilgisini çekmediği an, tek bir parmak hareketiyle programı zaplayabiliyor. Kanal D'deki Sabah Sabah Seda Sayan'ın izleyicileri, programı en az konuklar için olduğu kadar, Seda Sayan için de izliyorlar. O, başlıbaşına bir fenomen. Aynı saatte, Show TV'de şarkıcı Aydın'ın programı var. Aydın'ın 'kadınların sevgilisi' olduğunu düşünürsek, bu Sayan için yeterince tehlike arz ediyor. Ama işte, Aydın ne kadar kadınları eğlendiriyorsa, 'Kadırgalı' da bir o kadar onlara kol kanat geriyor. "Seda Abla, fırınım yok... Koltuk takımım yok... Elektrik süpürgem yok" diyen kadınlara, Sayan'ın cevabı "Verdim gitti!" oluyor. Sayan programını bitirirken, "Bizden sonra İclal'in programı var. Tavsiye ederiz, kaliteli, güzel bir programdır" diyor.
Gazeteci, yazar, reklam yıldızı İclal Aydın'ın sunduğu Hayat Güzeldir ise, kadınları verdiği hediyelerle değil, onların sorunlarını konuşarak tavlıyor. Aynı saatte TGRT'de Yasemin Bozkurt'un sunduğu Kadının Sesi programı var. Bozkurt, İclal'in aksine, ciddi ve sert tavırlarıyla tanınıyor. Hayat Güzeldir'in Kadının Sesi'nin reytingleriyle yarışması mümkün değil ama Kadının Sesi, trajedileri anlatırken, Hayat Güzeldir kadınlara moral deposu oluyor. 'Beterin beteri varmış' diye içine su serpmek isteyen izleyici, bu programı izliyor; "Hayat da o kadar kötü değilmiş hani" demek isteyenlerse Hayat Güzeldir'i.
Reytinglere bakılırsa, 'beterin beteri var' diyenler çoğunlukta. Bozkurt da haliyle "Rakip tanımam" diyor. Kadının Sesi için esas rakip konumunda olan ise, ATV'yle artık aile konumuna oturmuş olan ve gülüşüyle olduğu kadar, gözyaşlarıyla da tanınan Esra Ceyhan'ın sunduğu A'dan Z'ye. Bozkurt, Ceyhan'ı onların konuklarını alıp farklı bir kimlikte ekran önüne çıkarmakla suçluyor. En iddialı program, zirvedeki yerini korumak için en telaşlı olan da aslında.
Beterin beteri varmış
Tüm kadın programları arasında, neredeyse her gün, reyting listesinde başı çeken, Yasemin'in Penceresi'nden tanıdığımız Yasemin Bozkurt'un sunduğu Kadının Sesi. Bu programı takip edenler hatırlayacaklardır, Bozkurt her programda konuklarını ağlatmayı başarır, hatıra olarak da erkek konukların kravatından bir parça kesip alırdı. Bozkurt, kadın hikâyeleri üzerine kurulu programını, kadınların gün yapıp toplu halde, gerçek bir dizi gibi izlediğini söylüyor.
"Geri dön...Geri dön!"
Stüdyoya gittiğimiz gün gördük ki, bu seyirci diğer programların seyircisinden çok farklı. Kimsede çıt yok. Sanırsınız ki program çoktan başlamış. Sunucu konuşmuyor, konuklarla bakışıyor. Seyirciler de aynı şekilde. Biz stüdyoya girerken, kıskançlığıyla karısını çileden çıkarıp evden kaçmasına neden olan erkek konuk, ekrandan karısına "Ne olur geri dön" diye yalvarıyordu. Stüdyonun dışındaki genç kadın, gayrimeşru çocuğuyla içeriye girip konuk sandalyesinde oturan annesini şaşırtmaya hazırlanıyordu. Sırf bu programa katılmak için Belçika'dan uçağa atlayıp gelen bir kadın, canlı yayında onu aldatan kocasını izleyicilere şikâyet ediyordu. Bozkurt, şöyle diyor: "Biz bu programı yapmadan önce, halının üstü çok temiz duruyor deyip, halıyı kaldırdık. Meğer orada çok toz toprak varmış. Ben, Türk kadınları ve erkeklerini kutluyorum, bizi de aştılar."
Bozkurt, Türkiye'de kadınların kocalardan, devletten, yerel belediyelerden yüz bulamadıklarını, sorunlarını anlatacakları bir boşluk aradıklarını söylüyor: "O boşluğu biz doldurduk. Bu program, aldatılan kadınların intikam mahali."
Reyting konusuna gelirsek...
"Yasemin'in Penceresi'ni sunarken, bazı kıskanç arkadaşlar 'En ünlülerle program yapıyorsunuz, reyting rekoru kırmanız normal' diyorlardı. Şimdi en ünsüzlerle yapıyoruz, yine reyting rekorları kırıyoruz" diyor Bozkurt. Kadının Sesi'ni birçokları, "Beterin beteri var" deyip moral bulmak için izliyor.
Çocuksu yarış: Reyting
Gelelim Hayat Güzeldir'e.
Her ne kadar reyting listelerinde rekor kıramasa da, Kanal D'de yayımlanan program, adı üstünde kadınların dikkatini hayatın güzel yanlarına çekiyor.
"Biz, reklamverenin de 'Bu program kalitelidir, hedef kitlesine ulaşıyor' dediği bir programız" diyen programın sunucusu İclal Aydın, orta direğin tercihi olduğunu, görünüşüne önem vermediği için seyircinin de kendini rahat hissettiğini söylüyor.
Programın sonunda, stüdyoya gelen bir seyircinin Aydın'a "Bundan sonra hep sana geleceğim çünkü sen bize çok önem veriyorsun" dediğine şahit olduk. Herhalde bu, durumu özetliyor.
Aydın, seyircisiyle çok içli dışlı. Neredeyse konuklarından çok, seyircisiyle iletişim halinde. Reklam aralarında soluğu, seyircisinin yanında alıyor. Kadınlar ona dertlerini anlatıyor, derman arıyorlar. İş arayan çocuklarının CV'sini Aydın'ın eline tutuşturanlardan tutun da, tüp bebek yaptırmak için yardım isteyenlere kadar herkes sunucunun etrafını sarıp ağlaşıyor. Bunun yanında kimileri de "Seni çok seviyoruz, kızım da aynı şekilde. Senin programın boyunca başlamaz, televizyonun önünden ayrılmıyor" diye sevgi gösterisi yapıyorlar. Birçoğu da ısrarla Aydın'ın imzalı resmini istiyor. Şimdiye dek resim bastırmaya ihtiyaç duymayan Aydın, "Artık yolu yok, bu kadar istek üzerine herhalde imzalı resim bastıracağım" diyor.
Reytingi kanallar arasındaki çocuksu bir yarış gibi gören Hayat Güzeldir ekibi, "Sayılmanın hedefi reklam almaksa, zaten böyle bir sorunumuz yok. Biz mümkün olduğunca eli yüzü düzgün ve kaliteli bir program yapmaya çalışıyoruz" diyor. Önceden, Aydın Havası'nda çalışmış olan programın yapımcısı Gülru Bilgin, "Aydın Havası'na kaliteli bir şey katamazsınız çünkü bunun için sunucunun kaliteli olması gerekiyor. Ama Aydın Havası çok seyrediliyor" diyor.
Kadın programlarına ziyaretimiz sırasında, seyircilerle konuştuk. Onlar, buraya stres atmaya geliyorlarmış. Kadın programlarını gezerek hem birkaç sanatçı görmüş oluyor, hem de göbek atarak kurtlarını döküyorlar. Sabah, Seda Sayan'ın programıyla başlayıp akşama dek tüm programları gezenler var. Kimisi çoluğunu çocuğunu getiriyor, kimi diğer kadın arkadaşlarıyla buluşup geliyor. "Hayat pahalı, 50 milyon verip bir gazinoya gidemiyoruz" diyor, onları programa getiren 'grup başları'na üç milyon TL vererek, eğleniyorlar. Seyirciler programlara katılmak için kanallardan para almıyor, aksine üzerine para veriyorlar. Her programa seyirci getiren grup başları var. Her sabah, bir yerde buluşup grup başlarının kiraladıkları otobüslere doluşuyor ve stüdyoya yol alıyorlar. Grup başları, bu hizmet karşılığında kanallardan para almadıklarını, seyircilerden aldıkları paranın ancak otobüs ve cep telefonu masrafını karşıladığını söylüyorlar. "Fiksler var. Onlar her yerdeler" diyen sunucu İclal Aydın, bu durumu "Geçen gün gece geç saatte bir programa konuk oldum. Bir baktım, seyircilerin arasında benim seyirciler vardı. 'İclal, kurban olayım sana' diye seslendiler. Çok komik, gurbette arkadaşını görmek gibi bir şey" diye açıklıyor. Stüdyo gezerleri en çok Sabah Yıldızları'nı beğeniyor, konuk olarak en çok Sibel Can'ı görmek istiyorlar.
Eskiden televizyon programlarında ünlüden geçilmezken, bugün artık tüm kadın programlarında 'ünsüz'lere doğru bir kayış söz konusu. Bunun yanında ünlüleri de tamamen görmezden gelmek mümkün değil tabii. Genelde promosyon döneminde stüdyoları dolaşan ünlülerin ilk kimin programına katılacağı, tüm kadın programları için bir heyecan konusu. Bu noktada, işin içine ikili ilişkiler giriyor. Sanatçı ve sunucu, yapımcı ve sanatçı, menajer ve yapımcı ilişkileri bunlar. Kadının Sesi programının yapımcısı Tülin Ünver, "Benim ikili ilişkilerim çok iyidir. Bu işime yarıyor" derken, Hayat Güzeldir'in yapımcısı Gülru Bilgin "Ben, sanatçı ve menajerleriyle dışarıda görüşmem. Onlar bana değil, programa geliyorlar" diyor. Kimi sanatçıların, bir programa söz verdikleri halde, diğer bir programdaki arkadaşlarını kıramayıp, sözlerini tutmadıkları da oluyor.
'Ünsüzler' yükselişte
Dedik ya, ünlüler bir yana, bugünkü kadın programlarının birçoğunun esas yıldızları, birbirinden 'ilginç' ve inanılması güç hikâyeleriyle ya da aile dramlarıyla sıradan yurttaşlar. Konukları ayarlamak yapımcının işi. Yapımcıların telefonları 24 saat açık. Kimisinin birden fazla cep telefonu var. Konuk son dakikada iptal ederse, saniyesinde yeni birini bulmaları gerekiyor. Burada da devreye ikili ilişkiler geliyor. Yapımcı, nazı geçen bir sanatçı ya da menajer arkadaşını arayıp, onun yardımını istiyor. TGRT'de yayınlanan Kadının Sesi programının yapım koordinatörü Tülin Ünver, katılımcılara verdikleri güvenin, başka katılımcıları da programa getirdiğini söylüyor. Kanallar arasında, birbirinden konuk çalma olaylarının da gündeme geldiğini belirten Ünver anlatıyor:
"Geçenlerde bir baktım, bizim konuk ettiğimiz bir kadın, başını örtüp Esra Ceyhan'ın programına çıkmış. Seda Sayan bu konuda çok dürüst. 'Şuradan, buradan aldım,' diye söylüyor. Sayan, programı biter bitmez, daha makyajını silmeden, televizyonun başına oturup bizim programımızı seyrediyormuş."
Kuşum Aydın
Halkın tabiriyle 'Kuşum Aydın'ın sunduğu Sabah Yıldızları ise, şüphesiz en neşeli dakikaların yaşandığı kadın programı. Programın yapımcısı Esra Özakan, Sabah Yıldızları'nın başı çeken programlardan biri olduğunu, bu yüzden de ünlü sanatçıları diğer programlardan önce konuk etme konusunda sorun yaşamadıklarını belirtiyor.
Yedi yıldır ATV'de yayımlanan Esra Ceyhan'ın sunduğu A'dan Z'ye programının yapımcısı Didem Demir ise, eğlence programı yapmadıkları için ünlü sanatçıları konuk etme kaygılarının yüksek olmadığını söylüyor.
Kasedi çıkan sanatçının, promosyon döneminde tüm programları gezdiğini, sonra onu bulmanın ve programa konuk etmenin neredeyse imkânsız olduğunu söyleyen Hayat Güzeldir programının yapımcısı Bilgin, "Normalde sanatçılarla program yapımcıları çok içli dışlıdır. Ben programa çağırırken, "Merhaba! Ben Gülru Bilgin" olayını sevmiyorum. Benim için gelecekse gelmesin. O, Hayat Güzeldir programına gelecek. Benimle değil, İclal'le sohbet edecek" diyor.
"Güüünayydıııınn"
Sunucunun, "Güüünayydıııınn" diye melodik bir ses tonuyla seyircisini selamladığı Ayşen'le Her Sabah programının konuk koordinatörü Elvan Ülgür "Ayşen tanınmayan bir isim. Aynı saatte, karşı tarafta Seda Sayan var" derken ünlü konukları ilk misafir etmede iddialı olmadıklarını belirtiyor. Ülgür, tek zorluklarının aynı anda çıkmak istemeyen sanatçılar olduğunu söylüyor.
Canlı yayının pürüzleri
Ekran başına kurulup canlı yayın programlarını seyrederken, bizim için her şey tıkır tıkır işliyor. Oysa ki kamera arkasında durum çok farklı. Saniyeler sayılıyor, bir-iki saniyelik bir aksilik programın akışını etkileyebiliyor. Program başlamadan evvel, tüm ekip koşuşturmaca halinde. Konukların biri makyaj odasına girerken, diğeri çıkıp hızla giyiniyor.
Stajyerler, giysilerin peşinden koşuyor, yapımcılar "O konuk nerede, bu konuk nerede? Yayına 'iki' (dakika) kaldı" diye çırpınıyorlar. Rejide yönetmen, anında montaj yapıyor, mikrofondan beş kamerayla aynı anda konuşuyor. Zaman zaman mikrofon çalışmıyor ve yönetmen "Allah'a emanetiz" diye bağırıyor. Ve bu hafta içi her gün tekrarlanıyor. Canlı yayın demek, tempo demek.
Yayında olan aksiliklerin sunucuya asla yansıtılmaması gerekiyormuş. Yapımcı Gülru Bilgin, "Yayın öncesi asla kötü bir şey söylemezsin. Yayın sonrası anlatırsın" diyor. Bilgin, zor ve stresli olduğunu söylediği canlı yayının iyi gitmesi için sunucunun çok iyi olması gerektiğini belirtiyor. "Önce yönetmen ve sunucu rahat olacak, sonra biz rahat olacağız" diyor.
Bir kere canlı yayın sırasında İclal Aydın'ın tam yanına spot düşmüş, bir keresinde de program sırasında deprem olmuş. İşte burada, sunucunun profesyonelliği fark yaratıyor. Aydın, hiç istifini bozmadan programına devam etmiş. Kadının Sesi programının yapımcısı Tülin Ünver'in anlattığına göre de, bir kez Yasemin Bozkurt'un tepesinde ampul patlamış.
Canlı yayının başlıca sorunlarından biri de elektrik kesilmesi. Bu durumda, teknik ekibin saniyesinde müdahale edip ana kumandaya bağlanması gerekiyor. Böylece ekranda tanıtım dönebiliyor ya da reklam girebiliyor.
Seda Sayan, sabah kuşağında program yapanlar arasında 'fenomen' haline gelmiş durumda. Bunu hem elde ettiği reyting, hem de stüdyoda izleyici olmak isteyen kadınların yaşadığı serüven kanıtlıyor.
Davetiye bulmak için telefona sarılanların yanı sıra Sabah Sabah Seda Sayan'a gelenlerin bu uğurda 'organize olmaları' dikkat çekiyor. Evet, yanlış okumadınız: Sayan hayranlarının büyük bir kısmı semt örgütlenmelerine gidiyor! Kadınların toplanması, Kanal D stüdyolarına ulaşımın sağlanması ve davetiye bulunması, içlerinden seçtikleri bir arkadaşları sayesinde gerçekleşiyor.
Bu sistemde bir diğer kilit rolü, TV kanallarıyla anlaşmalı çalışan ajans sahibi Cüneyt Esen (32) oynuyor. Yedi yıldır kadınları 'cüzi bir ücret ve yol masrafı karşılığı' TV kanallarına götüren Esen, yoğun ilgiye zor yetiştiğini ve Seda Sayan deyince akan suların durduğunu söylüyor.
Sabah 08.00'de buluşma
Buna göre Cüneyt Esen, o gün için anlaştığı semtin kadınlarıyla saat 08.00'de buluşuyor. Henüz günün ilk saatleri ama kadınların hepsi en güzel giysilerini giymiş, Doğan TV Center'a gitmek için otobüslere biniyor. Sabah o saatte saçların yapılmış olması çarpıcı bir ayrıntı. "Bunu nasıl başarıyorlar?" diye soruyoruz. "Kimisi berberle anlaşıp saat 06.00'da dükkanı açtırıyor. Kimileri aralarında toplanıp, yetenekli bir arkadaşlarının evine gidiyor ve böylece saat 08.00'deki buluşmaya hazır ve nazır oluyorlar."
Bir gelen bir daha geliyor!
Peki neden bunca hazırlık? Grupla toplanıp gelen Güngörenli Ayşe Ulvi (52), esprileri ve şarkıları için Sayan'ın programına geldiğini söylüyor. Onun tarifi üzerine grup başkanı Nurten Hanım'a ulaşıyoruz. Eşe dosta telefon ettiklerini ve böylece toplandıklarını belirten Nurten Hanım, Seda Sayan'a ancak ayda bir kere gelebildiklerini belirtiyor. Buradan anlaşılıyor ki kadınlar için amaç Seda Sayan'ı 'bir kez canlı izlemek' değil. Ortada daha ciddi bir sorun var.
Ne kavgalar çıkıyor!
Burada imdadımıza tekrar Cüneyt Esen yetişiyor. Esen'e göre kadınlar için temel amaç eğlence. "Evde oturup ne yapsınlar?" diyor. "Acaba ekranda görünmek isteyenler de var mı?" diye soruyoruz. "Olmaz mı!" diyor; "Önde oturmak için ne kavgalar çıkıyor. Yumruklaşanları bile bilirim." Kadınlar ise bu konuya pek girmiyorlar. "Komşular bizi TV'de görse de olur. Kötü bir şey yapmıyoruz ki" demekle yetiniyorlar.
Florida'dan konuk var
İşte Sabah Sabah Seda Sayan'daki en ilginç isimlerden biri. ABD'de emekli olan Gülşen Çakmakçı (60), Florida'dan geldiğini ve sırf Sayan için Türkiye tatilini uzattığını açıklıyor. 'İyilik meleği' dediği Sayan'ı ABD'de her akşam saat 23.30'da, uydu vasıtasıyla 'her işi bir yana bırakıp' izlediğini vurguluyor. Çakmakçı'yı en çok TV'deki arızalar sinirlendiriyor. Bu durumda telefonla yetkililere ulaştığını belirten Çakmakçı, Sayan için "Şarkıları ve muhtaçlara yaptığı yardımla bize hayat veriyor" diyor.
Erkekler utanıyor
Kadınlarda durum bu. Peki erkeklerin talebi nasıl? Esen'e göre özellikle orta yaşlı erkeklerin Sayan'a yoğun ilgisi var ama kadınlardan utandıkları için stüdyoya rahat gelemiyorlar. Bu durumda imdada Sayan'ın pazar şovu yetişiyor. Esen, "Çiftlerin ağırlandığı pazar günlerine iki ay boyunca yerim kalmadı" diyerek ilginin boytunu gösteriyor.
Kadının Sesi (TGRT) 26.1
Sabah Sabah Seda Sayan (Kanal D) 20.8
A'dan Z'ye (ATV) 17.9
Sabah Yıldızları (Show TV) 15.5
Ayşen'le Her Sabah (TGRT) 11.9
Hayat Güzeldir (Kanal D) 8.1
POPULER KÜLTÜR
"Bazı şarkılarımı acıdan ben bile dinleyemiyorum"
Vatanseverlik kutlaması
Garantili 'mania' olur mu?
Modernleş ey Müslüman!
Kadın kadına kıyasıya
Dünya, starlık kuyruğunda
Beckham büyüsünün sırrı
Kitapkurdu 2003 tatbikatı başlarken
Sınıflı kebap toplumu
Sokaktaki milliyetçi
'Ah keşkem, vah keşkem'
POPUN YARIM ASRI