ABD’ye ‘Arapça’ kafa tuttu!

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Türkiye’nin hassasiyetlerini göz önünde bulundurması ve taleplerini iyi niyetle karşılaması gerektiğini belirterek, "Aksi takdirde ortaklık ve dostluk sürekli bir tarafın özveride bulunması şekline dönüşür, bu kabul edilebilir bir şey değil" dedi. Erdoğan’ın, "mutmain", "bigâne" ve "kalbi" gibi Arapça kelimeleri sık kullanması da dikkati çekti.
ABD’li yetkililerin üs ve limanların modernizasyonu yetkisini Türkiye’nin "geri dönülmez bir yola girmesi" olarak yorumlamaması gerektiğini ifade eden Erdoğan, grup toplantısındaki konuşmasında şu mesajları verdi:
• EVET DEMEYİZ: Kendimizin mutmain olmadığı, zaruretine inanmadığı hiçbir şeye, halkımıza anlatamayacağızmı hiçbir gelişmeye ‘evet’ dememiz mümkün değil. Türkiye olarak, arabayı atların önünde koşturmaya hiç niyetli değiliz. Daha atlar yola çıkmadan kimse bizden arabayı yola koymamızı beklememelidir.
• TALEPLERİMİZ KARŞILANSIN: ABD, Türkiye’nin stratejik ortağıdır. Ama, eğer birlikte hareket edeceksek, ABD de bizim hassasiyetlerimizi göz önünde bulundurmalıdır.
• SIKINTILI KARAR YOK: Hiç kimse bizden Türkiye’nin geçici sıkıntı ve darboğazlarına endekslenmiş bir karar ve tutum beklemesin. Vereceğimiz her kararın içeriği de, zamanlaması da millete ayarlıdır. Burada memleketin saat ayarı işler.

Zor anlaşıldı
Erdoğan, dünkü grup konuşmasında, mutmain, bigâne ve kalbi kelimelerini kullanınca özellikle genç milletvekilleri kendisini anlamakta zorluk çekti. Daha çok dini çevrelerde kullanılan Arapça kökenli "mutmain"; inanmış, gönlü kanmış ve emin olan anlamına geliyor. Farsça kökenli "bigâne" ise ilgisiz demek. Çok kişinin anlamını tahmin ettiği Arapça kökenli "kalbi" gönülden, yürekten anlamına geliyor.