Siyaset Alçakgönüllü bir yurtsever

Alçakgönüllü bir yurtsever

03.03.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kemal Derviş eşinin Catherine’nin deyimiyle "soğukkanlı, sakin, çalışkan" Yakınlarına göre ise "komplekslerinden arınmış gerçek bir sevgi adamı..."

Alçakgönüllü bir yurtsever

Alçakgönüllü bir yurtsever

Kemal Derviş eşinin Catherine’nin deyimiyle "soğukkanlı, sakin, çalışkan" Yakınlarına göre ise "komplekslerinden arınmış gerçek bir sevgi adamı..."

YASEMİN ÇONGAR

Türkiye'nin, dört elle sarıldığı Kemal Derviş, Washington'dan ayrılırken "zor" bir yolculuğun başında olduğunu biliyordu. Kendisine "Mesih" sıfatı yakıştırıldığından habersiz, Başbakan Bülent Ecevit'in çağrısını, hem de Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nda (IMF) yönetici olan arkadaşlarının Ankara'da yapabilecekleri konusundaki telkinlerini değerlendirirken, "Çok zor da olsa, yardım etmek için yapabileceğim bir şey varsa, elimden gelen çabayı gösteririm" demişti.
Ankara'da karşılaştığı olağanüstü medya ilgisi, "kurtarıcı" gibi gösterilmesi şaşırttı onu. Bir "üstün insan, süpermen" gibi lanse edilmekten rahatsız oldu. Gazetecilere "Beni bu kadar önemsemeyin" derken gerçek düşüncesini yansıtıyordu.

Herkes üzerine düşeni yapmalı
Son 72 saat içindeki hızlı yaşanan gelişmelerden başı dönmüş halde, Washington'da, eşinden gelecek haberleri bekleyen Catherine Derviş, dün sabah "Umarım sonu Türkiye için iyi olur" derken, bir yandan da aynı rahatsızlığı dile getirdi: "Kemal çok birikimli, ülkesini çok seven ama çok da gerçekçi birisidir. Mesih yakıştırması ne kadar yanlış. Bir ülkenin sorunlarının üstesinden hiçkimsenin tek başına gelemeyeceğini, bu işlerin herkesin üzerine düşeni yapması ve ortak çözüme inanmasıyla halledileceğini en iyi Kemal bilir."

‘Türkiye'ye borçluyum’
Türkiye'de birçok iktisatçı, gazeteci, işadamı ve siyasetçinin yakından tanıdığı, tanımayanların ise şimdi yıldırım hızıyla keşfetmeye başladığı Derviş'in yakınları, gerçekten de "ulusal kurtarıcı" havasına bürünmeyecek kadar samimi bir memleketsever, "mucize" vaad etmeyecek kadar gerçekçi bir iktisatçı olduğunu iyi biliyorlar. Onu, 1978'den beri görev yaptığı, 1996'dan beri de "Başkan Yardımcısı" olarak çalıştığı Dünya Bankası'ndan ayırıp Türkiye'de sorumluluk üstlenmeye ikna eden şey de, bu "sevgi ve bilginin kesiştiği yer" birçoğuna göre. Nisan 1987'den beri evli olduğu Amerikalı eşi Catherine ise, "Türkiye'nin hep kendi ailesine çok iyi davrandığını söyler durur Kemal. 'Ailemin rahat bir hayatı oldu. Bunun karşılığını bu memlekete bir gün ödemeliyim' der" sözleriyle, "görev duygusu" ekliyor bu senteze.

Kökeni Arnavutluk
Arnavut kökenli bir baba ile Alman bir annenin çocuğu Derviş. Yaşamayı, insanları, doğayı, dostlukları tutkuyla seven, hayattan keyif almayı bilen, ama aynı zamanda soğukkanlı, eşinin deyimiyle "çok kesif bir sakinliği olan", çalışkan bir adam.
İktisat lisansını İngiltere London School of Economics'ten almış, ABD'de Princeton Üniversitesi'nde yüksek lisans ve doktora yapmış, Derviş - Robinson kuramlarıyla iktisat literatürüne geçmiş, çok iyi derecede Almanca, İngilizce ve Fransızca bilen, dünyanın dört yanındaki mali yöneticileri yakından tanıyan, dostluk kurduğu kişiler arasında krallar, devlet başkanları, başbakanlar olan birisi.

Adil dünya özlemi
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı olarak, Arnavutluk, Macaristan, Bosna gibi ülkelerde yeniden yapılanma ve iktisadi geçiş sürecini yöneten, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da reform için çalışan bir "kalkınma uzmanı."
1990'larda hızlanan küreselleşme sürecinin dünya halklarına kazandırdığı yeni ufuklara inanan, ancak bu sürecin altını çizdiği eşitsizliklerin giderilmesine yönelik "sosyal" politikalara önem veren bir iktisatçı.
"Kalkınmadan bizim anladığımız toplumun dönüşümüdür. Adil ve eşit bir dünyanın kurulması umudu, savaşın ve etnik çatışmanın en azından iktisadi temellerini ortadan kaldırabileceğimiz, yoksulluğu aşmanın slogan olmaktan çıkacağı bir düzendir" sözleri, onun dünya görüşünü de özetliyor.

Sosyal demokrat
ABD'deki anlamıyla "liberal", Avrupa'daki anlamıyla "sosyal demokrat", Türkiye özelinde gerçek sosyal demokrasiyi arayan biri Derviş. Başbakan Bülent Ecevit'e yakınlığı ise sadece 1973 - 1976 döneminde danışmanlığını yapmasından değil, daha eskilerden. Derviş'in anne babası, Rahşan Ecevit'in ailesiyle yakın ahbapmış.
Ancak Derviş, Ecevit'le bu yakınlığına karşın, siyasi özgürlüklerden de yana olduğu, sivil toplumun önemine inandığı için Türk siyasetinde tam bağdaştığı bir çizgiyi, Yeni Demokrasi Hareketi kurucusu olarak yaşadığı kısa deneyim dışında bulamamış birisi.

Hassas ve uzlaşmacı
Onun iş ortamındaki halini iyi bilenler, Dünya Bankası içindeki bürokratik engelleri ve küçük hesapları nasıl hep güleryüzle aştığını, "çatışmacı değil uzlaşmacı" olduğunu ve bu nedenle de siyaset sanatının inceliklerine vakıf sayılabileceğini anlatıyorlar. Ona "dostum" diyenler ise, her zaman herkesin yardımına koşan, hassas, nazik ve ince bir insan olduğunu gayet iyi biliyorlar. Yıllar önce boşandığı eşinin yeni kocasının yaşadığı ciddi sağlık problemine çare bulmak için Washington'da gösterdiği büyük fedekarlıklara tanık olanların gözünde, "Komplekslerden arınmış gerçek bir sevgi adamı" Derviş.

Uzmanından Bush'a öneri:
Türkiye'ye özel ekonomi danışmanı
ABD'nin önde gelen Türkiye uzmanlarından Alan Makovsky, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) güvenin kaybolduğu Türkiye'de, ekonomik sıkıntıdan çıkış umudunun ABD'ye bağlandığını belirtti. Makovsky, Başkan Bush'un, ekonomik konularda Türkiye'ye danışmanlık yapacak özel bir temsilci atamasını önerdi. The Washington Institute adlı kuruluşun uzmanı Makovsky, koalisyon hükümetinin alternatifinin olmadığını da söyledi.

The Economist: Hükümet alternatifsiz
İngiltere'de yayınlanan haftalık siyaset ve ekonomi Dergisi The Economist, karamsar bir Türkiye tablosu çizerken, ülkede yaşanan krizi sona erdirecek sağlıklı bir plan beklentisi bulunduğunu belirtti. Dergi, her şeye karşın, hükümetin ekonomik ve siyasi açıdan başarılı uygulamalarda bulunduğunu ve alternatifsiz olduğunu vurguladı. The Economist, hükümetin son 10 yılın en istikrarlı hükümeti olduğunu ve gücünü koruduğunu da ifade etti.

‘Allah yeni müsteşara yardım etsin’
ANKARA Milliyet
Ekonomik krizin ardından görevinden istifa eden ve emekliliğini isteyen Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, kamu bankaları sorunu çözülemeden sağlıklı bir program uygulanamayacağını söyledi. Hazine Müsteşarlığı görevinin, insanın sinir sistemini ve dayanma gücünü çok yıprattığını dile getiren Demiralp, "Allah yeni gelecek kişiye yardım etsin" dedi.

Duygulu veda töreni
Mali piyasalarda yaşanan kriz üzerine alınan dalgalı kur kararının ardından istifa eden Demiralp, dün Hazine Müsteşarlığı çalışanlarına veda etti. Hem çalışanların hem de kendisinin ağladığı veda töreninde, zaman zaman sesi titreyerek konuşan Demiralp, devalüasyon sorumluluğunu tek başına Merkez Bankası Gazi Erçel'e yüklememek için istifa ettiğini açıkladı.



SİYASET