Çatlı'nın suç haritası

EMNİYET Genel Müdürlüğü Susurluk'taki trafik kazasın ardından ortaya atılan iddialar karşısında Abdulah Çatlı'nın doğumundan ölümüne suç listesini çıkardı. Liste, Genelkurmay Başkanlığı ve İnterpol'ün tüm uyarıları ve Emniyet Müdürlükleri'nce sabit işlenmiş suçlara karşın Çatlı'nın devletten istediği belgeyi istediği an alabildiğini gerçeğini ortaya koydu.
Mehmet Özbay başta olmak üzere birçok ismi kullanan Abdullah Çatlı'nın sabıka dosyası kabarık. Emniyet Genel Müdürlüğü Susurluk olayı sonrası "1956 Nevşehir doğumlu Abdullah Çatlı" ile ilgili bilgileri toparladı. Çatlı'nın Genelkurmay ve dönemin Sıkıyönetim Komutanlıkları'nın "yurtdışına çıkması sakıncalı" yazıları karşın yurtdışına çıkabilmeyi başardığı saptandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün belgelerinde Çatlı'yla ilgili ilk bilgi, "2 Nisan 1978'de Ülkü Ocakları Derneği 7. Olağanüstü kongresinde ÜOD Asil Üyeliği'ne seçildi" şeklinde yeraldı. Çatlı'nın 25 Mayıs 1978'te de ÜGD Genel Başkan Yardımcılığı'na seçildiği ve ilk olarak 11 Temmuz 1978'de Ankara ili Gaziosmanpaşa semtinde Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bedrettin Cömert'in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında gıyabi tevkif kararı verildiği ibaresi yeraldı.
Çatlı'nın 23 Ağustos 1978'de Sakarya ilinde 06 PD 137 plakalı otonun içinde Ülkücü Nevzat Bor ile birlikte yakalandığı, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP'linin katledilmesi olayında bulunduğunun belirlendiği ifade edildi. Belgede, Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesinden sonra Abdullah Çatlı'nın M.Ali Ağca ve arkadaşlarına Zeki Çatlı kanalıyla sahte pasaport temin ettiği kaydedildi.
Çatlı'nın ayrıca 1980 Ekim ayında Ağca'ya ve Hasan Dağaslan adıyla kendisine sahte pasaport düzenlemekten Konya 2. Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcığı tarafından arandığı, Hamit Gökçen tarafından 31 Ekim 1980'de verilen ifadede Ağca'nın hapisten kaçma eylemini Çatlı ve Oral Çelik'in organize ettiğinin ortaya çıktığı kaydedildi.
Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Adli Müşavirliği'nin 10.11. 1980 ve Ankara Sıkıyönetim Askeri Savcılığı'nın 12.01. 1981'de Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderdiği "yurtdışına çıkması sakıncalı" yazılarının gönderildiği, Vatandaşlık Pasaport Yabancılar Hudut İşleri Koordinasyon Daire Başkanlığı'nın 20. 02.1981 tarihli yazısında Çatlı'nın yurtdışına çıkmasının "tahditli" olduğu ifade edildi.
Çatlı'nın 1982 Şubat'ında Mehmet Şener ile birlikte İsviçre'de yakalandığı ve üzerinde Mehmet Saral adına düzenlenmiş sahte kimlik bulunduğu fakat serbest bırakıldığı, aynı şekilde Çatlı'nın Hasan Kurtoğlu adına düzenlenen sahte belgeyle uyuşturucu kanununa muhalefetten Fransa'da yakalandığı bildirildi.
1985'te Genelkurmay Başkanlığı'nın "Sıkıyönetim Komutanlıkları'nca Aranan Şahıslar" adlı kitabın 852. sayfasında yeralan Çatlı'nın, Paris 10. İstinaf Mahkemesi'nin 8 Temmuz 1986 günkü kararıyla önce 7 yıl olan hapis cezasının 5 yıl bir ay olarak kesinleştirildiği kaydedildi.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün suç seceresinde şu ifadeler yeraldı:
"Türkiye'de siyasi olaylarla ilgili olarak aranan ve yurtdışında bulundukları tahmin edilen şahıslar ile ilgili Güvenlik daire Başkanlığı'nın 07.07.1986 gün ve Yık. Faal. B'nun 4764 sayılı yazısında MİT Müsteşarlığı'nca adam öldürmek suçundan arandığı bildirildiği, 25.11.1988'de Fransa tarafından İsviçre'ye iade edildiği ve İsviçre'nin Bostadel Hapishanesi'nde iken Ahmet Tanrıkulu isimli şahısla birlikte 20.03.1990'da firar ettiği, Nevşehir ili Emniyet Müdürlüğü 18.01 1990 gün ve 700 / 47 - (048) sayılı yazısı ile Nevşehir ili Emniyet Müdürlüğü ile Ankara ve Edirne Emniyet Müdürlüklerince aranan şahıs olduğu, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı ve Genelkurmay Askeri Hizmetleri Koordinasyon Başkanlığı'nca 6 nolu bildiri ile (yurda dön) çağrısı yapıldığı, 03. 11.1996'da Balıkesir - Susurluk ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiği, üzerinden Mevlüt - Fatma oğlu 1961 Suruç doğumlu Mehmet Özbay adına düzenlenmiş sahte kimlik çıktığı, 04.11. 1996'da cesedinin yakınlarına teslim edildiği ve özel bir ambulans ile Balıkesir'den Nevşehir'e götürüldüğü, 05.11. 1996 tarihinde Nevşehir ilinde yapılan cenaze törenine, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Drej Ali olarak tanınan Ali Yasak ve bazı Ülkücü Gruplar ile yaklaşık olarak (4500 - 5000) kişilik bir topluluğun katıldığı, ayrıca Ülkücü Baba olarak bilinen Kürşat Yılmaz ve halen cezaevinde tutuklu bulunan Oral Çelik tarafından cenazeye çelenk gönderildiği, cenazesinin Türk bayrağına sarılı olarak Kurşunlu Camii'ne getirildiği burada kılınan cenaze namazını müeakip kortej eşliğinde Necdet Ersan Mezarlığına götülerek defnedildiği şeklinde bilgiler mevcuttur."