CHP'li Akaydın: Tek güvencemiz TSK

ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Mustafa Akaydın, Türkiye'nin kurtuluş mücadelesine benzer bir dönemden geçtiğini öne sürerek, “İçinde bulunduğumuz şartlar o kadar vahim olmamakla birlikte, 19 Mayıs 1919'u andırır nitelikte. Başımızdaki hükümet başkanı, Damat Ferit'ten çok farklı bir kimlik izlemiyor. Bunu demokrasi aşığı bir kişi olarak söylemek istemezdim, ama Türkiye'nin şu anda tek güvencesi Türk Silahlı Kuvvetleri'dir” dedi.

CHP Kepez İlçe Teşkilatı'nın 1'inci Olağan Kongresi, Kepez Sini Düğün Salonu'nda gerçekleştirildi. 400 delegenin katıldığı kongreyi CHP Antalya Milletvekilleri Atilla Emek, Tayfur Süner, Hüsnü Çöllü, Osman Kaptan ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve CHP İl Başkanı Ömer Melli protokol bölümünden izledi.

‘SANCILI BİR SÜREÇTEYİZ’

Yeniden aday olan CHP Kepez İlçe Başkanı Alican Deveci'nin konuşması ile başlayan kongrede Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, son dönemde yaşanan gelişmelerin kaygı verici olduğunu dile getirdi. Başkan Akaydın şunları söyledi: “Bugün geldiğimiz noktada Türkiye Cumhuriyeti pek de iç açıcı bir noktada değil. Bu yüzden 29 Mart'ta aldığımız seçim başarısı bize çok önemli sorumluluklar yüklüyor. Bugün Türkiye Cumhuriyeti dönüm noktasında. Maalesef içinde bulunduğumuz şartlar o kadar vahim olmamakla birlikte 19 Mayıs 1919'u andırır nitelikte. Sancılı bir süreçten geçiyoruz. Başımızdaki hükümet başkanı, Damat Ferit'ten çok farklı bir kimlik izlemiyor. Basınımızın büyük çoğunluğu da, İstanbul mütareke basınından farklı bir duruş izlemiyor. Demokrasi aşığı bir kişi olarak söylemek istemezdim ama, şu anda Türkiye'nin tek güvencesi Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Burada CHP'ye çok büyük görev düşüyor. Tabii ki bunu söylerken, bu görevi sırtımızı silahlı kuvvetlere dayayarak yapacağımız anlamında söylemiyorum. Ama bir ülke düşünün ki hükümeti silahlı kuvvetleri ile mücadele, kavga içinde. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar. Böyle bir anlayışla tüm Türkiye Cumhuriyeti'nin Misak-ı Milli sınırları içinde bölünmez bütünlüğünü sürdüremezsiniz. Bence en büyük sorunumuz budur.”

‘BAKAN SAVCIYI TEHDİT EDİYOR’

Konuşmasında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın açıklamalarına da gönderme yapan Akaydın sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir Yükseköğretim Kurulu Başkanı düşünün, kalkıp diyebiliyor ki, ‘Ben hukuğun arkasına dolanıyorum.’ Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Bilimin başında olan insan bunu diyebilir mi? Bir devletin bakanı çıkıyor, bir kentimizin savcısını tehdit ediyor. Savcının suçu o bölgedeki tarikat ve aşırı dinci odakların üzerine gitmek. ‘Bunları rahatsız etme. Sen bunlara dokunursan ben seni cezalandırırım’ diyerek bunu yapıyor. Bunu yapanın Yücel Aşkın davasında da çok büyük sorumluluğu vardır. Yücel Aşkın'ın haksız yere çektiği o çilenin, işkencenin sorumlusudur. Ve bu masum bir insanın intiharı ile sonuçlanmıştır. Şu anda da hala inanıyorum ki, masum insanlar hukuk yanlışları sonucu intihar etmektedir. O rektör beraat etti, suçlarından arındı. Ama ne kadar haksız muamelelere maruz kaldı. Bir gece yarısı, kendisi yurt dışındayken evinin kapısını kırıp evini aradılar, sanki adi bir suçluymuş gibi. Bunun sorumluluğunu taşıyan insanlar bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetiyorlar ve televizyon ekranlarına çıkıp bizi devamlı kandırıyorlar. Böyle bir dönüşüm noktasındayız.”