18.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Eğitim sistemini 4+4+4 modelinde 12 yılda kademelendiren ve büyük krize neden olan kanun teklifi konusundaki tartışmalara Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı. Görmez, “İmam Hatip Liseleri’nin orta kısmının yeniden açılacak olması din görevlilerinin kalitesini artıracak” dedi. 28 Şubat’ın Diyanet çalışanının özgüvenini ortadan kaldırdığını belirten Görmez, Diyanet’in yarı özerk olması konusunda yakın zamanda adım atılabileceğini kaydetti.
Görmez, dün gündeme ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Görmez, TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda kabul edilen 4+4+4 teklifine ilişkin tartışmaların din eğitimi üzerinden yürütülmesinin kendisini üzdüğünü belirtirken, “yaygın din eğitimi müesseselerimizi asla örgün din eğitiminin alternatifi olarak görmüyoruz” dedi.Görmez, şunları kaydetti:
“Şu anda mevcut haliyle yani sekiz yıllık kesintisiz eğitimde üç yıllık dört yıllık bir imam hatip müfredatıyla herhangi bir camimizin mihrabını bir gencimize teslim etmemiz mümkün değildir. Bu noktada ortaokulların yeniden açılacak olması bir kazanım olacaktır. Biz şimdi zaten hafızlık sistemini tamamen değiştiriyoruz. Bir sene içerisinde çocuk rahatlıkla hafız olabilir.”
Küçük yaşta evlilik zulümdür
Teklifin “kız çocuklarının erken evliliğine ve çocuk gelinlere” neden olacağı yolundaki eleştirileri de üstü örtülü olarak yanıtlayan Görmez, bir babanın kızına yapacağı en büyük zulmün onu küçükken rızasını almadan evlendirmek olduğunu belirtirken, olmayan rızanın nikah akdini yok sayma anlamına geleceğini kaydetti. Peygamberin küçük bir kızın babası tarafından evlendirilmesine nasıl karşı çıktığına ilişkin bir örnek olay anlatan Görmez, “kızınızı razı olmadığı erkeğe vermeyin ve asla küçük yaşta evlendirmeyin” dedi.
28 Şubat yorumu
Görmez, 28 Şubat’ta bütün kurumlar nasıl bir süreçten geçtiyse Diyanet’in de öyle bir süreçten geçtiğini belirtirken de, “Doğrusu nev-i şahsına münhasır bir hizmet yürüttüğü için etkilenmemiştir, yıpratılmamıştır, yıpranmamıştır demeyi çok isterdim. Bilhassa o zaman tedavüle çok farklı şekilde sokulan irtica kavramı, yasaların Diyanet’e verdiği görevi yerine getirmeyi dahi zorlaştırmıştır” dedi
Kürtçe vaaz konusuna da açıklık getiren Görmez, konunun artık tartışılmayacak kadar ileri bir noktada olunması gerektiğini söyledi. Her dilin Allah’ın bir ayeti olduğunu vurgulayan Başkan Görmez, “Benim dilim ne kadar muhteremse, kardeşimin dili de o kadar muhteremdir” dedi.
Camiyle cemevi alternatif değil
Alevi vatandaşların cemevlerinin ibadethane olarak tanınmasına ilişkin talebini dedeğerlendiren Görmez, “Cemevlerinin varlıklarını sürdürmesi, inkişaf ettirmeleri, hukukÓ bir statü kazanmalarında herhangi bir sorun yok. Ancak camiyle cemevini birbirine alternatif olarak asla göstermemeliyiz. O bizim inanç bütünlüğümüzü bozar. Alevilik İslam’ın içinde farklı bir yorum olduğunu ve bu yüz yıllardır böyle süre gelmiştir. Diyanet olarak bizim, Alevi vatandaşların ‘burasını ibadet mekanı olarak tanıyın’ dediği mekanı, ibadet mekanı tanımak veya tanımamak gibi bir haddimiz yok. ‘Bu bir bilgi konusudur. Bu artık sizin şahsi görüşünüz olmaktan çıkmış, bilimsel bir konudur’. Dolayısıyla bir inancın 1400 yıllık tarihinde İslam’ın dışında bir mabet olarak tanımlanmamışsa bugün de böyle tanımlamak mümkün olmaz” dedi.