DSP'li Yağız'dan Başkan Türker'e eleştiri

DSP İstanbul Milletvekili ve eski Genel Sekreteri Süleyman Yağız, Masum Türker’in Genel Başkanlığı ile birlikte DSP’de keyfi yönetimin başladığını iddia etti.

Yağız,yaptığı yazılı açıklamada, Türker’in başkan olur olmaz, kendi döneminin Başkanlık Kurulu bile oluşmadan yaptığı bir konuşmada, "Bu iktidara karşı alternatif olacak her türlü oluşuma destek olacağız. Meydan okuyorum! Bu iktidarı değiştirecek alternatif ne olursa olsun onlarla birlikte olacağım. Bedeli ne olursa olsun ödeyeceğim" dediğini hatırlattıktan sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
"İlk bakışta güzel gibi gelen bu söz irdelenmeye muhtaçtır. O nedenle sormak istiyorum: Türker’in, genel başkan olmadan önce birilerine verdiği söz mü vardır? Türker kime meydan okumaktadır, hangi oluşumlardan söz etmektedir? Destek kararını nasıl almıştır? Türker’in buna tek başına yetkisi var mıdır? Bahsettiği oluşumların içinde kimler, hangi siyasal kesimler olacaktır? Ne olursa olsun dediği alternatif nedir? Türker, kime ya da kimlere karşı neyin bedelini ödeyecektir? Partinin yetkili organları, Türker’in tek başına aldığı bu kararı içine sindirecek midir?"

Yağız, daha sonra Başkan Türker’e şöyle seslendi:

"Bu vesileyle anımsatmak isterim ki, bir partideki konumunuz ne olursa olsun, isterseniz genel başkan olun, "Ben dedim, oldu" diyemezsiniz. Derseniz, bunun hesabını mutlaka size sorarlar! Çünkü hiçbir parti, genel başkanının ve diğer yöneticilerinin babasının çiftliği değildir."

PARTİ MECLİSİ TOPLANTILARI

Türker döneminde Parti Meclisi (PM) toplantılarının alışılagelmiş günlerin dışında yapıldığını belirten Yağız, şunları kaydetti:
"Türker yönetimindeki ilk PM toplantısı 29 Mayıs Cuma günü gerçekleştirilirken, ikincisinin 22 Haziran Pazartesi günü yapılacağı açıklanmıştır.
Oysa PM toplantıları, çok acil durumların dışında genellikle hafta sonları yapılır. Bunun en önemli nedeni ve amacı, PM üyelerinin toplantılara rahat gelip-dönmelerini sağlamaktır. Çünkü üyelerin büyük bölümü Ankara dışındadır, biri de yurtdışındadır. Her üyenin işi gücü vardır. Dolayısıyla üyelerin hafta içindeki toplantılara katılma olanağı zordur. Hafta sonunda yapılan toplantılara katılmak ise doğaldır ki, daha kolaydır. Ama Türker yönetimi son iki toplantı için de hafta sonu yerine hafta içindeki günleri tercih etmiştir.
Bu tutum, Türker’e ve yönetimine yönelik kuşkuları ve güvensizlik duygularını yoğunlaştırmıştır. Zaten, Türker döneminin ilk PM toplantısı, tartışmalı yapılan seçimler yüzünden mahkemelik bile olmuştur. O nedenledir ki, ikinci PM toplantısı da daha yapılmadan kuşkuyla karşılanmış ve tartışılmaya başlanmıştır."
Masum Türker’in TÜRMOB genel başkanlığı ile DSP genel başkanlığını birlikte yürütmesini skandal olarak değerlendiren Yağız, bu konunun tartışmalı olduğunu da öne sürdü.