Siyaset Faili meçhullerin suç aleti: C-4

Faili meçhullerin suç aleti: C-4

28.01.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Faili meçhullerin suç aleti: C-4

Faili meçhullerin suç aleti: C-4

       DOÇ. Dr. Bahriye Üçok, 6 Ekim 1990'da Ankara'daki evinde kendisine gönderilen, içine bomba yerleştirilmiş kitabı açınca, parçalanarak öldü. Bombanın tipi Türkiye'nin ikibuçuk yıl sonra Uğur Mumcu cinayetinde bir kez daha karşılaşacağı C -4 tipi plastik patlayıcıydı.
       Soruşturmanın ilk aşamasında, patlayıcının Nato menşeli olduğu açıklandı. Sonra yeni bir açıklama yapılıp C -4'ün Ortadoğu kökenli örgütlerin kullandığı Çekoslavak malı olduğu bildirildi. Tıpkı Mumcu cinayetinde olduğu gibi, plastik patlayıcıların üretildiği ülkeyle ilgili çelişkili açıklamalar birbirini izledi.
       C -4, kitabın içine büyük bir ustalıkla yerleştirilmişti. Kitap yere düşse, dik ya da yatay dursa bile patlamıyor, düzeneği sadece kapağı kaldırıldığında harekete geçiyordu. Bombalı paket, İstanbul'da Ekspres Kargo Perşembe Pazarı Şubesi'nden postaya verilmişti. Şirketin teslimattan sorumlu görevlisi Gülay Calap, paketi gönderenlerle yüzleşmiş tek görgü tanığıydı. İfadesinde paketi kendisine teslim edenlerin eşkallerini ayrıntısı ile verip, robot resimlerini çizdirdi. Ancak kısa bir süre sonra ortadan kayboldu.
       Trabzonlu Calap, bir süre sonra İzmir'de Türkiye Devrimci Halk Partisi İzmir sorumlusu olarak gözaltına alındı. Örgütün PKK'nin bir yan kuruluşu olduğu öne sürülüyordu. Ancak örgütün adı daha önce duyulmamıştı. Bundan sonra da duyan olmadı.
       Calap'ın yakalanması, Üçok cinayetinin çözümüne dönük umutlar doğurdu. Ancak polis yetkilileri açıklamalarında, "Bize bombalı paketi getirenleri tanımadığını söyledi. Üçok'un öldürülmesinden kısa bir süre sonra işten ayrılmasının nedenini ise söylemedi. Zaten bizim operasyonumuz örgüt ile ilgili" diyerek, işin içinden sıyrıldı. Mahkeme, Calap'ı 22 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Üçok cinayetindeki ipuçlarının izleri de kaybolmuş oldu.
       Üçok'un öldürülmesinden üç gün sonra, MİT İstanbul Bölge Başkanı'nın makam şoförü Kemal Tunçsel, bir tamirhanenin önünde kıstırılarak öldürüldü. Cinayetin Üçok suikastı ile ilişkisi olduğu iddiaları ise yanıtsız kaldı. Tunçsel cinayetinin katillerinin kimlikleri de bugüne kadar bulunamadı.