10.10.2012 - 12:56 | Son Güncellenme:
ANKA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İslam Kalkınma Bankası bünyesinde kurulan yardım ve kalkınma fonu için yardım taahhüdünde bulunan ülkelere, bu taahhütlerini biran önce yerine getirmeleri çağrısında bulunarak, “Hani kardeştik. Kardeşliğin gereği bu mu?” diye sordu.
Erdoğan, İslam ülkeleri arasında yoksulluğun giderilmesinin mutlaka önem verilmesi gerekin bir konu olduğuna vurgu yaparak, “Komşusu açken tok yatan, bizden değildir prensibini rehber edinmeliyiz” dedi.
-“TAAHHÜTLERİNİZİ YERİNE GETİRİN”-
İslam Kalkınma Bankası bünyesinde kurulan yardım ve kalkınma fonlarının başarısının, bu nedenle hayati önem taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, ancak mevcut fonlar için vaat edilen kaynakların ödenmesi hususunda yeterince hassas davranılmadığını üzüntü ile gördüklerinin altını çizdi. Erdoğan, söz konusu fonlar için finansman taahhüdünde bulunan üye ülkelere, biran önce bu taahhütlerini yerine getirmeleri çağrısında bulundu.
-“GİDECEĞİMİZ YER BELLİ, ÖLÜP GİDECEĞİZ"-
Bir şeyin unutulmaması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, zirveye katılan bazı ülkelerin yoksullukla ne tür bir mücadele içinde bulunduğunu bildiğini söyledi. Hatta bunu çok çok aşan bazı ülkelerin, şu anda ne sıkıntılar çektiğini bildiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Peki biz bunlara karşı ne yapıyoruz? Arakan’daki Müslümanlar için ne yapıyoruz. Acaba hassasiyetimiz nedir? Şu anda fakirlik-yoksulluk içinde kıvranan o çocuklara, o kadınlara, o anne-babalar için ne yapıyoruz? Somali’de, Filistin’de aynı şekilde. Dünyanın bir çok yerinde, aynı şekilde bu sıkıntıları yaşıyoruz. Hani ‘komşusu açken tok yatan bizden değil’di. Hani biz kardeştik. Kardeşliğimizin gereği bu mu? Biz elimizi uzatmayacak mıyız? Biz köşklerimizde yatarak, bu işi çözebilir miyiz? Üzerimize düşen sorumluluğun bilinci içerisinde olmadığımız sürece… Gideceğimiz yer belli. Öleceğiz ve iki metre mezarın içine bizi gömecekler ve orada hayat son bulacak. Hiç bir şey bizimle beraber gelmiyor. Bu dünyada ne yaparsak o bizimle beraber gelecek. Hayır yaptıysak hayır, şer yaptıysak şer bizimle gelecek. Onun için tefekkür etmek, düşünmek bizim için çok çok önem arz ediyor.”