DGM Savcısı 51 sanığın idamını istediği iddianamesinde Malatya olaylarını "Anayasal düzene karşı eylem" olarak niteledi
Malatya'daki türban gösterileriyle ilgili tutuklanan 51 sanık hakkında idam istemiyle açılan davanın iddianamesinde, radikal dinci grup, vakıf ve derneklerin organize şekilde hareket ederek, halkı kışkırttıkları belirtildi.
İslami Dayanışma Vakfı içinde yasa dışı faaliyet gösteren Türkiye İslami Hareketi (Müslüman Gençlik) adlı örgütün
okul ve yurtlarda aktif olduğu da öne sürüldü.
İddianamede, cuma gösterilerinde halkı "tahrik" ettiği vurgulanan Türkiye İslami Hareketi örgütünün dini liderliğini, firarda bulunan Ramazan Kayan'ın yaptığı, siyasi sorumlusunun da Zekeriya Şengöz olduğu belirtildi. Olayların arkasındaki isimlerin de halen aranmakta olan Esnaflar Mescit'i eski imamı Ramazan Keskin ile imam hatip lisesi öğrencisi üç kızıyla birlikte tutuklu olan Mazlum - Der yöneticisi Hüda Kaya olduğu kaydedildi.
Bir süre önce eşinden ayrılan Hüda Kaya'nın adı, iddianamede "bir" numaralı sanık olarak geçerken, kızları Gülan, Zehra ve Nurcihan aracılığıyla türbanlı kadınlara direktiflerini ulaştırdığı, gösteriler sırasında tanınmamak için geniş çerçeveli güneş gözlüğü taktığı ve evinin balkonunda saklanırken yakalandığı anlatıldı.
DGM Cumhuriyet Savcısı Ahmet Kelebek tarafından hazırlanan 27 sayfalık iddianamede, türban gösterilerinin "Anayasal düzene karşı eylem" niteliğinde olduğu kaydedilirken, türban yasağı bahane edilerek, izinsiz toplantılara başlandığı belirtildi. İddianamede şu satırlara yer verildi:
"İzinsiz toplantılar daha sonra belirtilen radikal İslami cemaat, gruplar, İslami Dayanışma Vakfı, onun illegal oluşumu Türkiye İslami Hareketi organizesiyle bilinçli olarak izinsiz toplantı, gösteri yürüyüşüne, insanlar arasında din, mezhep ayrımı yaparak açıkça tahrik suçunu da aşarak, mevcut Anayasal düzene karşı eyleme dönüştüğü anlaşılmıştır. (...) Göstericilerin bir bölümü slogan atarken İBDA - C, bir bölümü de "kurt başı" işareti yapmışlardır."
Olayların ardından 14 Mayıs'ta Akpınar Alanı'nda protesto gösterisi için yasa dışı girişimlerin yapıldığı, iki imam hatip lisesi öğrencisinin bunun için hazırladıkları afişleri yapıştırırken yakalanınca, bunları İslami Dayanışma Vakfı'ndan aldıklarını söylediklerine de dikkat çekildi.
İdamı istenenler
Haziran sonuna kadar TCK'nın ilgili maddelerince yargılanmalarına başlanması beklenen sanıklar arasında 10 imam hatip lisesi öğrencisi bulunuyor ve dokuzu hakkında idam cezası isteniyor. Dokuz üniversite öğrencisi sanıktan da beşi hakkında idam istemiyle dava açıldı. Ancak yaşı küçük sanıklar için ilgili maddeler uygulanarak, idamı öngören maddelerde
indirim öngörülüyor. İddianamede idamı istenen sanıklar şunlar:
Tutuklu: Hüda Kaya, kızları Zehra Nurulhak Saatçıoğlu, Gülan İntisar Saatçıoğlu, ve N.S. (17), Mehmet Keskin (Aranan mescit imamı Ramazan Keskin'in oğlu), Necdet Akboğa, Mahmut Öner Özer, Hüseyin Perçin, Ahmet Kazgan, Metin Bakan, Murat Derince, Seyfettin Duman, Muhterem Yaşar, Mesut Şahin, Kadir Çay, Ufuk Yılmaz, Mehmet Uğur, Aziz Özgür, Mehmet Novay, Mehmet Dizak, Ahmet Poskıranlıoğlu, Mehmet Şahin Özel, Necmettin Arı, Fatih Tanrıkulu, Nihat Seviliş, Menderes Seven, Veli Dana, Turan Çavuş, Mehmet Serdar Aslangiray, Erkan Gözetlik, Hüsnü Çolakoğlu, Şevket Başıbüyük, Orhan Alan, Mustafa Kayan, Yaşar Tursun, Esan Gül, Mehmet Hanefi Yoldaş, Yahya Dayan, Cebrail Baltacı, Kenan Adıgüzel.
Tutuksuz: Doğan Varlıköz, M. A. (17), M. S. (16), M.K. (17), Mustafa Şahin, Mehmet Keskin, Aziz Kılıç, Osman Konak, Oktay Çilingir, Tekin Baydar, Yasin Balcı.
Kutan: Çarpıklık var
FP Genel Başkanı Recai Kutan, Abdullah Öcalan'ın yargılanması konusunda, "Bu bir terör olayıdır. Elbette mahkeme edilecektir. Ama bu ölçüde abartılmasını ve Türkiye'deki diğer hayati önem taşıyan meselelerin unutturulmasını tasvip etmemiz mümkün değildir" dedi.
Kutan, partisinin grup toplantısında, basının Öcalan davasına büyük önem verdiğini belirterek, Türkiye'nin ve Batı ülkelerinin gözünün bu dava üzerinde olduğunu söyledi.
Batılıların ısrarı doğrultusunda idam cezasının kalkıp kalmayacağının tartışıldığını belirten Kutan, Malatya olaylarıyla Öcalan davasını şöyle karşılaştırdı:
"İktidar ortaklarından bazıları da 'efendim idam cezası kalksın' şeklinde taleplerde bulunuyorlar. Bir yanda çok özel mahkemelerle İmralı Adası'nda mahkeme cereyan ediyor. Bir taraftan da bir bakıyorsunuz Malatya'da bazı olaylar cereyan etti. Başörtü meselesinde halk tepki ortaya koydu. Bu tepkinin haklı ya da haksızlığı konusunda görüş ifade edecek değilim. Ancak bir bakıyorsunuz, 160 - 170 kişi tutuklanıyor. Mahkemece ertesi gün tutuksuz yargılanmak üzere salıveriliyor. Bakıyorsunuz ki 25'in üstünde kişi için de idam cezası talep ediliyor. Böylesine bir çarpıklık yaşanıyor. Mutlaka bu meselelerin düzeltilmesinde zaruret var."