SiyasetSezgin'den Çiller dönemine ilişkin çarpıcı değerlendirme

Sezgin'den Çiller dönemine ilişkin çarpıcı değerlendirme

05.09.2015 - 12:57 | Son Güncellenme:

Eski İçişleri Bakanı İsmet Sezgin, Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde terörle mücadelede devlet dışı kişilerin kullanıldığı konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Devletin PKK’ya karşı Hizbullah’a göz yumduğunu öne süren Sezgin, “Devlet dışarıdan birtakım kimseleri de görevlendirdi. Yani devlet, kendi görevlerini, devlet görevlisi olmayan birtakım kişilere yaptırmak istedi” dedi.

Sezginden Çiller dönemine ilişkin çarpıcı değerlendirme

BBC Türkçe Servisi'nde Rengin Arslan'ın kaleme aldığı "90'larda ne olmuştu" dizisinin 3. bölümünde, eski İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ile yapılan söyleşiye de yer verildi. İsmet Sezgin, 20 Kasım 1991 ile 16 Mayıs 1993 tarihlerinde görev yapan 49. hükümette İçişleri Bakanı olarak görev yapmıştı. Süleyman Demirel'in başbakan olduğu hükümette Tansu Çiller ise devlet bakanıydı. Demirel'in Çankaya Köşkü'ne çıkmasının ardından Çiller önce DYP Genel Başkanı ardından da Başbakan oldu. Çiller hükümeti, 25 Mayıs 1993 tarihinde kuruldu ve 5 Ekim 1995 tarihine kadar devam etti. Çiller'in başbakanlık yaptığı bu döneme ilişkin İsmet Sezgin'in çarpıcı değerlendirmeleri dikkat çekti:

Haberin Devamı

BBC Türkçe Servisi'nde İsmet Sezgin ile yapılan röportajın bir bölümü şöyle:
*1990’lar faili meçhuller ile anılıyor. Açılmış davalar var. O yıllarda ne oldu?
-1994 senesinden itibaren birtakım olaylar meydana geldi. 1994 senesinden evvel de olaylar meydana geldi. Birtakım ölümler, öldürmeler oldu. Ve hapis etmeler oldu. Bir nevi bir mücadele oldu. Bugün adlandırıldığı şekilde, bazı vatandaşlarımız öldürüldü. Ve bir mücadele veriyorduk. Bu mücadelede değişik yöntemler de kullanıldı.Benim inancıma göre Türkiye o dönemde, o söylediğim dönemde Çiller hükümetinin kurulduğu zamanda işi daha önemle ele almak istedi. Polisi, jandarmayı daha ziyade dahil etmek istedi. Dışarıdan birtakım kimseleri de görevlendirdi. Yani devlet, kendi görevlerini, devlet görevlisi olmayan birtakım kişilere yaptırmak istedi.

Haberin Devamı

*Ne gibi şeyler?
-Şu mesela, Ahmet bey var, o işleri iyi organize ediyor, ondan istifade edelim. Tıpkı 12 Eylül askeri idaresinin Ermenilere karşı mücadelede yurtdışında yaptırdığı mücadele gibi. Ben şahsen devlet görevlisi olmayan kişilerin devlet görevini bu şekilde yapmasının
doğru olduğuna inanmıyorum.

*O kişiler ne yaptılar?
-Sen başta söyledin ne yaptıklarını. Devletin yapması gereken istihbaratı onlar yaptı bir yerde. Bir yerde de gerekli kişileri kışkırttı. Bir yerde de gerekli kişileri ortadan kaldırmanın yollarını aradı. Bir kısmı da birbirini tahrik eder duruma geldi. O dönemde de Diyarbakır’da bir ikinci grup türedi. PKK’nın karşısında. Onlar da daha ziyade dinsel bir gruptu. Onlar da daimi olarak PKK ile mücadele içerisindeydi.

*Hizbullah mı?
-[İsmi teyit etmeden devam ediyor] Bakıyorduk, adamı nasıl öldürdüklerine. Şimdi Hüda-Par var ya ona yakın. Devlet onlara da göz yumdu. Bir yerde bunları devlet olma mecburiyetinden, halkın bu konu nedeniyle büyük derecede sıkıntıya düştüğünden, bunu ortadan
kaldırılmasını istediğinden kaynaklandı. Bu iyi niyetle yapılmıştır. Ama benim devlet anlayışımda, ben olsam bunu düşünmezdim.

*O döneme yönelik en büyük eleştirilerden biri devletin PKK ile bölgedeki halkı aynı kefeye koyduğu. Böyle mi oldu?
-Devletin PKK’nın dışında mücadele ettiği veya mücadele gereği duyduğu bir güç, bir ortam yoktu. Bu belirli bir zamanda büyüdü. Bu olay büyüyünce devlet tedbir almak zorunda kaldı. Devlet bu ortamda aldığı tedbirler arasında olayı bir an önce ortadan kaldırmak için ve o güne kadar görülmemiş birtakım hareketler yapabiliyor. Zaten derin devlet dediğiniz bu oluyor. 'Yasaya uygun olanıyla, olmayanıyla ulusun birliğini...'

Haberin Devamı

*Derin devlet neydi?
-Derin devlet diye bir kurul yok, böyle bir şey yok. Ama öyle olaylar oluyor ki, bunu devlet yapmaz bunu devlet dışı yapmıştır deniyor. Buna derin devlet deniyor. Daha sonra gelen partiler bu derin devlet olayını inceledikleri zaman bunun böyle olmadığını gördüler. Bütün
cumhuriyet hükümetleri 1980’lerin sonundan 2000’e kadar gayet ciddi davrandılar, olağanüstü davrandılar. Hata yapmadılar mı, hata da
yaptılar, yanlışlar da yapıldı ama iyi niyetliydi. Bir an önce ülkeyi tedirginlikten kurtarmak, ülkeyi sıkıntıdan kurtarmak amacınıtaşıyordu. Bu da bu iktidarın, bu partinin iktidara geldiği anda hemen hemen sıfır noktasına gelmek üzereydi. Nedense o arada birtakım uluslararası güçler, başta AB ülkeleri insan haklarına saygı inancı vatandaşlara olan sevgi, saygı, inanç münasebetiyle PKK denen örgüt ile tekrar temas etmek suretiyle bununla bir anlaşmaya giderek bu yok edilmek istendi.

KEŞFETYENİ
Cannes'da bebek müjdesi! Kırmızı halıda açıkladı
Cannes'da bebek müjdesi! Kırmızı halıda açıkladı

Cadde | 24.05.2025 - 10:56

Başak Gümülcinelioğlu, Cannes Film Festivali'nde hamile olduğunu duyurdu.

Yazarlar