The OthersAntalya'da portakal savaşı

Antalya'da portakal savaşı

27.09.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Antalya'da portakal savaşı

Antalyada portakal savaşı
27 Eylül 1998
Burak GÖRAL
Antalyada portakal savaşı
Bu yıl 35. si düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali 1 Ekim'de başlıyor. Festival her yıl olduğu gibi bu yıl da Türk rekabetin yanı sıra, yeni tartışma ve dedikodulara gebe...

Antalya Festivali 1956 yılında Antalya Güzelleştirme Derneği'nin girişimi ile başladı. 1964 yılında "En İyi Türk Filmi" değerlendirmesi de dahil oldu. Festivalin ödülü Akdeniz'in köpüklü sularından çıkmış güzel bir kadının elleriyle sunduğu altın bir portakaldır. 34 yıldır süren festivalin sadece film şenliği tarafı değil o sürede yaşanan olaylar ve festival sonundaki tartışmalarla da haber olmaya devam ediyor. Antalya Film Festivali tarihinde iki kere duraklamaya uğramıştı. Birincisinde "Sansür Kurulu"nun yarışmaya katılan bazı filmleri yasaklayıp bazı sahneleri de kesmek istemesi sebebiyle bütün film yapımcıları filmlerini festivalden çekmişti. Ertesi yıl da 12 Eylül sonucunda festival gerçekleştirilememişti. Ancak Antalyalılar ve festival yöneticileri festivali tüm bu olumsuz olaylara rağmen bugüne taşıyabildiler. 1995 yılında festival bünyesinde ilk kez bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilecek olan Uluslararası Kısa Film / Video Festivali'ne de yer verildi. Yine 1995 yılında, sadece birinci olan film değil, ikinci ve üçüncü derecedeki filmler de belirlenmeye başladı. Bu yıl da yeni bir olay gerçekleşiyor ve Altın Portakal Film Festivali uluslararası bir boyut kazanıyor. 35. yılında festivale "Golden Orange" ibaresi ekleniyor. Festival bundan böyle bünyesinde Akdeniz ülkelerini kapsayan bir film festivaline yer verecek.

Festivalin garip olayları
Antalya Film Festivali'nin her sene bir kavgası veya garip bir olayı, skandalı mevcuttur. Bizim seçtiklerimiz ve hatırladıklarımız arasında neler yok ki... Eleştirmenlere ve jüriye sataşmalar, kıskançlıklar, garip açılış organizasyonları, ajanlıklar vs... İşte bu konularda çıkmış bazı haber başlıkları :
* 1978: 15. Antalya Film Festivali'nde Sansür Kurulu, Yavuz Özkan'ın "Maden" adlı filminde bazı "rötuşlar" yaptı. Bunun üzerine büyük jüri "Kesilmiş bir sanat yapıtını değerlendirmemiz asla mümkün değildir," dediler. Böylece "Maden" kesintisiz olarak jüri önüne çıktı ve büyük ödülü aldı.
* 1984: 21. Antalya Altın Portakal Film Festivali, Tarık Akan'ın Sinema Yazarları Derneği'nin kendisini "yılın sanatçısı" seçmemesi yüzünden film eleştirmeni ve yazar Vecdi Sayar'ı yumruklamasıyla noktalandı.
* 1988: 25. Antalya Film Festivali Yarışması'nın sonuçlarının açıklanmasından bir gün önce basına verilmesi ve bir gün sonra TRT'den naklen yayınlanması skandal yarattı. Galiba jüri üyelerinden biri ajan çıktı...
* 1989: 26. Altın Portakal Festivali'nde Ertem Eğilmez'in ölmeden önceki son filmi "Arabesk" tartışma çıkardı. Bazı çevreler bu filmin bir vasiyet olduğunu ve büyük ödülün bu filme verilmesi gerektiğini savundular. Buna rağmen büyük ödül "Uçurtmayı Vurmasınlar"a gitti.
* 1990: 27. Altın Portakal Festivali'nin sonuçlarının açıklanmasından sonra bazı sanatçılar ödüllerin yanlı dağıtıldığını iddia ettiler. Özellikle Perihan Savaş ve Hülya Avşar, "Karılar Koğuşu"ndaki oyunuyla ödül alan Hülya Koçyiğit'i eleştirdiler.
* 1992: 29. Altın Portakal Film Festivali jüri üyelerinden sinema yazarı Burçak Evren jüri değerlendirme sisteminden şikayetçi olduğunu beyan ederek son değerlendirmeye katılmadı. Burçak Evren bu fikirlerinde hala ısrarlı... Evren'in söylediklerine göre jüri, filmleri edepli, yabancı ortaklı ve tanıdık olup olmama kriterleriyle değerlendiriyor ve "eş dost kayırılıyor". Aynı yılın bir diğer jüri üyesi Duygu Asena da aynı fikirde... Aynı yıl Yavuz Özkan'ın yönettiği "İki Kadın" filmine jüri üyelerinin dul kadınlarla ilgili fikirleri nedeniyle ödül verilmemesi de çok tartışıldı.
* 1994: 31. Antalya Film Festivali, 250 çocuğun katıldığı "Toplu Sünnet Düğünü" ile başladı. Ünlü sünnetçi Kemal Özkan ve ekibinin gerçekleştirdiği sünnetler sırasında bir çocuk korkudan bayıldı...
* 1996: TRT, naklen yayınlayacağını duyurduğu "Onur Gecesi" törenini link hatlarının dolu olması nedeniyle 45 dakika beklettiği için Çağdaş Sinema Derneği'ne üye bütün oyuncuların tepkisini çekti. Bütün oyuncular toplu halde salonu terk ettiler.
* 1997: Geçen yılki festivalde Zeki Demirkubuz'un filmi "Masumiyet"teki rolüyle Haluk Bilginer "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödülünü aldı. Ancak takdim sırasında Derya Alabora, Bilginer'e yanlış ödülün verildiğini, aslında "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünün verilmesi gerektiğini belirtmiş ve yepyeni bir tartışma başlatmıştı. Haluk Bilginer'in buna cevabı: "Yapılan teknik bir hatadır. Bana "En İyi Kadın Oyuncu Ödülü" de verebilirlerdi," oldu.
* 1997: Geçen yılın festivali başka bir ilginç olaya daha şahit oldu. Güven Kıraç, Tanju Gürsu'nun "Köpekler Adası" filmindeki rolüyle "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü almasına sinirlenince jüriye ve Gürsu'ya laf attı. Araya Malkoçoğlu Cünyet Arkın girince ortalık Bizans kalesi gibi oldu...

Neler dendi neler?
* Türker İnanoğlu: "Böyle bir ödüle hiç gerek yok." (1984)
* Gülşen Bubikoğlu: "Neredeyse ödülümü elimden alacaklardı." (1988)
* Yılmaz Duru: "Büyük jüri büyük hata yapmıştır. En iyi film seçildikten sonra bunun yönetmeni dışında bir yönetmen "En İyi Yönetmen" ödülüne layık görülmez." (1989)
* Perihan Savaş: "Rolüm Hülya Koçyiğit'inkinden farksızdı ama ödül sadece ona verildi." (1990)
* Serdar Gökhan: "Düşündüğüme yakın bir sonuç gördüm. Başka türlü de olabilirdi. Jürinin aldığı karara saygılıyız. Ödül alan arkadaşları kutlarım. Oyuncular olarak farklı görüşlere sahiptik ancak daha fazla konuşursak altından başka şeyler çıkar. Onun için başka bir şey söylemek istemiyorum." (1990)
* Duygu Asena (1992 jürisindeydi): "Öyle filmler görüyoruz ki, 'Siz ille de film çekmek zorunda mısınız?' sorusu geliyor akla." (1992)
* Burçak Evren (1992 jürisindeydi): "Bütün dullar ya o...dur ya da lezbiyen görüşünü taşıyan bir jüri üyesiyle neyi tartışabilirsiniz ki?" (1992)
* Behlül Dal: "Benim önerimde rahmetli Bedri Cemal Abdullah tarafından yapılan Venüs heykelinin elinde altın portakal vardı. Ayaklarında Akdeniz'i anımsatan dalgalar bulunuyordu. Şimdiki heykelin bununla ilgisi yok." (1994)
* Atilla Ergün : "Mesela 'En İyi Kadın Oyuncu' dalında Zuhal Gencer sürpriz bir isim olarak çıktı. Filmde hap içen, ölüme doğru giden bir kadını oynuyor. Kusura bakmasın ama, zaten haplanmış gibi bakan bir arkadaş." (1995)
* Güven Kıraç (jüriye itiraz ediyor): "Dinozor jüri... Tanju Gürsu'ya da, ona ödül veren jüriye de..."
* Suzan Avcı (Kıraç'a karşılık veriyor): Sen kimsin de Tanju Gürsu'ya küfür ediyorsun? (...) Kaç günlük oyuncusun da, sinemaya yıllarını verenlere küfür ediyorsun?"
* Cüneyt Arkın (olaya giriyor): Yieeeyyyttt! (1997)
* Cüneyt Arkın (olaydan sonra): "Olay yanlış anlaşıldı. Malkoçoğlu öyle 20 metre uçup da birini hastanelik etmiş değil. Sayın Kıraç'ın yakasından şöyle bir tuttum..." (1997)

KEŞFETYENİ
Magazin dünyasının konuştuğu sürpriz nikah! 3. kez evlendi
Magazin dünyasının konuştuğu sürpriz nikah! 3. kez evlendi

Cadde | 16.05.2025 - 09:03

Hayat Bilgisi dizisinde 'Rüya' karakterini canlandıran Yıldız Asyalı, 3. kez dünyaevine girdi.

Yazarlar