18 Ekim 1998
Bir gün bütün hayatınızın bir televizyon dizisi olduğunu öğrenseniz ne olur? "The Truman Show" son zamanlardaki pek çok Amerikan filminden farklı olarak sizi bayağı düşündürecek.Kendi halinde 30 yaşında genç bir sigortacı olan Truman Burbank'ın çok sıradan ama düzenli bir hayatı vardır. Hemşire olan karısıyla biraz oldu bitti sonucu evlenmiş, hayatı boyunca yaşadığı yer olan küçük Amerikan adası Seaheaven'ın dışına çıkmamıştır. Babası gözlerinin önünde denizde boğulduğu için sudan korkmaktadır, bu yüzden deniz yolculuğuna çıkamaz. Bir sabah evinden çıkıp işine gidecekken caddenin ortasına düşen bir ışık spotunun onun tüm hayatını değiştirecek bir dizi olayın başlangıcı olduğunu da tabii ki anlayamaz.
Truman'ın hayatı aslında bir televizyon dizisidir. Truman'ı doğumundan beri tüm dünyada yaklaşık 30 yıl boyunca milyarlarca kişi izlemiştir. Çevresindeki herkes ama her sabah gazetesini aldığı bayiden tutun en yakın arkadaşı hatta karısına kadar herkes birer oyuncudur ve rolleri her sabah senaryo halinde ellerine gelmektedir. Truman'ın 30. yaşgünü gelmiştir ve artık tüm dünyasının Seaheaven'la sınırlı kalmasına tahammül edememektedir. İşte tam da bugünlerde "Truman Show"un kurucusu, yönetmeni ve kendisini bir nevi tanrı konumuna yerleştirmiş Krystoff'un istemediği birtakım terslikler üst üste yaşanmaya başlar. Yapay bir kasaba olan Seahaven'daki gökyüzünün yırtılması ve Truman'ın evinin önüne düşen bir ışık spotuyla birlikte başka aksaklıklar da yaşanır. Sadece Truman'ın tepesine yağan yağmur, arabasının radyosuna karışan garip telsiz sesleri ve günlük programının dışında davrandığında çevresindeki insanların garip davranışlarını fark etmesi gibi... Böylece Truman giderek bilinçlenecek ve akla hayale sığamayacak kadar büyük bir medya oyununun içinde olduğunu anlayacaktır. Mücadelesi de işte tam bu noktadan itibaren başlar.
Bir insanın hayatının bir televizyon dizisi olarak sunulması fikri aslında çok basit bir fikir gibi geliyor insana. "Benim hayatım film" diyen insanlara hepimiz rastlarız. Ama asla işlerin gerçekleşmesi durumunda Truman'ın yaşadığı dramın bizi de bulabileceğini düşünemeyiz. Truman Burbank bütün hayatının kocaman bir yalan olduğunu öğreniyor bir gün. Siz olsanız ne yapardınız?
Jim Carrey'i sulu ve de anlamsız komedilerden kurtaran film "The Cable Guy" olmuştu. Carrey'in o filmde yeterince komik bulunmaması sonucunda film gişede kendisini gösteremedi. Arkasından gelen "Liar Liar"da (Yalancı Yalancı) da yarı komik bir karaktere bürünen Carrey, "The Truman Show" ile bu sefer işi bitirdi. Şimdiden "Amerikan sinemasınının son on yılının en iyi filmi" unvanını alan film, Amerikan sinemalarında vizyona girdiğinde "Godzilla"nın sonunu getirmişti.Yönetmenliğini Peter Weir'ın yaptığı film, önemli şeyler başarmış. Filmde hem Truman'ın dramı anlatılıyor hem de 2000'lere yaklaşan medya aleminin ulaşacağı noktalar tartışmaya açılıyor. Truman'ın hayatına el konulmuş ve üstelik olayın tüm gerçekliği de halka detaylı bir şekilde açıklandığı halde 30 yıl kimsenin sesi çıkmamış bu konuda. Ufak tefek müdahaleler var ama bunlar da genellikle Truman'a gerçeği söyleyen ilk kişi olup ünlü olma hayalleri kuran insanlar. Herkes Andy Warhol'un dediği gibi "kendi 15 dakikasını" yaşamak peşindeyken Truman Burbank kendi bitmeyen 15 dakikasını sona erdirmek istemektedir.
Onun medyatik babası ve Seaheaven'da geçen her şeye (doğa olaylarına bile) müdahale edebilmesi nedeniyle tanrı gibi konumlanmış olan program yaratıcısı Krystoff da başka bir inceleme konusu. Ed Harris'in başarıyla canlandırdığı bu karakter yaptıklarını sanat ve gerçekliğin en ideal buluşması olarak görürken, şovunu dünyanın en önemli medya buluşu olarak görüyor. Nasıl görmesin ki, elektronik donanımlarla yüklü dev bir kubbeye daha bebekken aldığın bir çocuğu yerleştiriyor, her gün rol yapan 3 binin üstünde bir oyuncu kadrosu ile hapsediyor ve etrafa 5 binin üzerinde minyatür kamera yerleştiriyor. Truman uyurken bile yalnız değildir artık. Çünkü
dünya onu izlemektedir.
Bu filme gitmeden önce sakın Jim Carrey'in diğer filmlerini aklınıza getirmeyin. Carrey, hayatının filmini gerçekleştirmiş çünkü. "The Truman Show" tertemiz anlatımı, içinde barındırdığı "humor" duygusu ve iyi planlanmış oyuncu kadrosuyla sizi bayağı düşündürecektir. Oscar'larda "Er Ryan'ı Kurtarmak" ile kapışabilecek tek film "The Truman Show". Mutlaka görülmesi gerekiyor ve şimdiden bir klasik...
e - mail:
burakgoral@superonline.com