12.10.2009 - 02:53 | Son Güncellenme:
2000 yılında Uşak Cezaevi’nde 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar sırasında “Karagümrük çetesi” üyesi Nuri Ergin’in “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü” sözlerinin de yer aldığı kamera kayıtları, Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’e gönderilince Tempo dergisi halen cezaevinde olan Nuri Ergin ile görüştü. Ergin; Sabancı suikastı sanıklarından Mustafa Duyar’ın öldürülmesinden sonra Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun tarafından Uşak Cezaevi’ne ‘özellikle ölüme gönderme’ kastıyla nakledildiklerini’ iddia ediyordu.
Tempo’nun haberi 6 Ekim 2009 tarihli Milliyet’te birinci sayfadan yayımlandı. Manşete çıkarılan sözler “Cezaevine öldürülmem için gönderildim” şeklindeydi.
Ergin’in “Mustafa Duyar’ı kardeşimiz Sami Tokur vurdu. Eline yüreğine sağlık? Ben öyle istedim, öyle oldu” sözlerine de yer verilen haberde, ‘Duyar’ı bana devlet öldürttü’ sözleri içinde Ergin “O anki gelişmeler bana öyle konuşmam gerektiği izlenimi vermiştir ki, öyle demişimdir. İyi de demişim. Sanıyorum, o sözümden sonra o cehennemden sağ çıktık” diyor.
Bu sözlerin yer aldığı kaseti Savcı Zekeriya Öz’e yollayanları “asıl cinayet şebekesi” olarak tanımlayan Ergin, Veli Küçük’ü tanımadığını, Kurtlar Vadisi adlı dizide kendi ailesinin uyuşturucu kaçakçısı olarak, Çakıcı’nın ise kahraman gibi gösterildiğini öne sürüyor.
Ergin kardeşler Uşak Cezaevi’ne nakledilmeden önce Afyon Cezaevi’nde bir karışıklık sırasında Sabancı cinayeti faili Mustafa Duyar’ı öldürmüşlerdi.
Saygı Balçık adlı okurumuz Okur Temsilcisi’ne gönderdiği “Mafya kendini nasıl haber yapar?” başlıklı e-mailde şöyle diyor:
‘Bu kadar itibar niye?’
“Milliyet bu şahsın söylediklerine niye bu kadar itibar etti? Niye bu kadar yer verdi? Hani bilelim; bir şey mi itiraf etmiş. Hayır. Sağa sola mesajlar vermiş, Milliyet de yazıyor. Ne diyor; ‘Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü’ sözünü inkâr ediyor. Duyar’ı öldürdüğüne seviniyor, ‘ölmüş adamların arkasından konuşmayalım’ diyor, Veli Küçük’ü tanımıyor. Kurtlar Vadisi’nde uyuşturucu kaçakçısı olarak gösterilmiş olmasına üzülüyor, intikam için yaşadığını söylüyor. Biz bu röportajdan ne çıkartmalıyız?”
Okurumuz, “Ya o boydan boya pozlarına, resimlerine bakıp ne düşünmeliyiz?” diye soruyor.
Tempo’dan alıntı yapılırken
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’la ilgili iddialar son dönemde yeniden tartışılıyor.
Sabancı suikastının aydınlatılmasına dönük açıklamalar yapmaya hazırlandığı sırada öldürülen Mustafa Duyar’la ilgili Nuri Ergin’in Tempo’ya konuşması nedeniyle Milliyet’in haberden alıntı yapmasında yadırganacak bir durum yok.
Ancak okurumuz gibi Milliyet Yazı İşleri de haberde bazı maddi hataları gözden kaçırmış:
1 “Sabancı suikastı sanıklarından Mustafa Duyar’ın da öldüğü Uşak Cezaevi’ne...” ifadesi birkaç kez kullanılmış. Oysa Duyar Uşak’ta değil, Afyon Cezaevi’nde öldürüldü.
2 Nuri Ergin ve çetesi, Duyar öldürüldükten sonra Afyon Cezaevi’nden alınıp hemen Uşak’a nakledilmedi. Önce Kartal Cezaevi’ne gönderildiler. Alaattin Çakıcı ile aralarındaki husumet tırmanınca Uşak Cezaevi’ne gönderildiler.
3 Haberde Uşak Cezaevi’ne Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun tarafından “öldürülmek maksatlı” gönderildiğini söyleyen Ergin’in “tezgâh” dediği Uşak Cezaevi’ndeki olaylarla ilgili bir hatırlatma yapılmalıydı. Çünkü o tarihlerde Ergin, Çakıcı’nın sekiz adamını, kendisini öldürtmek için Uşak Cezaevi’ne gönderdiğini iddia etmiş, 100’ün üzerinde mahkûmu rehin almış, bazılarını pencereden atmışlardı ve 5 kişi öldükten sonra Ergin kardeşler, “Bu devlet bana Duyar’ı öldürttü”, “Bizi Veli Küçük’e sorun” demiş, ardından Uşak’ta cezaevi müdürüyle odasında ve koğuşta “kral hayatı” yaşadığını belgeleyen fotoğrafları basında yer almıştı. Ergin eşini görmesine cezaevi yönetiminin izin vermemesi üzerine de basına Ertosun’u öldüreceğini belirten mektup yazmıştı.
4 Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun’un Ergenekon sanıklarıyla bir araya gelen fotoğrafları geçtiğimiz aylarda yayımlanmış, Ertosun Duyar’ın konuşmasını engellediği iddialarıyla gündeme gelmişti.
5 milliyet.com.tr’nin haberinde de Tempo’nun “İntikam için yaşıyorum” başlığı kullanılmış, ancak haberin içerisinde neyin intikamını almak istediğine ilişkin bilgiye yer verilmemiş.
Ombudsman’ın görüşü
Milliyet, Susurluk ve Ergenekon davalarının her zaman en dikkatli takipçilerinden oldu. Suikast ve darbelerle hukuk önünde hesaplaşılmasından yana bir gazete olarak her iddiayı okurlarıyla paylaşıyor. Dolayısıyla hukuk devletinde bir cinayetin azmettiricisi olmakla övünen birinin iddiaları elbette haber değeri taşır. Ancak Ergin’in kimliğine daha iyi vurgu yapılabilirdi, söz konusu iddialarla ilgili olaylar okura hatırlatılabilir, bağlantı kurulabilirdi. Sabancı suikastını aydınlatacak bilgiler içermeyen bir röportajda Nuri Ergin’in kendisiyle ilgili yorumların Milliyet’te yer bulması ve eleştirilmesi bu çerçevede haklıdır.