Beşiktaş ve Stoke City üzerine

2 Ekim 2011

Britannia Stadı'nda dün gece her şey beklendigi gibiydi. Butik bir stat, rakip taraftarlardan saatler önce tribünde kendilerine ayrılmış yerleri dolduran ve maç boyunca hiç susmayan gurbetçilerimiz, iyi bir organizasyon, ateşli rakip tribünler ve sanki futboldan başka bir spor dalı ile uğraşsa daha başarılı olacakmış gibi bir izlenim veren bir rakip.

Stoke City ile Besiktaş on maç yapsa onunda da tercihim Beşiktaş olur; oyunun adı futbol olduğu sürece.

Stoke City’yi tanımlamak için şu cümle yeterli “Beşiktaş karşılarında Brezilya gibi göründü” Belki abartı olacak ama sadece Fernandez'in top tekniği Potters kadrosunun toplamınınkine eşit olabilir; Quaresma'ninki ise daha fazla. Fakat bu cümlenin bir yanlış anlamaya yol açmaması için şu şekilde devam ettirilmesi gerekiyor: ama bu durum Beşiktaş’ın rakibini elini kolunu sallaya sallaya alt edeceği anlamına gelmez zira bu büyük avantaj ancak takım halinde, en azından vasat bir performans gosterebildiginizde hanenize önemli bir artı koyar; tıpkı maçın ilk yarısında olduğu gibi.

Dün gece Beşiktaş’ın rakibine, futbolun futbol olmayana, meleğin şeytana boyun eğmesinin yegâne nedeni, siyah beyazlıların maçın ikinci yarısında,

Yazının Devamı

Beşiktaş Stoke'a melek şeytana yenildi

1 Ekim 2011

Britannia Stadı'nda dün gece her şey beklendigi gibiydi. Butik bir stat, rakip taraftarlardan saatler önce tribünde kendilerine ayrılmış yerleri dolduran ve maç boyunca hiç susmayan gurbetçilerimiz, iyi bir organizasyon, ateşli rakip tribünler ve sanki futboldan başka bir spor dalı ile uğraşsa daha başarılı olacakmış gibi bir izlenim veren bir rakip.

Stoke City ile Besiktaş on maç yapsa onunda da tercihim Beşiktaş olur; oyunun adı futbol olduğu sürece.

Stoke City’yi tanımlamak için şu cümle yeterli “Beşiktaş karşılarında Brezilya gibi göründü” Belki abartı olacak ama sadece Fernandez'in top tekniği Potters kadrosunun toplamınınkine eşit olabilir; Quaresma'ninki ise daha fazla. Fakat bu cümlenin bir yanlış anlamaya yol açmaması için şu şekilde devam ettirilmesi gerekiyor: ama bu durum Beşiktaş’ın rakibini elini kolunu sallaya sallaya alt edeceği anlamına gelmez zira bu büyük avantaj ancak takım halinde, en azından vasat bir performans gosterebildiginizde hanenize önemli bir artı koyar; tıpkı maçın ilk yarısında olduğu gibi.

Dün gece Beşiktaş’ın rakibine, futbolun futbol olmayana, meleğin şeytana boyun eğmesinin yegâne nedeni, siyah beyazlıların maçın ikinci yarısında,

Yazının Devamı

Beşiktaş Stoke maçı üzerine

30 Eylül 2011

Britannia Stadı'nda dün gece her şey beklendigi gibiydi. Butik bir stat, rakip taraftarlardan saatler önce tribünde kendilerine ayrılmış yerleri dolduran ve maç boyunca hiç susmayan gurbetçilerimiz, iyi bir organizasyon, ateşli rakip tribünler ve sanki futboldan başka bir spor dalı ile uğraşsa daha başarılı olacakmış gibi bir izlenim veren bir rakip.

Stoke City ile Besiktaş on maç yapsa onunda da tercihim Beşiktaş olur; oyunun adı futbol olduğu sürece.

Stoke City’yi tanımlamak için şu cümle yeterli “Beşiktaş karşılarında Brezilya gibi göründü” Belki abartı olacak ama sadece Fernandez'in top tekniği Potters kadrosunun toplamınınkine eşit olabilir; Quaresma'ninki ise daha fazla. Fakat bu cümlenin bir yanlış anlamaya yol açmaması için şu şekilde devam ettirilmesi gerekiyor: ama bu durum Beşiktaş’ın rakibini elini kolunu sallaya sallaya alt edeceği anlamına gelmez zira bu büyük avantaj ancak takım halinde, en azından vasat bir performans gosterebildiginizde hanenize önemli bir artı koyar; tıpkı maçın ilk yarısında olduğu gibi.

Dün gece Beşiktaş’ın rakibine, futbolun futbol olmayana, meleğin şeytana boyun eğmesinin yegâne nedeni, siyah beyazlıların maçın ikinci yarısında,

Yazının Devamı

Stoke City Analizi

29 Eylül 2011

Stoke City bu yıl tam 36 sene sonra tekrar Avrupa arenasında boy gösteriyor ve teknik direktör Tony Pulis bu durumun kıymetini bildiklerini her fırsatta dile getiriyor. Bu nedenle Beşiktaş’ın rakibi tecrübeli bir Avrupa takımı değil ama bulunduğu yerin bilincinde olan ve ayakları yere son derece sağlam basan, gayet ciddi bir ekip.

Potters’ın bu sezonki Premier Lig macerası oldukça başarılı devam ediyor. Geride kalan altı hafta sonunda kırmızı beyazlılar Leverpool’u mağlup edip Man. United berabere kalırken sadece bir kez sahadan puansız ayrıldılar.

Teknik Direktör

Tony Pulis, 2005 yılındaki bir yıllık arayı saymazsak 2002 yılından beri takımın başında olan adeta kulübü ile bütünleşmiş, çok tecrübeli bir teknik adam. Kulübü Championship’ten Premier Lig’e çıkarmayı başararak kendini kanıtlayan, geçen sene de FA CUP fınaline takımının adını yazdıran Galli teknik direktör, İngiltere’de “Manager” diye tabir edilen görevin geniş yetkileri de göz önüne alındığında rahatlıkla kulübün 1 numaralı ismi olarak adlandırılabilir.

Pulis taraftarlar tarafından da oldukça sevilen bir isim öyle ki kendisi için bir rap şarkısı bile bestelenmiş durumda:

http://www.metacafe.com/watch/yt-t

Yazının Devamı

Futbol Kadın ve Fenerbahçe

22 Eylül 2011

Geçtiğimiz Temmuz başından beri Fenerbahçe, 104 yıllık tarihinin en kaotik dönemini yaşıyor. Fakat bu dünyada hiç bir şey mutlak olmadığından, yediden yetmişe tüm Fenerbahçelilerin asla yaşanmamış olmasını istedikleri bu dönemde dahi onları gülümsetecek, sevindirecek hatta coşturacak olaylar yaşanabiliyor; Salı gecesi Kadıköy’deki yüksek topuklar gibi.

Geride kalan üç ayda Fenerbahçelilerin birçok kez kalabalık yürüyüşlerine tanık olduk. İnternet siteleri ve sosyal medya araçları üzerinde gösterilen dayanışma takdire şayandı. Seyircisiz maçta, taraftarların stat dışından ama tribündeki eksikliklerini hissettirmeyecek kadar güçlü bir şekilde takımlarını desteklemeleri veya ihtiyaçtan ziyade, sırf kulübe destek olabilmek için Fenerium’lara akın etmeleri Fenerbahçe’nin sadece bir spor kulübü değil aynı zamanda son derece güçlü bir sivil toplum örgütü olduğunu gösteren önemli kanıtlardı. Fakat bu önemli kanıtların hiçbirisi beklenmedik veya çok şaşırtıcı değildi; salı akşamı Şükrü Saraçoğlu Stadı’na kadın eli değmesi kadar.

Kadınlar futbolun eksik parçası hatta çoğu zaman imkânsızıdır. Aslında futbolu sevme olasılıkları vardır ama çevrelerindeki erkekler ayaktopuna o denli

Yazının Devamı

TFF futbolu yeniden keşfetmeye çalışıyor

18 Eylül 2011

Futbol, dünyanın uzak ara en polpüler sporu. FIFA’ya üye 208 ülkenin 80’inde spor dalları arasında birinci, geri kalanında da ilk üçte olan bu oyunu, dünya çapında milyarlarca kişi takip ediyor. Futbolun bu denli popüler olmasının en önemli nedeni, onun, oynanması ve anlaşılması en kolay spor dalı olması. Nitekim futbol oynamak için gerekli olan tek şey sadece bir top ve bu güzel oyunun en profesyonel uygulamalarında dahi altı üstü 17 basit kural var.

Gelin görün ki, göreve geldiğinden beri devamlı kıyıdan giden ve sadece günü kurtarmaya çalışan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Türk Futbolu’nun marka değerini arttırmak uğruna bu oyunun doğasına aykırı bir dizi değişikliğe gitti ve gidiyor. Play-off uygulaması, maçlara kadınların ücretsiz alınması ve seyircisiz maç cezasının “erkek ve 12 yaşından büyük seyircisiz maç cezası”na dönüştürülmesi bu değişiklikler arasında şimdiye kadar gündeme gelenler.

TFF’nin bu yapay uygulamaları futbolun sadeliğine zarar vermenin yanı sıra mevcut sorunun çözümüne de en ufak bir katkı sağlamıyor. Bu sene play-off ne kadar heyecanlı olacak bilinmez ama bu uygulama ile normal sezonun var olan tadı da kaçmış durumda. Galibiyetler, beraberlikler

Yazının Devamı

TFF futbolu yeniden keşfetmeye çalışıyor

18 Eylül 2011

Futbol, dünyanın uzak ara en polpüler sporu. FIFA’ya üye 208 ülkenin 80’inde spor dalları arasında birinci, geri kalanında da ilk üçte olan bu oyunu, dünya çapında milyarlarca kişi takip ediyor. Futbolun bu denli popüler olmasının en önemli nedeni, onun, oynanması ve anlaşılması en kolay spor dalı olması. Nitekim futbol oynamak için gerekli olan tek şey sadece bir top ve bu güzel oyunun en profesyonel uygulamalarında dahi altı üstü 17 basit kural var.

Gelin görün ki, göreve geldiğinden beri devamlı kıyıdan giden ve sadece günü kurtarmaya çalışan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Türk Futbolu’nun marka değerini arttırmak uğruna bu oyunun doğasına aykırı bir dizi değişikliğe gitti ve gidiyor. Play-off uygulaması, maçlara kadınların ücretsiz alınması ve seyircisiz maç cezasının “erkek ve 12 yaşından büyük seyircisiz maç cezası”na dönüştürülmesi bu değişiklikler arasında şimdiye kadar gündeme gelenler.

TFF’nin bu yapay uygulamaları futbolun sadeliğine zarar vermenin yanı sıra mevcut sorunun çözümüne de en ufak bir katkı sağlamıyor. Bu sene play-off ne kadar heyecanlı olacak bilinmez ama bu uygulama ile normal sezonun var olan tadı da kaçmış durumda. Galibiyetler, beraberlikler

Yazının Devamı

TFF futbolu yeniden keşfetmeye çalışıyor

18 Eylül 2011

Futbol, dünyanın uzak ara en polpüler sporu. FIFA’ya üye 208 ülkenin 80’inde spor dalları arasında birinci, geri kalanında da ilk üçte olan bu oyunu, dünya çapında milyarlarca kişi takip ediyor. Futbolun bu denli popüler olmasının en önemli nedeni, onun, oynanması ve anlaşılması en kolay spor dalı olması. Nitekim futbol oynamak için gerekli olan tek şey sadece bir top ve bu güzel oyunun en profesyonel uygulamalarında dahi altı üstü 17 basit kural var.

Gelin görün ki, göreve geldiğinden beri devamlı kıyıdan giden ve sadece günü kurtarmaya çalışan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Türk Futbolu’nun marka değerini arttırmak uğruna bu oyunun doğasına aykırı bir dizi değişikliğe gitti ve gidiyor. Play-off uygulaması, maçlara kadınların ücretsiz alınması ve seyircisiz maç cezasının “erkek ve 12 yaşından büyük seyircisiz maç cezası”na dönüştürülmesi bu değişiklikler arasında şimdiye kadar gündeme gelenler.

TFF’nin bu yapay uygulamaları futbolun sadeliğine zarar vermenin yanı sıra mevcut sorunun çözümüne de en ufak bir katkı sağlamıyor. Bu sene play-off ne kadar heyecanlı olacak bilinmez ama bu uygulama ile normal sezonun var olan tadı da kaçmış durumda. Galibiyetler, beraberlikler

Yazının Devamı