Gündem o kadar hızlı değişiyor ki, dünün en önemli konuları bile unutulup gidiyor.
Örneğin 4+4+4’e geçmek iyi mi oldu, kötü mü?
Alınan ilk sonuçlar ve yapılan ilk değerlendirmeler ne yönde?
Bu konuda bir rapor hazırlandı mı, bilmiyoruz.
Keşke hazırlanmış olsa ama bu konuda hiç umutlu değiliz.
Tıpkı yıllarca bir dayatma şeklinde uygulanan ve eğitim sisteminin kimyasını bozan 8 yıllık kesintisiz eğitim gibi. Bu da yarattığı tahribatla unutulup giderse hiç şaşırtıcı olmaz...
Ama bugün asıl değinmek istediğimiz konu, önceki yılın en önemli tartışma konularından birisi olan okula başlama yaşı!
Önce 60 ay denildi. Sonra 66’ya çıkartıldı. Daha sonra ise isteyen istediği gibi davransın noktasına kadar gelindi. Doktor raporu zorunluluğu da görmezden gelindi. Çünkü projenin mimarları da hata yaptıklarını anladılar. Ama hatadan dönmenin de bir fazilet olduğunu kabullenmedikleri için hala yola devam ediyorlar...
Uzmanlar ne diyor?
MEB ve üniversiteler bu konuda adeta üç maymunu oynuyor. Hiçbir yorum yapmıyorlar. Sendikalar ise zehir zemberek eleştirmenin ötesine geçmediler. Sivil toplum örgütlerinin yaptıkları açıklamalar ise cılız kalıyor.
Keşke hepsi bir araya gelse de konu, bugüne kadarki uygulamalar çerçevesinde enine boyuna tartışılabilse. Ama nerdeeeee...
Pedegoji Derneği’nin bu konuda hep ilginç tespit ve önerileri oldu. Ama ne kadar ciddiye alındı, işte o tartışılır? İsterseniz gelin, önce, neler demişlerdi ona bir göz atalım. Sonra da bu konuda nasıl bir yol haritası çizmemiz gerekiyor, onu tartışalım:
“Derneğimiz, 60-66 aylık arasındaki çocukların ilkokul eğitimine başlamasına karşıdır. Çünkü eğitimdeki sistem değişikliği bu sene yapılmış ve hemen uygulamaya geçilmiştir. Bu da aynı sınıfta hem 60 aylık hem de 80 aylık çocukların bir arada bulunması sonucunu doğurmuştur.
Eski sistemin birinci sınıfları ile yeni sistemin birinci sınıfları aynı sınıfta eğitim görecektir.
20 aylık bir fark çocukluk döneminde büyük bir farktır. Bunun yanında 60-66 aylık çocuklar bilişsel (zihin) gelişimi, psikomotor (kas) gelişimi, sosyal gelişim ve duygusal gelişim açıdan okula başlamaya hazır olmayabilir. Bu çocuklar 80 aylık çocukların yanında kendini geride kalmış hissedebilir.
Bu nedenle derneğimiz 60-66 ay arasındaki çocukların okula başlamasına taraftar değildir. Ancak aşağıda belirttiğimiz durumlardan beşi birden bir çocukta mevcutsa aileler bir uzmana danışarak çocuğunu okula başlatabilir.
Çocuğunuz anaokulu eğitimi aldıysa; anaokulu öğretmenleri veya okul psikologları çocuğunuzun fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimini okula başlamaya yeterli görüyorsa; çocuğunuz ileri gelişim özellikleri gösteriyorsa (harfleri kendiliğinden öğrendiyse, adını yardımsız yazabiliyorsa, basit toplama ve çıkarma işlemlerini yapmaya başladıysa, uzay, doğa gibi sıra dışı konulara ilgisi varsa), çocuğunuz uygulanan gelişim ölçeklerinde yaşının üstünde gelişim özellikler gösterdiyse;
Metropolitan Okul Olgunluğu Testi’nde okula başlamaya uygun tanısı aldıysa; işte o zaman onu okula başlatmak doğru olabilir. Çocuğunuz bu maddelerden birini taşımaması halinde okul kaydının önümüzdeki seneye ertelenmesi daha uygun olacaktır.
Yanlış düşünceler
Anne-babalar 60-66 aylık çocuklarını okula başlatırken kimi yanlış düşüncelere sahip olabilmekteler. Bu düşüncelerden birkaçı şöyle:
* Çocuğum bir an önce okula başlasın. Erken başlasın, erken bitirsin.
* Abisi/ablası da başlayacak, onunla birlikte başlasın. Beraber gidip gelsinler.
* Bir sene daha anaokuluna ücret ödemeyelim.
* Filancanın çocuğu erken başladı da ne oldu? Zamanla alışır.
* Evde canı sıkılıyor. Bari okula gitsin.
* Komşunun çocuğu başladı, bizim çocuk da başlasın. Beraber gitsinler.
Yukarıdaki düşünceleri göz önüne alarak çocuklarını okula başlatmak anne-babaların yapacağı en büyük yanlışlardan biridir.
Okula başlamada en önemli kriter, çocuğun gelişim özelliklerinin okula başlamayı desteklemesidir.
Erken okula başlama, çocukta okula karşı soğumaya neden olabilir ve uzun vadede çocuğun eğitimden uzaklaşmasını netice verebilir...”
Pedagoji Derneği’nin söylediklerinin eksiği var, fazlası yok. Ve en önemli nokta, okula başlama olgunluğuna sahip olmayan öğrencilerin, okula gönderilmeleri halinde, eğitim hayatlarının çok sorunlu geçtiğidir. Bu konuda çok önemli örnekler var!..
Özetin özeti: Siz siz olun, çocuğunuzun geleceğini riske atmayın. Uzmanlardan olur almadan, MEB onaylı da olsa, maceraya yelken açmayın.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025