Asıl konuşulması gerekenler hiç konuşulmuyor

15 Şubat 2019

Üniversite başvuruları devam ediyor. Sınav ve yerleştirme sistemi baştan aşağı hatalı. Ne insan gücü planlaması var ne de doğru yönlendirme!
Üniver-sitelerde her yıl yüz binlerce kontenjan boş kalıyorsa, üniversiteyi kazanan yüz binlerce genç her yıl yeniden sınava giriyorsa ve milyonlarca üniversite mezunu yıllarca iş bulamıyorsa, bu işte bir terslik var!
Görünen o ki MEB, YÖK ve ÖSYM geleceğimize doğru karar veremiyor!
Keşke biraz da bunlar konuşulsa. Keşke biraz da üretime dayalı eğitim modelleri gündeme gelse ama nerdeee...
İncir çekirdeğini doldurmayan konularda harcadığımız zamanın onda birini bile çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğine ayırmıyoruz...
Bu yüzden, başta anne babalar olmak üzere hiç kimse bu konuda hamaset nutukları atmasın!..

Üniversiteli olmak?

Bu yıl da en az 2.5 milyon aday üniversiteye başvuracak.

Yazının Devamı

Diploma mı, meslek mi?

13 Şubat 2019

Üniversite sınav maratonu dün resmen başladı.

Milyonlarca genç yine hummalı bir yarışın içine girdi.

Doğru olan üniversite mi yoksa meslek mi?

Peki, “Üniversite meslek kazandırmıyor mu?” diyenleriniz çıkabilir.

Evet, üniversite bir meslek kazandırmıyor, çünkü üniversite meslek okulu değil.

İşte bu noktada, hem devlet olarak hem de ebeveynler olarak çok büyük yanlışlar yapıyoruz.

Faturası da gençlere çıkıyor...

Şu an için işsizler sıralamasının en tepesinde üniversite mezunları var. Yüz binlerce kontenjan boş kalıyorsa, diplomaların hiçbir geçerliliği yoksa bu sistem iflas etmiştir!

Yazının Devamı

KDV, seçimler ve sınav maratonu!

12 Şubat 2019

Gazete, dergi ve kitaplarda KDV kalkıyormuş.

Keşke eğitimde de kalksa.

Hatta herkesin daha kolay ulaşabilmesi için öğretim kurumları vergilerin tümünden muaf olsa.

Eğitim, bilim, teknoloji, sadece kişiye değil, ülkeye de yüksek katma değer sağlar.

Ne kadar ulaşılabilir olursa, getirisi de o kadar yüksek olur.

Dünyanın en zengin, en güçlü, en müreffeh, en demokratik ülkelerine baktığımızda, hemen hepsinin eğitimde, bilimde, en üretken ülkeler olduğunu görüyoruz.

Dünya bilimine katkı ile kalkınmışlık düzeyi arasındaki korelasyon bunun en açık örneği.

İşte bu yüzden, geç de olsa, gazete, dergi ve kitaplardan KDV’nin kaldırılması çok doğru bir karar ama yetersiz.

Yazının Devamı

Eğitimde zor süreç!

10 Şubat 2019

Eğitimle ilgili beklentiler öylesine yükseldi ki dünyanın en iyi sistemlerini de getirseniz, memnuniyet çıtası daha yükseğe zor çıkar.

Çünkü hemen her alanda, teknoloji ve yaşam koşulları aldı başını gidiyor, müfredat programları ona yetişemiyor.

Bu durum sadece bizim ülkemizde böyle değil.

Hemen her ülke benzer sancıları yaşıyor.

Eğitimin eskisi kadar gençlerin ilgisini çekmemesi de bu yüzden.

Peki, önümüzdeki yıllarda, Aristo’dan günümüze çok fazla değişmeyen, klasik eğitim, öğretim metotları aynen devam eder mi?

Evet demek mümkün değil.

Fazla değil, 20 yıl içinde, kampüs, okul, derslik, kara ya da akıllı tahta, öğretmen, öğrenci, ödev, müfredat, ders, kitap gibi kavramlardan pek çoğu tarih olursa hiç şaşırmayın!..

Yazının Devamı

Zengin turist neden gelmiyor?

10 Şubat 2019

Öteden beri zengin turistlerin neden ülkemize gelmedikleri konusunda yakınıp dururuz.

Bunda kuşkusuz her şey dahil sistemin çok önemli payı var.

Çünkü turistleri, geldikleri otel ya da tatil köyünün dışına çıkartıp, para harcatmayı bir türlü beceremiyoruz.

Bu o kadar zor mu? Hayır ama yeterince kafa yormuyoruz, çünkü her şey dahil kolayımıza geliyor.

Oysa zengin turist güneş, kum, deniz ve yemeğin dışında başka ayrıntılar da arıyor. Örneğin tarih, örneğin eğlence, örneğin alışveriş… Yeni dönemde ya da gelecek vizyonunda umarız bu konular da ele alınır...

Gemi turları

Yazının Devamı

Saklı kent Alanya

9 Şubat 2019

Alanya’ya en son 30 yıl kadar önce gitmiştim.
Henüz restorasyonu tamamlanmamış kale çevresinde mini minnacık bir kentti. Nüfusu 30 bin civarındaydı. Şimdi 300 bin nüfuslu devasa bir kent olmuş. Ama Antalya gibi beton bir kent değil!..
Alanya’ya, özellikle de Kızıl Kule’yi de içine alan Alanya Kalesi’ne, Kleopatra Plajı’na, sokaklarına, caddelerine, mutfağına, en önemlisi de eğitime duyarlı halkına bayıldım.
İlçe olmasına rağmen, biri devlet, diğeri vakıf iki üniversitesi var ve kentteki neredeyse tüm okullar hayırseverlerin desteğiyle yapılmış.
Alanya, başkenti Konya olan Selçuklu İmparatorluğu’nun en güçlü döneminde Alaaddin Keykubat tarafından kışlık başkent olarak altın çağını yaşamış.
Alanya Kalesi, Kızıl Kule de dâhil tüm yarımadayı içine alıyor ve böylesine görkemli olanını, değil ülkemizde, gezdiğim pek çok ülkede görmedim.
İstanbul’daki Anadolu ve Rumeli hisarlarının yüzlerce kat büyüğünü göz önüne getirin, çok daha görkemlisi.

Yazının Devamı

HALKIN AVUKATI ŞEREF DEDE

8 Şubat 2019

Eskiden derdini dile getirecek makam bulamayınca ya da çözsün, çözemesin, herkesin sorunlarını sabırla dinleyen biri arandığında akla ilk gelen Marko Paşa’ymış. Rum asıllı Osmanlı hekimi Marko Paşa (1824-1888), sonraki yıllarda yerini mahallenin pos bıyıklı tonton komiseri Hulusi Kentmen’e bıraktı. Günümüzün dert ortağı ise Şeref Malkoç.

O Frenkçe adıyla Ombudsman, yasal ismiyle Baş Denetçi.

Eğitimden sağlığa, yargıdan maliyeye, belediyelerden Meclis’e, valilerden muhtarlara, herhangi bir şikâyetiniz mi var, günün 24 saatinde sizi dinlemeye hazır.

Sadece dinlemekle kalmıyor, çözüm için yasaların, siyasetteki duayenliğinin ve tonton kişiliğinin kendisine sağladığı tüm avantajları kullanarak, sorununuzu en geç altı ay içerisinde pozitif yönde çözmeye çalışıyor. Çoğu zaman da başarılı oluyor.

Yaşı 60’a merdiven dayasa da 25’lik delikanlı gibi kabına sığmıyor. Ülkenin dört bir yanını dolaşıyor, gazete ve televizyonları ziyaret ediyor ve özelikle de liselerde, üniversitelerde ombudsmanlığı anlatan konferanslar, yarışmalar düzenliyor, öğrencilere yalnız değilsiniz mesajı veriyor, özgüven inşa ediyor.

Bir zamanların Toprak Dede’si Hayrettin Karaca’yı hatırlayın.

Erozyonu önlemek, yeşil

Yazının Devamı

Yabancı öğrenci sayısındaki artış ve engelli kadroları?..

6 Şubat 2019

Yüksek-öğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili Prof. Dr. Rahmi Er, “Bundan 4 yıl önce 48 binlerde olan uluslararası öğrenci sayımız 148 bini geçti” demiş.

Helal olsun deyip şapka çıkarmak gerekir ama detayını öğrenmek de en doğal hakkımız!..

Yüzde 300’lük bu artışın sırlarını öğrenmek, gerçekten çok önemli!

Neden mi?

Eğer bu işin sırrını keşfedip, diğer alanlara da uygularsak örneğin ihracat, turizm, patent ve üretim artış oranlarını da yüzde 300 artırırsak, ülkemiz uçar!

Bunu bize sağladığı için de ülke olarak YÖK’e minnet duyarız!

Umarız, bu artış da üniversite sayısındaki inanılmaz artışla birlikte gelen üniversite mezunu işsiz sayısındaki patlamaya benzemez!

YÖK Başkan Vekili Prof.

Yazının Devamı