Ankara rüzgârı!

10 Ağustos 2018

ÖSYM Başkanı Mahmut Özer, Milli Eğitim Bakan Yardımcılığı’na atanmış.

Göreve başlayalı daha 1 yıl bile olmamıştı!

Terfi mi, tenzili rütbe mi, yoksa birilerine yer açma mı?

Söylenti çok ama sanki gerçekler çok farklı!

Nereden bakarsanız bakın, enteresan bir gelişme!

Hem de tam tercih döneminde!

ÖSYM Başkanı’nın başka bir göreve kaydırılması elbette düşünülebilir ama şu günlerde belki de yapılması gereken en son iş bu olmalıydı.

Görünen o ki çok önemli gerekçeleri var!

Yazının Devamı

Seneyi mi bekleyeyim, bu yıl bir yere gireyim mi?

10 Ağustos 2018

Tercih sürecinde, ikilemlerden kurtulmak mümkün değil!

İşte onlardan biri de, bu yıl mı yoksa gelecek yıl mı sendromu! Ne olursa olsun, bu yıl kesinlikle üniversiteye girmeliyim diyenlerden misiniz yoksa seneye şansımı bir kez daha denemeliyim kararlılığında olanlardan mı? Ya da ikisini birden yaşayanlardan mı?

Girmeyi düşündüğünüz üniversite ve fakülteler içinize sinmiyor ama gelecek yıl da macera olur diyorsanız işiniz daha da zor! Çünkü hangi kararı alırsanız alın, aklınız hep diğer seçenekte kalacak… Peki, böylesi durumlarda ne yapmak gerekir? En kötü karar, kararsızlıktan iyidir. Bu yüzden, enine boyuna düşünüp, bir an önce karar verin ve diğer seçeneği, tümüyle aklınızdan çıkartın. Örneğin, gelecek yıla kaldığınızda, fazladan alacağınız puan, ortalama 30 civarında olabilir ama tam tersi bir durum da yaşanabilir!

Ve yine eğer gelecek yılı düşünüyorsanız, kesinlikle hiçbir yere girmeyin, çünkü alacağınız artı puanın yarısı, Ortaöğretim Başarı Puanı’nın düşmesi nedeniyle heba olacaktır.

Yok, eğer, artık bu sınav defterini kapatmak istiyorum diyorsanız da girebileceğiniz en iyi yere girip, derin bir oh çekin ve şuraya, buraya girseydim daha iyi olurdu, keşke şansımı bir kez daha

Yazının Devamı

Sanal burslar kafanızı karıştırmasın

9 Ağustos 2018

Tıpkı pazarlarda olduğu gibi koş vatandaş koş, yetişen alıyor tarzı burs kampanyaları, adayları ne kadar etkiliyor, bilmiyorum ama YÖK’ün artık bu işe bir çeki düzen verme zamanı geldi de geçiyor. Yüzde 50 artı yüzde 50 burs ya da yüzde 75 artı yüzde 25 burs verildiğinde, geriye ne kalıyor? Ya da bu burslar, kimin cebinden çıkıyor? Hayırseverler mi veriyor, kurucu vakıf mı veriyor yoksa diğer öğrencilerin sırtına mı yükleniyor?

YÖK’ün, asıl denetlemesi gereken konulardan biri de işte bu!..

Siz, siz olun, böylesi ciddi bir konuyu, hiç YÖK’e havale etmeden, kendiniz sorun, araştırın, ona göre karar verin. Bazı kurumlar, önce öğrenim ücretini şişirip, sonra indirme yani burs yoluna gidiyor yani bu bir anlamda tüketicinin kandırılması ama kimin umurunda ki!.. Bir de öğrenim bursu verip diğer hizmetleri iki katına çıkaranlar var ki, o konuda da çok dikkatli olmakta yarar var.

Burs seçeneklerini enine boyuna araştırmadan karar vermeyin, ileride başınız ağrıyabilir!..

Sıralamanın önemi?

Yerleştirmede ilk sıralar ne kadar önemliyse, son sıralar da o kadar önemli! İşte bu yüzden, ilk 5 tercihinize gösterdiğiniz özeni, son 5 tercihinize de göstermelisiniz. Çünkü ilk tercihleri kazanma şansınız

Yazının Devamı

Hayırların en büyüğü öğrencilere burs vermektir!

8 Ağustos 2018

Bir genç iyi bir eğitim alırsa, sadece kendisinin ve ailesinin değil, ülkenin ve dünyanın kaderini de değiştirebilir.

İyi bir eğitimin maliyeti ise çok yüksek!

Yetenek ve başarılarınızla bir yere kadar ilerliyor, sonra tıkanabiliyorsunuz. Örneğin, ülkemizin en iyi lise ya da üniversiteleri bitirip yurt dışına açıldığınızda, hatta dünyanın en iyi üniversitelerinden öğrenim bursu kazandığınızda, eğer cebinizde yaşam giderlerinizi karşılayacak kadar harçlığınız yoksa hayallerinize veda etmek zorunda kalabiliyorsunuz...

Hemen her yıl, böylesi yüzlerce örnekle karşılaşıyor ve elimizden geldiğince kendilerine yol gösterici olmaya çalışıyoruz.

Ama seçeneklerimiz çok sınırlı, çünkü burs verme alışkanlığımız henüz istenilen kıvama gelmedi.

Batılı ülkelerle, özellikle de Amerika ile kıyaslandığında, adeta yerlerde sürünüyoruz!

Devletin katkısı da giderek artıyor ama yine de hem yararlanan açısından hem de verilen miktar bakımından çok fazla değil!..

Erasmus mağduru!

Yazının Devamı

Liselerde nakil, üniversitelerde tercih telaşı!

8 Ağustos 2018

Yüzbinlerce öğrenci daha iyi bir lise arayışı içerisinde. Peki, nakillerde şans doğar mı? Evet, kesinlikle doğar ve okullar açılıncaya kadar takip etmekte yarar var. Hiç ummadığınız liselerde, kontenjan açıkları oluşur ve bu da size, kaçırdığınız fırsatları, yeniden yakalama şansı yaratır…

Kontenjanlarını tümüyle dolduran birkaç kolej dışında, özel okullarda da kayıtlar devam ediyor.

Reklamlar öylesine cezbedici ki, etkilerinde kalmamak mümkün değil. Bu nedenle, kolej seçerken, reklamlardan çok, size sundukları olanaklara ve kazanımlarına bakmakta yarar var.

Örneğin:

- Mezunların, üniversite sınavlarındaki puan ortalamaları kaç?

- Mezunların, ne kadarı, üniversiteyi kazandıklarında, yabancı dil hazırlık sınıfından muaf oluyor?

- Mezunların ne kadarı, üniversitede ilk 5 tercihine giriyor?

- Öğrencilerin ne kadarı aktif spor yapıyor ve ne kadarı, sanatın herhangi bir dalıyla iç içe…

Yazının Devamı

THY’ye ne haller oldu?

7 Ağustos 2018

Son günlerde uçakla bir yerden bir yere gideniniz var mı?

Hele bir de THY ile yolculuk yaptıysanız, sabır testlerinin en büyüğünden geçmişsiniz demektir.

Dünya markası olmasıyla övündüğümüz, gururlandığımız, yere göre sığdıramadığımız, THY’ye son günlerde bir haller oldu!

Termometrelerin 40, 45 dereceyi gösterdiği şu günlerde, ya uçağın içerisinde, klimaları bile çalıştırmadan, onlarca dakika bekletiyorlar ya da havada, uçuş saatinden çok daha fazla tur attırıyorlar.

Gökyüzünde bir saatten fazla tur atacaksa, o uçak, geldiği havaalanından niye kaldırılıyor?

Ya da uçak içerisinde onca süre bekletilecekse, uçağa niye bindiriliyor?

Tüm bu eziyetler için ne bir özür dileyen var ne de bilgilendiren.

Hosteslere soruyorsunuz, hiçbir cevap yok!

Yazının Devamı

Tercihlerinizi başkaları değil, siz yapmalısınız

7 Ağustos 2018

Tercih maratonu başlıyor. Ama hâlâ, adayların da velilerin de kafası karmakarışık.

Ebeveynler geleceği düşünüyor, adaylar ise bugünü! Peki, doğru olan hangisi? Gençlerin birinci önceliği, neresi olursa olsun bir yeri kazanmak. İkinci öncelikleri ise havalı bir üniversite ve havalı bir bölümde okumak.

Anne babalar ise gelecek derdinde.

İşsizliğin ne olduğunu, paralı üniversitelerde okumanın maliyetini ve yanlış bir meslek seçiminin yaşamı nasıl altüst ettiğini çok iyi biliyorlar.

Peki, orta yolu bulmak mümkün mü? Evet demek çok zor.

Gençler, anne babaları en doğruyu da söylese, hemen her şeye, tepkiyle karşılık veriyor ve sanki onlar ne isterse, tam tersini yapmaya çalışıyorlar.

Tüm adaylar böyle mi? Elbette hayır.

Bazıları var ki, hemen her şeyi anne, babalarına bırakmış durumda.

Yazının Devamı

Baraj, ek atama, tercihler ve kalite

5 Ağustos 2018

YÖK, gecikmeli de olsa, barajları aşağıya çekti. Kimilerine göre, bu, kontenjanların boş kalmaması için bir zorunluluktu. Ama kimilerine göre de barajın da aşağıya çekilmesi, kalitenin dibe vurması anlamına geliyor!
Örneğin, öğretmenlik ve mühendislik barajının 300 bine indirilmesi, hem eğitimin hem de yaşam kalitesinin, zerre kadar ciddiye alınmadığı şeklinde yorumlanıyor:
İyi öğretmen olmadan iyi eğitim olmaz, iyi eğitim olmadan da iyi doktor, mühendis, hukukçu, politikacı, gazeteci yani donanımlı hiç kimse yetişmez!
İşte bu yüzden, eğitim, tıp gibi fakültelere en yüksek puan diliminden öğrenci alınmalı. Yoksa ne üretimde, ne de yaşamda zirveye tırmanmamız mümkün olmaz…
İşte bu noktada, şu kuralı hatırlatıp, tüm üniversitelere, hodri meydan demekte yarar var.
YÖK, tıp, mühendislik, hukuk, öğretmenlik gibi bazı alanlarda, alt sınırı belirliyor ama üst sınıra karışmıyor.
Örneğin bir üniversite çıkıp, YÖK’ün tıp barajının 40 binden 50 bine indirilmesini protesto edip, hayır ben ilk 50 binden değil, ilk 5 binden öğrenci almak istiyorum diyebilir.

Yazının Devamı